Buradasınız
Hastanede Taşeron İşçisi Olmak
Pendik’ten bir taşeron işçisi
Üç yıldır bir devlet hastanesinde taşeron işçisi olarak çalışıyorum. Bu üç yıl içerisinde görmediğim acı, duymadığım kötü söz kalmadı. Küfrederek konuşan şefin psikolojimizi bozması yetmezmiş gibi, bizler o psikoloji ile akşama kadar durup dinlenmeksizin çalıştık. Bir bardak çay bile içemeden gün biter, benzimizde kan kalmaz çalışırken. Buna rağmen cehalet aramızda kol geziyor. Bazı arkadaşlarımızın şefin gözüne girmek için arkadaşlarını ihbar etmesi yüzünden birbirimize güvenemez hale geldik. Bizleri birbirimizin kurdu haline getiren taşeron şirket yönetimi, bizlerin cehaletini kullanıyor. Eğer bizler biraz kendimize güvensek, arkadaşlarımıza güvensek, biraz kendimizi geliştirsek bizlere bunları yapamazlar. Daha yeni başımdan geçen bir olay nedeniyle daha iyi anladım ki, bizler kendimize güvenmezsek ve öğrenmezsek haklarımızı çalanları durduramayız.
Bir gün çalıştığım hastaneye hasta olduğu için kızımı da alıp geldim. Kızım yanımdayken patronun çıkarını koruyan şef telefon etti. “Sana ben buraya hastanı getirmeyeceksin demedim mi” diye basbas bağırıyor, bağırmakla yetinmeyip buna sözlü taciz ve ağır hakaretler ekleyerek konuşuyordu. “Çabuk buraya gel” diyerek odasına çağırdı. Ben de hemen bulunduğum yerden ayrılıp doğru hastane yönetimine çıktım. Ama giderken sinirlerim bozulmuştu, nefes almakta güçlük çekiyordum ve sürekli ağzım kuruyordu. Gittiğimde yönetici “hanımefendi” koltuğunda oturuyordu. Ben sık sık nefes alıyor ve çok terliyordum. Ama bana yapılana boyun eğmedim ve çalıştığım hastaneden herkes gibi benim de yararlanma hakkım olduğunu söyledim. Şefin hakaretlerini, başka arkadaşlarıma yaptıklarını anlattım. “Size böyle yapılmasını ister miydiniz?” diye sordum. Bir işçi olarak haklarım olduğunu, kimsenin bizlere böyle davranma hakkının olmadığını söyledim. Hastane yöneticisi beni sakinleştirmek için “tabiî ki hastaneden faydalanacaksınız” dedi. Fakat arada da “ama siz de şöyle yapıyorsunuz, böyle yapıyorsunuz” diyerek durumu kurtarmaya çalıştı. Arkasından da şefi arayıp fırça attı.
İşimin başına dönüp düşündüğümde gördüm ki, ben bugüne kadar bütün bunlara cahillik ve yoksulluk yüzünden katlanmışım. Ben bundan 2 ay önce UİD-DER’le tanıştım. İnanın önce “ben insanmışım” dedim. Çünkü bizleri bugüne kadar hamam böceği gibi sağa sola sürdüler. Köle misali ne ölümüzün ne de dirimizin hiç kıymeti olmadı. Oysa onlar bizim sayemizde varlar. Eğer ben UİD-DER’le tanışmasaydım bu yapılana da sesiz kalacaktım. Bostancı’daki UİD-DER’de emeği geçen o kızlarımız da sağ olsunlar, var olsunlar. Onlara da hep beraber güzel günler güneşli yarınlar diliyorum. Güzel günler bizim olmaz, biz güzel günlere koşmadıkça.
“Devlet Baba”
- Bu Ülkenin Gündeminde Ne Var?
- Su Tasarrufu Çözüm mü?
- Haksızlığın Karşısında UİD-DER Var
- “Burada Ne İşiniz Var, Gidin Evinizde Dinlenin”
- “İşçiye Verilen Değer” Bu mu Olmalı?
- Bize Yokluk, Milletvekillerine Bolluk
- Bandın Hızı mı İşçilerin Birliği mi?
- Tarım İşçileri, Devrilen Traktörler, Market Rafları
- Yoğun Bakım Tavanı Çöktü, Kaza Değil Cinayet!
- Bu Düzen İnsana da Canlılara da Değer Vermez
- Bir Kuş Konar, Bir Kuş Yer…
- Bu Kadarı Olmaz Demeyelim!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Tatili Bile Çok Görüyorlar Bize
- Dönme Dolap Gibiyiz
- Medyanın Gösterdikleri mi, Yaşadığımız Gerçekler mi?
- Duymadıysan Öğren, Unuttuysan Hatırla!
- Telefona Yansıyan Çaresizlik: Asıl Çözüm Nerede?
- Eğitimde Kemer Sıkılamaz
- İsraftan Tasarruf Edilir, Sağlıktan Değil!
Son Eklenenler
- Fernas madencilik ve Akcanlar Tekstil işçileri günlerdir seslerini duymayan Çalışma Bakanlığı önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Polonez işçilerine bir kez daha saldıran çevik kuvvet polisi işçileri ters kelepçeyle gözaltına aldı. Ankara...
- Diyarbakır’a bağlı Merkez Bağlar ilçesinde 21 Ağustos Çarşamba günü kaybolan 8 yaşındaki kız çocuğu Narin Güran’ın cansız bedeni 8 Eylülde dere kenarında bir torbanın içinde bulundu. Türkiye’nin çeşitli illerinde Narin’in katledilmesine karşı...
- Sakarya Hendek’te faaliyet gösteren Oba Makarna fabrikasında 15 Eylül Pazar günü yem silolarının yakınında patlama gerçekleşti. Patlama sırasında ve patlamanın etkisiyle çıkan yangında aralarında itfaiye işçileri de olmak üzere 30 işçi yaralanırken...
- İşçi sınıfının sömürüye, eşitsizliğe, adaletsizliğe karşı mücadelesinin sembolü haline gelmiş şarkılar vardır. O şarkıları üreten ve söyleyen ozanlar vardır işçilerin unutmadığı, kuşaklar boyu saygı ve sevgiyle andığı. Onlardan biridir Şilili ozan...
- ABD’nin Boston ve Connecticut eyaletlerinde binlerce otel çalışanı toplu sözleşme görüşmelerindeki anlaşmazlık nedeniyle grevler düzenledi. 1 Eylülde Massachusetts Park Plaza Hotel’in önünde gece yarısı eylem başlatan işçilere, ülkenin çeşitli...
- Topraktan başını güneşe uzatan filiz, meyve veren dal, ana rahminden kopup emekle, sabırla büyütülen çocuk… Yeşeren, serpilip gelişen, bugünden yarına geleceğe dönüşen yaşam… Biz emekçi kadınlar yaşam zahmetsiz, kahırsız, mutlulukla aksın isteriz....
- Burjuva partilerin vekil adayları seçim zamanı bizdenmiş gibi görünüp türlü vaatlerle oyumuzu almaya çalışırlar. Seçim biter bitmez sonraki seçime dek bizi umursamazlar. İşçi ve emekçilerin haklarına saldırı, sermaye sahiplerine kıyak anlamına gelen...
- 57 gündür direnişte olan Polonez işçileri gece ve gündüz fabrika önünde direnerek, polisin baskısına boyun eğmeyerek mücadele ediyor, sendikal haklarının tanınmasını istiyor. Antep’te bulunan Akcanlar Tekstil işçileri de 7’li vardiya sistemi...
- DİSK’in “Artık Yeter! Geçinemiyoruz! Gelirde, Vergide, Ülkede Adalet” şiarıyla düzenlediği eylemler devam ediyor. 13 Eylülde Mersin’de Özgecan Aslan Barış Meydanında gerçekleşen eyleme DİSK’e bağlı sendikalarda örgütlü işçiler, DİSK Yönetim Kurulu,...
- Soma Katliamında sorumluluğu olan ve daha önce yargılanmayan 28 kamu görevlisinin 10 yıl sonra yargılanmaya başlandığı davanın ikinci duruşması 12 Eylülde Soma 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü. Sanıklar bir kez daha mahkemeye getirilmezken, sanık...
- 78’liler Hareketi, 12 Eylül askeri faşist darbesinin 44. yılında İstanbul Taksim Kazancı Yokuşunda basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya 20’nin üzerinde kurum temsilcisi ve UİD-DER’li işçiler katıldı. “12 Eylül Tekçi Rejimle İç İçe Sürüyor”...
- İşçi sınıfının genç ve çalışkan evlatları, hepinize sınıfımızın samimi sıcaklığıyla merhabalar. Her birinizin mutlaka duyduğu, gördüğü, alıp okuduğu, hatta belki arkadaşlarınıza da önerdiği kişisel gelişim kitapları üzerine sizlerle hasbihâl etmek...
- Zaman hızla akıp gidiyor. Gündemimiz de aynı hızla değişiyor. Hiç düşündük mü, nasıl oluyor da yaşanan büyük olaylar, felaketler bile çok kısa sürede hiç olmamışlar gibi gündemden çıkıyor? Mesela Haziran ayında Diyarbakır ve Mardin’de çıkan orman...