Buradasınız
Hayal Kırıklığına Uğradık!
Gebze’den bir işçi
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
Gebze Organize Sanayi Bölgesinde çalışıyorum. Yılın ilk haftalarında fabrikada hepimiz alacağımız zammı konuşuyorduk.
Trelleborg işçileri 44 gün grevde kaldılar. İşçilerin ve sendikanın kararlılığı sayesinde yüzde 30’ların üstünde bir zam aldılar. Trelleborg grevi ve ardından metal işçilerinin grev kararı nedeniyle bizim fabrikadaki arkadaşlar da umutlanmıştı. “Trelleborg’dan sonra metal işçilerinin grevi de kazanımla sonuçlanırsa, bizim işyerimize de yansıması son derece olumlu olur” diye konuşuyorduk. Gerçekten de grevle dayanışma ve işçilerin kararlılığı sayesinde Trelleborg patronu yüzde 30’un üzerinde zam yapmak zorunda kalmıştı. Bu netice hepimizin yüzünü güldürmüştü, bizi umutlandırmıştı. “Şimdi sıra metal işçilerinin grevinde” diyorduk.
O sıralarda yüz binlerce metal işçisi fabrikalarda eylemler yaparak kararlılıklarını, mücadeleye hazır olduklarını ortaya koyuyordu. Gebze ve Bursa mitinglerinde on binlerce metal işçisi alanlara çıkarak patronlara seslerini duyurmaya çalıştı. “İşçiler açken patronlara huzur yok” diyorlardı metal işçileri. Sendika yöneticileri kürsülerden sözler veriyor, işçinin alın terinin karşılığında iyi bir zam istediklerini söylüyorlardı. Fakat metal işçilerinin üye olduğu sendikalar greve günler kala MESS’le sözleşme imzaladılar. Sözleşmelerin işçilerin haberi olmadan %17’ye imzalandığını öğrendiğimizde fabrikada keyfimiz kaçtı. Meydanlarda bağıra bağıra işçilere “greve hazır mısınız” diye soranlar şimdi neden kapalı kapılar ardında sefalet zammını kabul etmişlerdi?
MESS sözleşmesinin bu şekilde imzalanmasına en çok patronumuz sevindi. Sevinci her halinden belliydi. Sonuçta bize yüzde 15 civarında bir zam yaptı. “Büyük fabrikalar bile yüzde 17 zam yapmışken benden daha fazlasını beklemeyin” dedi. Metal işçisinin toplu sözleşmesi sendikalı, sendikasız hepimizin alacağı ücret zammını etkiliyor. Bu nedenle MESS sözleşmelerinin bu şekilde imzalanması sadece Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikalarına üye işçileri değil biz sendikasız işçileri de öfkelendirdi.
Önümüzde biz işçiler için zorlu bir dönem var. Birlikte mücadele etmek, örgütsüzsek örgütlenmek, sendikalarımızı gerçek mücadele örgütlerimiz haline getirmek zorundayız.
İki İnatçı Keçi ve İşçi Sınıfı
- Kemal Türkler Kafanızı Kırardı!
- Sendikaların Sahibi İşçilerdir!
- Metalciyiz, İzin Vermeyeceğiz!
- Bizim de Sıramız Gelecek!
- Biz Sendikalaşma İçin Çalışırken Onlar İşçinin İradesini Çiğnediler!
- Yüzde 17 Çaresizliğimiz!
- Sözleşmeden Önce, Sözleşmeden Sonra
- Metal İşçisi Unutmayacak!
- Bitmedi, Mücadelemiz Devam Edecek!
- Grev İrademizi Çiğneyen Bürokrat Sendikacılara ve Kayyum Yönetime Hayır!
- Gerçekleri Biliyor musunuz?
- Öfkeliyiz! Ama Umudumuz da, İnancımız da, Direncimiz de Dipdiri!
- İşçi Aileleri: “Yarı Yolda Bırakıldık!”
- Asla Unutmayacağız!
- Asla Kabul Etmeyeceğiz! Mücadele Edeceğiz!
- Bıçak Kemikte: İşçiler, Bürokrat Sendikacılar, Yalanlar
- Hayal Kırıklığına Uğradık!
- İrademiz Çiğnendi! Affetmiyoruz!
Son Eklenenler
- İngiltere’de geçtiğimiz haftalarda üç çocuğun öldürülmesinin ardından bu cinayetlerden göçmenleri ve Müslümanları sorumlu tutan güruhlar sokaklara dökülmüştü. Ülkede göçmen ve Müslümanları hedef alarak ırkçı saldırılar başlatan faşist çetelere karşı...
- İstanbul Bakırköy Metro şantiyesinde Bayburt Group taşeronu Modüler Teknik firmasında çalışan DİSK Dev Yapı-İş üyesi inşaat işçileri ücretleri aylardır ödenmediği için 12 Ağustosta Bayburt Group önünde eyleme başladı.
- Herkesin dilinde olan basit, masum bir soru… Ama aynı zamanda soranın da cevaplayanın da belli düşünce kalıplarına hapsolduğunu gösteren bir soru: Senin memleket nere? Fabrikada yeni işe başlayan birine, sokakta, otobüste, parkta tanıştığımız birine...
- İki kız kardeş, 15 yaşındaki Esmanur Argun ve 18 yaşındaki ablası Elif Argun, Urfa Viranşehir’den tarım işçisi olarak Bursa’ya gelmişlerdi. İşe giderken onları taşıyan traktörün devrilmesi sonucu hayatlarını kaybettiler. Kısacık yaşamları gibi...
- Tekgıda-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılan Polonez işçilerinin sendikalı çalışma hakkı ve işe iade talebiyle başlattıkları direniş sürerken 9 Ağustosta İstanbul Valiliği önüne giderek seslerini duyurmaya çalıştılar. Türk Harb-İş...
- Geçtiğimiz günlerde Cerrahpaşa Üniversitesine bağlı Murat Dilmener Hastanesinin su tesisatının patlaması üzerine, yeni doğan yoğun bakım ünitesinin tavanı çöktü. Solunum cihazına bağlı bir bebek hayatını kaybetti. Solunum cihazına bağlı olan ve...
- UİD-DER’e gelmeden önce de bu dünyada olup bitenlere karşı öfkeliydim. Bir şeyler yapmak istiyordum fakat ne yapacağımı bilmiyordum. Yani öfkemi doğru yerekanalize edebilmiş değildim. UİD-DER sayesinde kapitalist bir sistemde yaşadığımızı ve tüm...
- 31 Mart yerel seçimleri sonrası belediye işçilerine yönelik işten atma ve ücret gaspı saldırıları devam ediyor. İşten atılan işçiler işe iade talebiyle direnişe başlarken ücretleri gasp edilen, düşük ücret dayatılan işçiler de çeşitli eylemlerle hak...
- Sokak köpeklerinin katledilmesinin önünü açan yasa geçtiğimiz günlerde AKP’li ve MHP’li vekillerin oylarıyla Meclisten geçti. Yasa hazırlanırken ve oylanırken yaşananlara baktığımızda nasıl bir düzende yaşadığımızı daha iyi anlıyoruz. Yasa gündeme...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden bir buçuk yıl geçmesine rağmen deprem bölgelerinde barınma sorunu bile çözülmüş değil. Depremden sonra TOKİ, 18 ilde 674 bin 238 konut yapılmasını hedeflediğini açıklamıştı. Şimdiye kadar teslim edilen konut sayısı...
- İkinci Dünya Savaşının son aylarında ABD’nin Hiroşima’ya atom bombası atması ve yüzbinlerce insanın ölümüne neden olması insanlık tarihinin en büyük katliamlarından biri olarak acıyla hatırlanmaya devam ediyor. Bu büyük katliamın 79. yıldönümü olan...
- 28 Temmuz 1914’te dünyanın o güne kadar gördüğü en kanlı savaş başladı. Tam dört yıl süren ve 20 milyon insanın ölümüne, milyonlarcasının yaralanmasına ve sakatlanmasına, kentlerin yakılıp yıkılmasına yol açan bu savaş tarihe Birinci Dünya Savaşı...
- İspanya’da bir duvarda şöyle yazıyor: “El que nos roba es de aqui y rico no inmigrante y pobre.” Yani “Bizi soyanlar göçmen ve yoksul değil, buralı ve zengin.” Bu kısacık bir duvar yazısı içinde bulunduğumuz durumu çok çarpıcı bir şekilde anlatıyor...