Buradasınız
Haydi Kardeşlerim! 1 Mayısa!
İkitelli’den bir çorap işçisi

Merhaba işçi kardeşlerim,
UİD-DER’in yapmış olduğu çalışmalar devam ediyor. Yine çıktık işçi mahallelerine elimizde İşçi Dayanışması bülteni ile. Yeni işçi kardeşlerimize ulaşmaya çalışmak, onları 1 Mayıs’a katma çabamız devam ediyor. Yolumuz Söğütlüçeşme mahallesine düştü bu sefer. Çaldık kapılarını işçi dostlarımızın, nereden geldiğimizi anlattık, amacımızı söyledik. Bültenimizin içinde işçilerin yazmış oldukları yazılardan bahsettik. Kısacası bültenin biz işçilere ait olduğunu anlattık. Bazıları bülteni eline alınca şöyle bir bakıp, “böyle şeyle ilk defa karşılaşıyorum, nedir, nasıl bir şeydir, bunun anlamı ne?” gibi sorular sordu. Biz de anlattık bülteni ve UİD-DER çalışmalarını. Bizi eve davet edip çay ikram edenler oldu. Hem çaylarımızı içtik hem sohbet ettik. 1 Mayıs’a davet ettik onları.
Gerçekten koşullar kötü ve ben çorap işinde çalışan bir işçiyim. UİD-DER ile tanışmadan önce ben de bilinçsiz bir işçiydim. En azından şimdi daha iyi görmeye başlıyorum düzenin bozukluklarını. Yaşanılan bunca haksızlıklara, bu kapitalist sömürü düzenine karşı dur demek için birleşmeliyiz. Sesimizi o alanlarda duyurmalıyız. Sömürüye, zulme dur demek için gelmeliyiz. Bize ait olan alanlarda işçi kardeşlerimizle omuz omuza yürümeliyiz.
1 Mayıs’ın anlamını ben de bilmezdim ama şimdi çok iyi biliyorum. Bizim günümüz, işçi ve emekçilerin günü. Bugün de beraber olmazsak ne anlamı kaldı işçi olmanın? İşçi dediğin tek başına bir şey yapamaz. Fakat birlik olursa her şeyin üstesinden gelir. Yaptıklarımız ve öğrendiklerimiz kendimiz için. Bu bilinci ben UİD-DER’de öğrendim. İyi koşullarda çalışmak hepimiz isteriz, güzel bir hayat sürmek hepimizin hakkıdır. Ama bunun için bir şeyler yapmalı, bu sistemi yıkmalıyız. Bunu da biz işçiler yapabiliriz. Yerlerimizi şimdiden almalıyız bu gibi kurumlarda. İşten yorgun argın geliyoruz ve yapacaklarımızın çoğunu erteliyoruz. Bir yere gidemiyor, bir arkadaşımızla sohbet bile edemiyoruz. Birbirimizden o kadar kopuyoruz ki bir araya bile gelemiyoruz. Çalıştığımız koşullar bizi birbirimizden uzaklaştırıyor. Bunları değiştirmek bizim elimizde. İşçinin işçiden başka dostu yok. Patronlar bizi böyle sömürürken ve gittikçe çalışma saatlerinin uzaması nedeniyle yaşamlarımız iş ile ev arasında bitmemeli. Birlikte yeşermeli ve filizlenmeli yaşamlarımız. Haydi kardeşlerim! 1 Mayıs’a, el ele ve omuz omuza! Bu düzen böyle gitmez, sömürü devam etmez!
Mücadele Edersek Kazanırız!
Kızıl Gelincikler Olmaya Çağırıyoruz
Son Eklenenler
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...