Buradasınız
Hepimiz işçiydik
Kartal’dan UİD-DER’li bir işçi
İşçi sınıfının mücadelesi açısından karanlık bir dönemden geçiyoruz. Her ne kadar dünyanın farklı bölgelerinde işçiler uyanışa geçme hamleleri yapıyor olsa da, henüz bu karanlık yarılmış değil. Özellikle Türkiye işçi sınıfı, deyim yerindeyse derin bir uykuda. Böylesi bir dönemde işçi sınıfının dayanışmasını, mücadelesini ve en önemlisi bilincini geliştirip dönüştürecek her çaba anlamlı ve önemli. Bugün, yolumuzu şaşırmamak için her zamankinden daha çok kenetlenmeye, dayanışmaya ve paylaşmaya ihtiyacımız var. İşte UİD-DER (Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği) proletarya enternasyonalizminin neredeyse unutulduğu bu dönemde, yaşadığımız karanlığa mütevazi de olsa bir ışık olma umudu ve inancıyla çıktı yola.
Derneğimizin açılış etkinliğini, 25 Haziran günü yaklaşık 600 kişilik bir katılımla gerçekleştirdik. İşçi sınıfının tarihsel hafızasının yitirildiği koşullarda, kuruluş amaçlarından biri de bu hafızayı yeniden kazandırmak olan derneğimizin açılış etkinliğinin 15-16 Haziran Genel Direnişinin anmasıyla birleştirilmesi bizim için özellikle anlamlı ve önemliydi. Etkinlik hazırlıkları yapılırken yaşadığımız heyecanı, coşkuyu anlatmaya gerek yok sanırım. Ama ben özellikle bir başka şeyin üstünde durmak istiyorum. Hazırlıklar sırasında emeği geçen tüm arkadaşlarımızın taşıdığı sorumluluk bilinciyle hareket etmesi, sunumdan tutun da etkinlik alanının temizliğine kadar en ufak ayrıntıların dahi önceden planlanması, örgütlenmesi ve bizim için olmazsa olmaz olan disipline tüm arkadaşlarımızın uyması… Etkinliği izleyenlerin sonrasında belirttiği olumlu fikirler, etkinliğin sonunda yaşadıkları coşku, mutluluk ve şaşkınlık karışımı ruh hali işte bu çabaların meyvesidir bence. Ve en önemlisi, işçi sınıfının örgütlü ve disiplinli hareket ederse neleri başarabileceğinin en mütevazı ama en sağlam kanıtıdır bu etkinlik.
Etkinlik sırasında coşkunun doruğa çıktığı mim gösterimini yapanlar çeşitli fabrikalarda çalışan, kimisi de işsiz olan UİD-DER’li işçi arkadaşlarımızdı. Görevini layıkıyla yerine getiren sunucular da yine farklı sektörlerde çalışan işçi kardeşlerimizdi. Marşları ve şiirleriyle seyircileri coşturan müzik grubu ve işçi korosu da bu işi profesyonelce yapan insanlardan değil, derneğimizin faaliyetlerine katılan işçi arkadaşlarımızdan oluşuyordu. Kısacası hepimiz işçiydik. 2,5 saat boyunca sunuma eşlik eden sinevizyon gösterisi, 15-16 Haziran direnişini ve cumhuriyetin başlangıcından bugüne işçi sınıfının mücadele deneyimlerini önemi ve sonuçlarıyla anlatıyordu. Aslında A’dan Z’ye bütün etkinlik “ÖRGÜTLÜYSEK HER ŞEYİZ, ÖRGÜTSÜZSEK HİÇBİR ŞEY” gerçeğini bir kez daha haykırıyordu.
UİD-DER’in açılış etkinliği tabii ki sadece bir başlangıçtır ve bundan sonra yapacaklarımızın da aynasıdır. Müzik, tiyatro, resim çalışmaları, film gösterimleri, eğitim seminerleri, sınıf tarihimizde önemli yer tutan olayların anlatıldığı etkinlikler vs. vs. Mücadele etmeksizin en ufak bir hakkın dahi alınamayacağının farkında olan, burjuvazinin değil işçi sınıfının mücadele tarihini öğrenmek isteyen, gerçek dayanışmayı ve paylaşımı yaratmak ve yaşamak isteyenlerle inanıyorum ki UİD-DER çok daha fazlasını başaracak.
YAŞASIN SINIF DAYANIŞMASI!
- 25 Haziran pazar günü…
- Birlikte mücadele dolu günlere
- Yıllardır verilen mücadele ve emek bir çatı altında toplandı
- Dünya yerinden oynar işçiler birlik olsa
- Zirveye doğru bir adım daha
- Düş değil bu hayal değil he hey be hey!
- Yaşasın örgütlü mücadelemiz
- Hepimiz işçiydik
- Sarp kayadan geçen yola MERHABA
- Büyük fırtınalarda büyük dalgalar yükselir
- 15-16 Haziran’ın coşkusunu bizlere yaşatan UİD-DER’e teşekkür ediyorum.
- 15-16 Haziran’ı anarken güneşin kollarını tutmak
- Yaratan ve yaşatan bizleriz
Son Eklenenler
- Siyasi iktidar ve sermaye sınıfı yasa kural tanımadan işçilerin haklarını gasp ediyor. Bu saldırılara işçilerin cevabı ise mücadele etmek, boyun eğmemek oluyor. 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta Manisa Turgutlu’da yürüyüş ve basın...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER’in, “Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” şiarıyla düzenlediği etkinlikler dizisi İstanbul Avrupa Yakası ve Mersin’deki etkinliklerle son buldu.
- Kocaeli İSİG Meclisi ve Eğitim-Sen 1 No’lu Şube, MESEM aracılığıyla öğrencilerin sermaye için çocuk işçi yapılmasına karşı 16 Martta basın açıklaması düzenledi.
- Patronlar iş barışını “patronla işçi arasında uyum, saygı ve güven ortamı” olarak tanımlıyorlar. Peki, patronun işçiyi sömürmesi üzerine kurulu bir sistemde saygıdan, barıştan söz edebilir miyiz? İş barışı söylemini dillerinden düşürmeyen patronlar...
- Malum, Şubat ayını geride bırakıp baharın gelişini müjdeleyen Mart ayına girdik. Fakat içimiz bahar sevinciyle dolmak bir yana daha da kararıyor. Ama bunun tek nedeni hava değil. Atalarımız “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” demişler....
- Ücretlerimizin yükseltilmesini talep ettiğimiz her dönemde, biz işçilere “açgözlü”, “nankör” yaftası yapıştırılır. İktidar sahiplerinden tutun da, daha fazla kâr etmek için hayatlarımızı cehenneme çeviren patronlara kadar sermaye sınıfının zihniyeti...
- İşçilerin pek çok sektörde hak gasplarına karşı verdikleri mücadeleler sürüyor. Antep’te bulunan Sayın Tekstil fabrikasında 200’ü aşkın işçinin ek zam talebiyle 9 Martta başlattığı iş bırakma eylemi devam ediyor. 14 Martta sendikaları BİRTEK-SEN’le...
- Toplumun ezenler ve ezilenler olarak ikiye bölündüğü bir sistemde gerçek adalet ve barış olamaz. Ama gerçek adaleti ve barışı isteyenler olur ve onlar ezilen sınıflardır, kadın erkek işçiler ve emekçilerdir. Dünden bugüne Fransa’dan Türkiye’ye...
- Hepimizin bildiği üzere kısa bir süre önce 2023-2025 MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi grev aşamasında son buldu. Birden çok fabrikada MESS’e bağlı olsun veya olmasın hareketli süreçler yaşandı. Çünkü alınacak ücret başka fabrikadaki işçilerin alacağı...
- Pek çok işçi kardeşimiz grev ve direnişlerde “biz ekmeğimizin peşindeyiz” derler. Bununla ekmeklerini korumak dışında bir amaçları olmadığını anlatmaya çalışırlar. Fakat kısa zamanda ekmeklerini koruyabilmek için sendikaya üye olma, grev, gösteri,...
- TÜİK’e göre Türkiye’de göreli yoksullaşma da azalıyormuş! Ülkedeki ortalama gelirin yüzde 50’si yoksulluk sınırı olarak kabul edildiğinde 2013 yılında göreli yoksulluk oranı yüzde 15 iken 2023 yılında yüzde 13,9’a düşmüş. Pek çok uzman Cumhuriyet...
- Erzincan İliç’te bulunan siyanürlü altın madeninde meydana gelen faciada 9 madenci kardeşimiz hâlâ göçük altında. Siyanürlü liç yığınının çökmesinin ardından siyanürün yanı sıra çeşitli ağır metaller de suya ve toprağa karıştı. Madenin sahibi yerli-...
- Çalıştığım işyerinde Tuncay isimli bir arkadaşımız var. Tuncay eşinden ayrılmış, çok şeker bir oğlu var, hayatta belki de tek tutunacağı dal o kalmış. Gözlerinde “şişe dibi” diye tabir edilen bir gözlük, ayağının biri topal, iki kulağında da işitme...