Buradasınız
Dünya yerinden oynar işçiler birlik olsa
UİD-DER üyesi bir kadın işçi
Her sabah işe gitmek için bir önceki günün yorgunluğuyla ve stresiyle kalkıyoruz. Ama o gün başkaydı. Pazar sabahıydı. Koşa koşa otobüse bindik. Bıkkınlığın yerine kıpır kıpır bir heyecan. Kendimizi ifade edebildiğimiz, özgürce kendimiz olabildiğimiz bir yere yolculuk vardı sanki.
Sonunda gelmiştik, UİD-DER in açılışı ve 15-16 Haziran etkinliğine. Bütün dostlarımızla bir aradaydık. Bir süre sohbet ettik, servisler geldi ve kalabalık yavaş yavaş içeriye girmeye başladı. Salon büyüktü, pankartlar asılıydı, koltuklar doldu. O kadar heyecanın ve sevincin içinde bir de hüzün oluştu bende. İçimden kim bilir daha kaç işçi arkadaşımız burada olmak istiyordur diye geçirdim. Ama biliyordum ki aslında hepimiz orada bir yürektik, birimizin dili hepimizin diliydi.
Etkinlik başladı, açılış konuşmasını dernek genel sekreteri yaptı. Sonra Galiçyalı bir tersane işçisi çıktı kürsüye. İspanyolca konuşuyordu ama aslında bizimle aynı dili paylaşıyordu. Tek başına bir ülkede sosyalizmin kurulamayacağını ancak bütün dünya işçilerinin birleşmesiyle olabileceğini söylüyordu. Yumruğumuz havada sloganlarımızla eşlik ettik ona: BÜTÜN DÜNYANIN İŞÇİLERİ BİRLEŞİN!
Slayt gösterileri eşliğinde 15-16 Haziran’ı anlattı sunum yapan işçi arkadaşlar, birlik, bilinç ve mücadelenin önemini vurgulayarak. Gözlerimin yaşardığı, yüreğimin hop hop edip yerinden fırladığı, işçilerin birliğini, mücadelesini anlatan ve hafızalarımızdan kolay kolay silinmeyecek o mim gösterisi muhteşemdi. Dakikalarca ayakta alkışladık. Etkinliğin sonlarına doğru bütün eller yavaş yavaş birleşti ve halay çekmeye başladık. Halayın sonunda hepimiz omuz omuza, başladık haykırmaya: DÜNYA YERİNDEN OYNAR İŞÇİLER BİRLİK OLSA!
- 25 Haziran pazar günü…
- Birlikte mücadele dolu günlere
- Yıllardır verilen mücadele ve emek bir çatı altında toplandı
- Dünya yerinden oynar işçiler birlik olsa
- Zirveye doğru bir adım daha
- Düş değil bu hayal değil he hey be hey!
- Yaşasın örgütlü mücadelemiz
- Hepimiz işçiydik
- Sarp kayadan geçen yola MERHABA
- Büyük fırtınalarda büyük dalgalar yükselir
- 15-16 Haziran’ın coşkusunu bizlere yaşatan UİD-DER’e teşekkür ediyorum.
- 15-16 Haziran’ı anarken güneşin kollarını tutmak
- Yaratan ve yaşatan bizleriz
Son Eklenenler
- Siyasi iktidar ve sermaye sınıfı yasa kural tanımadan işçilerin haklarını gasp ediyor. Bu saldırılara işçilerin cevabı ise mücadele etmek, boyun eğmemek oluyor. 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta Manisa Turgutlu’da yürüyüş ve basın...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER’in, “Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” şiarıyla düzenlediği etkinlikler dizisi İstanbul Avrupa Yakası ve Mersin’deki etkinliklerle son buldu.
- Kocaeli İSİG Meclisi ve Eğitim-Sen 1 No’lu Şube, MESEM aracılığıyla öğrencilerin sermaye için çocuk işçi yapılmasına karşı 16 Martta basın açıklaması düzenledi.
- Patronlar iş barışını “patronla işçi arasında uyum, saygı ve güven ortamı” olarak tanımlıyorlar. Peki, patronun işçiyi sömürmesi üzerine kurulu bir sistemde saygıdan, barıştan söz edebilir miyiz? İş barışı söylemini dillerinden düşürmeyen patronlar...
- Malum, Şubat ayını geride bırakıp baharın gelişini müjdeleyen Mart ayına girdik. Fakat içimiz bahar sevinciyle dolmak bir yana daha da kararıyor. Ama bunun tek nedeni hava değil. Atalarımız “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” demişler....
- Ücretlerimizin yükseltilmesini talep ettiğimiz her dönemde, biz işçilere “açgözlü”, “nankör” yaftası yapıştırılır. İktidar sahiplerinden tutun da, daha fazla kâr etmek için hayatlarımızı cehenneme çeviren patronlara kadar sermaye sınıfının zihniyeti...
- İşçilerin pek çok sektörde hak gasplarına karşı verdikleri mücadeleler sürüyor. Antep’te bulunan Sayın Tekstil fabrikasında 200’ü aşkın işçinin ek zam talebiyle 9 Martta başlattığı iş bırakma eylemi devam ediyor. 14 Martta sendikaları BİRTEK-SEN’le...
- Toplumun ezenler ve ezilenler olarak ikiye bölündüğü bir sistemde gerçek adalet ve barış olamaz. Ama gerçek adaleti ve barışı isteyenler olur ve onlar ezilen sınıflardır, kadın erkek işçiler ve emekçilerdir. Dünden bugüne Fransa’dan Türkiye’ye...
- Hepimizin bildiği üzere kısa bir süre önce 2023-2025 MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi grev aşamasında son buldu. Birden çok fabrikada MESS’e bağlı olsun veya olmasın hareketli süreçler yaşandı. Çünkü alınacak ücret başka fabrikadaki işçilerin alacağı...
- Pek çok işçi kardeşimiz grev ve direnişlerde “biz ekmeğimizin peşindeyiz” derler. Bununla ekmeklerini korumak dışında bir amaçları olmadığını anlatmaya çalışırlar. Fakat kısa zamanda ekmeklerini koruyabilmek için sendikaya üye olma, grev, gösteri,...
- TÜİK’e göre Türkiye’de göreli yoksullaşma da azalıyormuş! Ülkedeki ortalama gelirin yüzde 50’si yoksulluk sınırı olarak kabul edildiğinde 2013 yılında göreli yoksulluk oranı yüzde 15 iken 2023 yılında yüzde 13,9’a düşmüş. Pek çok uzman Cumhuriyet...
- Erzincan İliç’te bulunan siyanürlü altın madeninde meydana gelen faciada 9 madenci kardeşimiz hâlâ göçük altında. Siyanürlü liç yığınının çökmesinin ardından siyanürün yanı sıra çeşitli ağır metaller de suya ve toprağa karıştı. Madenin sahibi yerli-...
- Çalıştığım işyerinde Tuncay isimli bir arkadaşımız var. Tuncay eşinden ayrılmış, çok şeker bir oğlu var, hayatta belki de tek tutunacağı dal o kalmış. Gözlerinde “şişe dibi” diye tabir edilen bir gözlük, ayağının biri topal, iki kulağında da işitme...