Buradasınız
Hindistan’ın Yoksul Dalitleri
Avcılar’dan bir kadın işçi

Dalit kelimesi Hindistan’daki çok yoksul bir halk kesimi için kullanılan bir kavram. Onlar için Hindistan’ın eski kast sisteminin kalıntısıdırlar denilebilir. Kast “saf soy” anlamına gelir. Eskiden pek çok uygarlıkta kast sistemi uygulanmaktaydı. Sınıfsal ayrımlara dayanan kast sistemine göre, farklı kastlarda yani sınıflarda yer alanların birbirleriyle evlenmeleri yasaktı ve toplumsal işbölümü de kast sistemine göre belirleniyordu. Mesela Hindistan’daki kast sisteminin en üstünde brahmanlar (entelektüel sınıf, din adamları, üst bürokrasi), onun altında ise askerlerin ve soyluların bulunduğu ikinci bir kast bulunuyordu. Üçüncü düzeyde tüccarlar, toprak sahipleri ve çiftçiler; dördüncü katmanda ise işçiler ve köleler bulunuyordu. En altta olan ve kast sisteminin bile dışında tutulan paryalar ise insan bile sayılmıyordu ve hiçbir hakları yoktu. Paryalara aynı zamanda “dokunulmazlar” deniyordu. Üst sınıflarda bulunanlar alt sınıflarda bulunanları “lanetli” olarak görüyorlardı, onlarla ne konuşurlar ne de aynı ortamda bulunmak isterlerdi, çünkü kirleneceklerini düşünüyorlardı.
Kast sistemi dünyanın hemen her yerinde resmi olarak kalkmış durumda. En son Hindistan’da 1975’te kast sistemine son verildi. Ancak resmi olarak var olmasa da dünyanın pek çok ülkesinde kast sistemi fiilen veya kültürel olarak sürüyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün verilerine göre bugün dünya çapında 250 milyon insan kast ayrımcılığından etkilenmektedir. Örneğin Hindistan’ın ve Afrika’nın bazı bölgelerinde sistem halen fiilen uygulanmaktadır.
Günümüz Hindistan’ında yaşayan “dalitler” modern zamanın paryalarını oluşturuyorlar. Dalitler bir anlamda Hindistan’ın lümpen proletaryasıdır. Nüfusun yüzde 16’sını (yaklaşık 200 milyon kişi) oluşturan Dalitlerin hiçbir hakkı yok. Dalit kelimesi Hindistan’da “dokunulmaz” anlamına geliyor. Bu insanlar Hindistan’ın bütün pis işlerini yapıyorlar. Tuvaletleri elleriyle temizliyorlar, ölülerin gömülme işlemlerini, hayvanların bakımını yapıyorlar. Bunlar Hintli işçilerin dahi yapmayı kabul etmediği işlerdir.
Dalitler bu sebepten pis olarak görülürler ve kimse onlara normal bir insanmış gibi davranmaz. Çocuk Dalitler diğer çocuklarla aynı okullara gidemez. Okullar bu çocukları kabul etmez. Dalitler kendi topluluklarının dışında kimseyle evlenemez, evlenseler bile cezalandırılırlar. Çöplüklerde yaşarlar, evleri barakalardan oluşur. Elbiseleri yoktur ölen kişinin elbisesini giyerler, evleri köy ve kasabaların dışındadır. Dalit gençleri sıklıkla mafyatik işlerde de kullanılmaktadır. Eşek ve köpekten başka hayvanları yoktur, olamaz. Hindistan’ın çoğu bölgesinde Dalitler, üst sınıfla karşılaşmasınlar diye engelleyici alanlara kapatılmışlardır. Bazı bölgelerde dışarı çıkmaları bile yasaklanmıştır. Karşılaşmayı bırakın gölgelerinin üst sınıftan birinin üzerine düşmesi bile lanet olarak görülür, kirlenme sayılır. Dalitlerin Hindistan’da halen hukuksal bir statüleri bulunmuyor. Hatta üst sınıftan birisi bir Daliti öldürdüğünde genellikle bir ceza almıyor.
Hindistan’da yaşayan Dalitlerin bu durumu “modern ve uygar” kapitalizmin gerçek yüzünü göstermesi bakımından önemli bir örnektir. Kast sistemi dünyada var olmasa da sınıflar devam ediyor. Bir avuç insan zenginliğin içinde yaşarken çoğunluksa sadece karın tokluğuna çalışmakta. Kapitalizmin girdiği her yerde insan ayrımcılığı hep olmuştur. Hindistan’da bu ayrım adaletsizce sürmekte. Çoğunluk azınlığın kölesi haline getirilmiştir.
Dünyanın bütün ülkelerinde egemenler sömürdükleri emekçileri her zaman alt tabaka olarak görmüşlerdir. Zenginler, kendilerini zevk ve sefa içinde yaşatan bu işçilere böcek gözüyle bakarlar. Ama içten içe de ödleri kopar. Bir gün o tiksindikleri kitleler gırtlaklarına sarılacak diye. Hemen hemen her ülkede ayrımcılığa uğrayan, aşağılanan halk kesimleri veya etnik gruplar var. Egemenler böylesi ayrımları bilinçli yapıyorlar. Onların refah içinde yaşaması ve düzenlerinin sürmesi için birilerinin pis işleri yapması lazım. Kapitalizm giderek artan sayıda insanı Dalit haline getiriyor. Dünyada 1 doların altında bir gelirle yaşamak zorunda olan milyarlarca insan var. Ne açıdan bakarsak bakalım, kapitalizm yıkılmayı fazlasıyla hak ediyor.
- Arjantin’de İşçiler Üçüncü Kez Genel Grevde!
- Yunanistan’da Kemer Sıkma Politikalarına Karşı Genel Grev
- ABD, İspanya ve İtalya’da Emekçiler Meydanlarda
- İşçilerin Kemer Sıkma Politikalarına ve Anti-Demokratik Uygulamalara Karşı Mücadelesi Sürüyor
- Sırbistan’da Hükümet Düştü!
- Sırbistan’da Tarihi Protesto Gösterisi
- İngiltere’de On Binler Yeniden Meydanlarda!
- Örgütlüysek Her Şeyiz!
- Almanya’da Havayolu İşçileri Uyarı Grevi Yaptı
- Dünya Meydanlarında Emekçi Kadınlar: Şiddete, Baskıya, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Son!
- Gürcistan’da Maden İşçileri Ayakta!
- Kadınıyla Genciyle İşçi Sınıfı Mücadeleyi ve Umudu Büyütüyor!
- Finlandiya’da Birçok Sektörden İşçiler Grevde
- İngiltere’de Yükselen Ses: “Gazze’den Elinizi Çekin!”
- Almanya’da Yükseltilen Irkçılığa Karşı Kitlesel Eylemler
- Örgütlü İşçiler Unutmuyor, Hesap Soruyor! Sömürüye ve Haksızlıklara Karşı Mücadeleyi Büyütüyor!
- İngiltere, ABD ve Sırbistan’da Mücadele Sürüyor
- Dünya İşçi Sınıfı Yeni Yıla Mücadeleyle Girdi
- Güney Kore’de Devlet Başkanı Görevinden Uzaklaştırıldı, Mücadele Devam Ediyor
- Güney Kore’de Devlet Başkanına Karşı Protestolar Devam Ediyor
Son Eklenenler
- İzmir’de Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Oryantal Tütün Paketleme (OTP), TTL Tütün ve Sunel Tütün fabrikalarında süren grevler anlaşmayla sonuçlandı. Genel-İş Sendikasında örgütlü İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL işçileri düşük ücret...
- Dünyada ve Türkiye’de olup bitenler üzerine sohbet ederken genç bir işçi kardeşimiz, “valla artık haberlere bakmıyorum, zaten benim kendi derdim başımdan aşkın” dedi. Aslında hepimizin derdi başından aşkın. Ama belki de bu nedenle çevremizdeki...
- Sömürüye başkaldırının sembolü, tüm dünya işçilerinin ortak duygularla ve taleplerle alanlara çıktığı, evrensel bir mücadele günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Yüreği 1 Mayıs coşkusuyla, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle çarpan tüm işçilere selam...
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...
- Arjantin’de faşist devlet başkanı Javier Milei’nin 2023 yılı sonunda iktidara gelmesinden bu yana işçiler üçüncü kez genel greve çıktı. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT) çağrısıyla 10 Nisan Perşembe günü ülke çapında 24 saatlik grev gerçekleşti....
- Panayırdaki gösteri için adam avazı çıktığı kadar bağırarak müşteri çekmek istiyormuş ama gösteri o kadar kötüymüş ki kimse adama kanıp gösteriye gitmiyormuş. Panayır açılalı epey olmuştur ve çığırtkana kanarak girenlerin söyledikleri de kulaktan...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Peki, hangi koşullarda karşılıyoruz 1 Mayıs’ı? İşçiler, emekçiler olarak hepimiz ağırlaşan sorunlarımızın çözülmesini, üzerimizdeki baskının hafiflemesini istiyoruz....
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...