Buradasınız
Holdingler Büyürken İşçilere Ne Oluyor?
Pendik’ten bir işçi

Tüm işçilerin ücretlerini etkileyen asgari ücret görüşmeleri yaklaşıyor. Asgari ücretten sonra en büyük toplu iş sözleşmesi konumundaki MESS grup toplu iş sözleşmesi görüşmeleriyse bir müddettir sürüyor. Yüzbinlerce metal işçisi bu sözleşmesinin imzalanmasını beklerken patronlar çok düşük zam oranları dayatmaya devam ediyor. Oysa metal patronlarının çok yüksek kârlar elde ettiğini dünya âlem biliyor. Mesela metal sektöründeki en güçlü şirketlerin sahibi olan Koç Holding bu yılın ilk 9 ayında 886,3 milyar lira gelir elde ettiğini açıkladı. Koç Holding CEO’su Cumhuriyetin 100. yılı vesilesiyle yaptığı açıklamada bu başarıyla ne kadar övündüklerini anlattı. Koç topluluğunun, toplumsal kalkınma yolunda sorumluluk almaya devam edeceğinden dem vurdu. Koç topluluğu, küçük bir bakkal dükkânından Türkiye ve dünyanın sayılı sermaye grupları arasına girdi. İddia edildiği gibi “toplumsal kalkınma yolunda alınan sorumluluk” gereği mi bu servet elde edildi?
Toplumsal kalkınmadan bahsedenler, ülkedeki emekli ve işçi ücretlerinin ne düzeyde olduğunu umursuyor mu? Enflasyondan, işsizlikten, gelir dağılımındaki adaletsizlikten bahsediyor mu? Koç Holding’in 9 aylık geliri olarak açıkladığı parayı asgari ücrete bölsek 77 milyonun üzerinde kişiye bir asgari ücret daha verilebilir. Koç Holding’in sermayesini kamusal hizmette kullansak Türkiye’deki eğitim, sağlık, konut gibi birçok sorun çözülmüş olur. Ama kaynaklar topluma değil şirket kasalarına akıtılıyor.
Türkiye’nin en büyük 500 şirketi listesinin ilk 10 sırasında TÜPRAŞ, Ford Otosan, Arçelik ve Tofaş olmak üzere Koç grubunun 4 şirketi var. Koç patronları başarılarının takdir edilmesinden memnuniyet duyduklarını söylüyorlar. Peki, Koç Holding’i kim takdir ediyor? Asgari ücretin biraz üzerinde ücret alan TÜPRAŞ işçileri mi, Ford Otosan’da, Arçelik’te çalışan taşeron işçiler mi, yoksa 2015’te Metal Fırtına olarak adlandırılan süreçte Koç yönetimine ve Türk Metal’e karşı ayağa kalkan Tofaş işçileri mi? Koç, işçilerin takdirini değil tepkisini çekiyor. Çünkü taleplerini görmezden geliyor, ucuz işçiliği dayatıyor. Patronların büyümesi, işçilerin daha da yoksullaşması anlamına geliyor.
Koç Holding silah sanayindeki faaliyetleri ve başarılarıyla da övünüyor. Peki, o silahlar depolarda çürüsün diye mi üretiliyor? O silahlar hangi ülkede işçilerin ve emekçilerin yaşamını karartıyor? Bu soruların ve cevaplarının Koç için bir önemi yok. Sermaye için hangi meta kâr getiriyorsa o meta üretilir, bunun için yatırım yapılır. İnsanları doyurmaktan, yaşatmaktan daha kârlıysa öldürmek için üretim yapılır. “Kalkınma”, “savunma” gibi aldatıcı lafları bir kenara bırakırsak geriye sermaye sınıfının buz gibi sömürü ve kâr hırsı çıkar.
Koç topluluğu nasıl bir dönemden geçildiğini şöyle özetliyor: “Dünyada jeopolitik risklerin arttığı, zorlu piyasa koşullarının ve belirsizliklerin hâkim olduğu bir dönemden geçiyoruz.” Riskler, zorlu koşullar, belirsizlikler… Bunların nedeni işçi ve emekçiler değil ama tüm bedeli ödeyen işçi ve emekçiler. Silahlanmadan teknolojiye, enerjiden finansa her alanda en büyük kârları elde etmek için devasa yatırımlar yapan şirketler ve onların arkasında duran devletler birbirleriyle kıyasıya rekabet ediyor. Bu uğurda dünyayı risklere, belirsizliklere, krizlere, siyasi çalkantılara sürüklüyor, cehenneme çeviriyorlar. Sonra bu tabloyu gösterip işçilere düşük ücret vermek, böylelikle rekabet güçlerini sürdürmek zorunda olduklarını söylüyorlar.
Sermaye sınıfının kalkınmasından da savunmasından da rekabetinden de biz işçi sınıfına hayır gelmez. İşte bu nedenle biz işçiler kendi mücadelemizi, kendi birliğimizi, kendi dayanışmamızı büyütmenin yollarını aramalıyız.
- Bu Pahalılıkta Tatil Yapmak mı?
- “UİDER” Değil, “UİD-DER”
- Sırrı Abimizi Mücadelemizde Yaşatacağız
- Erol Eğrekler ve İşçi Sınıfı
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
Son Eklenenler
- Türk-İş’e bağlı sendikalarda örgütlü kamu işçileri, 2025-2026 yılı toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde siyasi iktidarın sefalet zammı dayatmasına karşı eylemlerine devam ediyor. 1 Temmuzda Türkiye genelinde kent meydanlarında kitlesel basın...
- İzmir Buca Belediyesi işçileri, birikmiş maaş ve alacakları ödenmediği için 18 Haziran’dan bu yana iş durdurmuş durumda. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 34. maddesi gereği yasal haklarını kullanan işçiler, belediye binası önünde maaş, gıda kartı ve diğer...
- Merhaba dostlarım. Bu yıl da Haziran ayını hem UİD-DER’in kuruluş yıl dönümünü hem de sınıfımızın tarihine damgasını vurmuş 15-16 Haziran günlerini anarak ve anlamlandırarak geçirdik. UİD-DER’imizin internet sitesinde, sosyal medyasında ve İşçi...
- UİD-DER’in 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55. yıldönümünde gerçekleştirdiği “15-16 Haziran: Gelenekten Geleceğe: Umut Örgütlü Mücadelede!” etkinliğine farklı sektörlerden yüzlerce işçi katıldı. Etkinliğe katılan konuklar arasında; unutulmaz...
- Özel Sektör Öğretmenleri Sendikasının 25 Haziranda başlattığı Büyük Öğretmen Yürüyüşünü gerçekleştiren ve bugün Ankara’ya ulaşan öğretmenlerin önü Ziya Gökalp Caddesi üzerinde polis barikatıyla kesildi. Talepleri için yürüyüşlerini Milli Eğitim...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimlerin ardından İzmir Çiğli Belediyesinde çalışan 147 işçi tasarruf bahanesiyle işten atılmış, yürütülen mücadele sonucu işçilerin bir kısmının işe iadesi yapılmıştı. Verilen tüm sözlere rağmen işe iadesi yapılmayan...
- Bu yıl 1 milyondan fazla öğrenci LGS sınavına, 2,5 milyon öğrenci YKS sınavına girmek için başvuru yaptı. Her yıl milyonlarca çocuk ve genç, aileleriyle birlikte sınav stresiyle baş etmeye çalışıyor. Çocuklarının geleceğine yönelik kaygı duyan...
- Artan fiyatlar karşısında alım gücümüz düşmeye devam ediyor. Enflasyonun artış hızının azaldığı söyleniyor ama bu, fiyatların düşmesi anlamına gelmiyor. Yaz meyveleri tezgâhlara çıktı ama kilosu 150-200 liraya varan fiyatlar yüzünden alamıyoruz....
- 15-16 Haziran 1970 Büyük İşçi Direnişi, cesaretini, onurunu ve örgütlü gücünü kuşanmış Türkiye işçi sınıfının tarihe kazıdığı iki büyük gün… İşçi sınıfının tarihsel mücadele mirasını yaşatmak ve bu mirastan güç alarak işçilerin birliğini büyütmek...
- Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, geçtiğimiz günlerde en kötüsünü geride bıraktığımızı söyledi ve “2026 yılı, refahın daha çok hissedildiği, fırsatların genişlediği ve ekonomik güvenin pekiştiği bir yıl olacak” dedi. Yıllardır iktidar sözcülerinden...
- Özel Okul Öğretmenleri Sendikası üyesi öğretmenlerin Büyük Öğretmen Yürüyüşü 3. gününde devam ederken, 27 Haziranda Ankara’da Milli Eğitim Bakanlığı önünde basın açıklaması yapıldı. Aynı gün Haber-Sen Türkiye genelinde yaptığı basın açıklamalarında...
- Sevgili Polonez işçisi kardeşlerim, Dayanışma TV’de yayınlanan “146+Bir Polonez Bir İşçi Direnişinin Kalbinden” belgeselinizi büyük bir dikkatle izledim. Belgeseldeki her bir kare, her bir sözünüz direnişinizin gün gün örülmüş gerçek hikâyesini...
- “Gerçeğin içinden, sınıfın penceresinden” şiarıyla yayın yapan Dayanışma TV, işçi sınıfının ilham verici mücadelelerini belgelemeye, bu mücadelelerin işçi sınıfının ortak deneyimi haline getirilmesi çabasına katkı sunmaya devam ediyor. Dayanışma TV...