Buradasınız
İPA Gıda Fiyatları Krizi Raporu: Yoksullaşma Derinleşiyor!
Temel gıda maddeleri başta olmak üzere ürünlerin fiyatı her gün artıyor. Ancak enflasyon toplumun bütün kesimlerini aynı düzey ve biçimde etkilemiyor. Zenginin enflasyonuyla yoksulun enflasyonu aynı değil. Bakan Nebati’nin kendi açıklamasıyla da itiraf ettiği üzere siyasi iktidarın zengini daha zengin yoksulu daha da yoksul yapan politikaları sonucu reel ücretleri eriyen milyonlarca insanın geçim sıkıntısı büyüyor, yoksulluk derinleşiyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı İstanbul Planlama Ajansı (İPA), geçtiğimiz günlerde “Gıda Fiyatları Krizi Neden Şimdi, Neden Yine?” başlıklı bir rapor yayımladı. Rapor çeşitli ulusal ve uluslararası kuruluşların yayımladığı araştırma sonuçları ve uzman görüşlerine dayanılarak hazırlanmış. Dünyada ve Türkiye’de gıda fiyatlarındaki artışların nedenlerini ve sonuçlarını inceleyen rapor, Türkiye ve İstanbul’da yaşanan gıda krizi ve yoksullaşmayla ilgili de çarpıcı verileri içeriyor.
Rapor dünyada gıda fiyatlarının yükselmesinin nedenleri olarak; son 15 yılda yaşanan ekonomik krizleri, pandemi döneminde üretim ve tedarikte yaşanan sıkıntıları, Ukrayna-Rusya savaşını, iklim krizini ve gittikçe derinleşen eşitsizlikleri gösteriyor. Elbette bu rapor, gerçekte gıda krizinin kapitalist üretimin işleyişinden doğduğuna değinmiyor. Yine de kapitalist düzenin yol açtığı gıda krizinin yarattığı sonuca dair veriler çarpıcı:
- 2020 yılında dünya genelinde açlık yaşayan insan sayısı bir önceki yıla göre 161 milyon artarak 768 milyona ulaştı.
- Yeterli gıdaya erişemeyen insan sayısı 320 milyon kişilik artışla 2,37 milyar kişi olarak açıklandı.
- 2021 yılında “artan çatışmalar, ekonomik şoklar ve aşırı hava olayları” nedeniyle 53 ülkede 193 milyon kişi akut gıda güvensizliği yaşıyor ve acil yardıma ihtiyaç duyuyor.
- Dünya Sağlık Örgütü’nün açıkladığı en güncel veriye göre; dünya genelinde obezite oranı 2000 yılında %29,7 iken 2016 yılında %39,1’e çıktı.
Türkiye’de durum
Dünya genelinde son 15 yılda ekonomik kriz dönemlerinde yükselen gıda fiyatlarının ve gıdaya erişimde yaşanan eşitsizliğin Türkiye’de çok daha ağır şekilde yaşandığı vurgulanıyor. Türkiye’de sürecin çok daha ağır yaşanmasının sebepleri olarak; tarımsal üretimde veri yetersizliği, artan üretim maliyetleri nedeniyle zarar eden üreticinin tarımdan çekilmesi, tarım ürünlerinin üreticiden tüketiciye ulaştırılmasında gerekli yasal düzenlemelerin yapılmaması, tarımsal destekler için bütçeden çok az kaynak ayrılması, tarım arazilerinde azalma gösteriliyor.
Nitekim üretici sayısının, işlenen alanların ve hayvan sayısının çıkarıldığı genel tarım sayımı en son 2001 yılında yapılmış. Üreticinin neden tarımdan çekildiğine ise şöyle değiniliyor: “Mayıs ayında yıllık genel enflasyon %73,5 ve gıda enflasyonu %91,6’ya ulaşmışken; daha Mart ayında fiyat artışı gübre fiyatlarında %228, enerji fiyatlarında %175, hayvan yemi fiyatlarında %107 olarak hesaplanmıştır. Dolayısıyla, tarım girdilerinde görülen enflasyon oranı tüketiciye yansıyan enflasyonun çok daha üzerinde gerçekleşmiştir. Üreticinin satış fiyatı ile raflarda görülen fiyat arasında oluşan uçurum, krizin etkisini çok daha arttırmıştır.” Raporda bu durumun sonucu olarak ÇKS’de (Çiftçi Kayıt Sistemi) kayıtlı üretici sayısının 2003’ten bu yana yüzde 25 azaldığı belirtiliyor.
Rapordaki çarpıcı bir diğer veri ise tarım arazilerindeki azalmadır. 2004’ten bu yana tarım alanlarının 3 milyon hektar azaldığı, 2021 itibariyle meralar hariç tarım alanlarının toplamının 23,4 milyon hektar olduğu belirtiliyor. Ayrıca, kişi başı ekilebilir alanın sadece son 15 yılda yüzde 20 gerilediği söyleniyor. Zeytinliklerden SİT alanlarına, tarım arazilerinden ormanlara kadar her karış toprağın enerji şirketlerine, müteahhitlere peşkeş çekilmesinin sonucudur bu durum. Raporda Türkiye’deki kuraklığın da gıda krizinde etkili olduğu belirtiliyor: “2021 yılı Türkiye için son 20 yılın en kurak, son 41 yılın ise ikinci en kurak yılı olarak kaydedildi. Kuraklık sonucunda bitkisel üretim bir önceki yıla göre yüzde 13 düştü, buğday üretimi son 14 yılın en düşük seviyesine geriledi.” Dünya genelinde yaşanan iklim krizinin kuraklığa etkisi yadsınamaz olmakla birlikte rejimin politikalarının kuraklık sorununu çok daha fazla derinleştirdiğini de belirtmek gerekiyor. Zira akarsuların üzerine yapılan HES’ler, yapay göletler ve barajlar nedeniyle hem akarsuların hem de besledikleri göllerin kuruduğunu, madenlerin ve termik santrallerin yer altı sularını kuruttuğunu, modern sulama tekniklerinin sübvanse edilmemesi nedeniyle vahşi sulamanın çok yaygın olduğunu biliyoruz.
Raporun çeşitli araştırmalardan derleyerek sunduğu Türkiye’ye dair sonuçlar ise şöyle:
- Nisan 2022 İstanbul Barometresi araştırmasına göre katılımcıların yüzde 65,9’u değişen ekonomik koşullar sebebiyle gıda alışverişlerinde aldığı gıda miktarını azalttığını belirtti.
- Katılımcıların yüzde 56,8’i ise alışveriş esnasında gıda ürünlerinde ilk dikkat ettiği özelliğin ürünlerin fiyatı olduğunu ifade etti.
- Görüşülen İstanbulluların sadece yüzde 14,8’i gıda alışverişinde ilk dikkat ettiği özelliğin ürünlerin kalitesi olduğunu belirtti.
Tane ve gramla alışveriş
İstanbul Planlama Ajansı tarafından yürütülen “Ekonomik Krizin Kıskacında: İstanbul’da Geçim ve Dayanışma” araştırmasında görüşülen ev emekçisi kadınların yüzde 62’si temel gıda ürünleri dışında gıda alışverişi yapmayı kesmiş durumda. Ayrıca, kadınların yüzde 42’si taneyle ve gramla alışveriş yapmaya başladığını, ancak bu şekilde temel gıda ihtiyaçlarını karşılayabildiklerini belirtmektedir. Görüşülen pazarcıların tümü akşam pazarıyla birlikte “çıktı” diye tarif edilen ve çürümeye yüz tutmuş ürünleri en uygun fiyata, hatta çoğu zaman ücretsiz bir şekilde almaya gelenlerin sayısının son 6 ay içerisinde belirgin bir şekilde arttığını söylüyor. Görüşülen her iki ev emekçisi kadından biri akşam pazarlarında “kalan” bu ürünleri çok ucuz fiyata aldığını ifade ediyor. Temel gıdaya erişim krizinin en görünür olduğu alan ise kahvaltılık ürünlerdir.
Raporda Derin Yoksulluk Ağı’nın bulguları da paylaşılıyor. Buna göre son bir yıl içerisinde ekonomik sebeplerle yeterli gıdaya erişemeyeceğine dair kaygı taşıyanların oranı yüzde 23, öğün atlamak zorunda kalanların oranı ise yüzde 13’tür. Yoksulluk sebebiyle yeterli ve nitelikli gıdaya erişememe çocukların gelişimi üzerinde yıkıcı etki bırakmaktadır.
Bütün bu veriler gıda krizinin emekçiler için yaşamsal bir sorun haline geldiğini gösteriyor. Emekçiler gece gündüz çalıştıkları halde en temel ihtiyaçlarını karşılamakta dahi zorlanıyor. Çok açık ki sorunu yaratanlar kalıcı ve gerçek çözümler üretemezler. İşçi sınıfı artık sorunları yaratanlardan çözüm beklemeyi bırakmak ve bir araya gelmek zorundadır!
- Soma’dan Bugüne Acımız ve Öfkemiz Büyüyor!
- Öğretmenler Ülke Genelinde Şiddete Karşı İş Bırakarak Eylem Yaptı
- Ebe ve Hemşirelerden Hastane Önünde Eylem
- Amasra Maden Katliamı Davasında 3 Tutukluya Tahliye
- Soma Katliamından 10 Yıl Sonra Kamu Görevlileri İlk Kez Hâkim Karşısında
- Hak Gasplarına Karşı Mücadele Sürüyor
- Çorlu Tren Katliamı Davası Sonuçlandı: “Üst Düzey Sorumlular da Yargılanmalı”
- İş Cinayetlerine, Düşük Ücretlere, Sendikal Baskılara Karşı Eylemler
- Bursa’dan Bir Özel Okul Öğretmeniyle Söyleşi
- Sağlık Çalışanlarından Sağlıkta Şiddete Karşı Eylem
- Ücret Gasplarına, Düşük Ücretlere ve Baskılara Karşı Mücadeleler Sürüyor
- 2024: Emeklilere Zulüm Yılı
- İşçiler Hak Gasplarına Karşı Mücadele Ediyor, Kazanıyor
- Tahsin İncirci Yaşamını Yitirdi, Besteleri Yaşayacak
- Faruk Türkoğlu Sonsuzluğa Uğurlandı
- “Emekli Boş Durmasın, Çalışsın Diyenlerdir” Bu Toplumun Sırtına Yük!
- 84 Yaşında Bir İnsan Neden İş Arar?
- Sendikal Baskılar Mücadeleyle Aşılıyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Çıkışsızlık Sarmalındaki Gençler
Son Eklenenler
- Arjantin’de sendikaların çağrısıyla işçiler 9 Mayısta 24 saatliğine genel greve gitti. Faşist devlet başkanı Javier Milei ve hükümetine karşı yapılan genel grev çağrısına çeşitli sektörlerden işçiler karşılık verdi. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT...
- Zorlu bir yıldan geçerken işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’ı, heyecan ve coşku içinde karşıladık. UİD-DER olarak 1 Mayıs’a işçi kentleri Lüleburgaz ve Bursa’da katıldık. Lüleburgaz’da geçirdiğimiz ilk 1 Mayıs’ımız...
- Emekli bir işçi: Bu 1 Mayıs’ta da sınıf kardeşlerimizle kol kola yürüdük. Sınıfımızın taleplerini hep birlikte haykırdık. İyi ki önümüzde bizlere yolu açan sınıfımızın mücadele örgütü UİD-DER var. Kendini, sınıfın taleplerine ve sadece sınıfın...
- Bugün 13 Mayıs 2024. Soma madenci katliamının 10. yıldönümü. 10 yıldır dinmeyen bir acı ve öfkedir Soma Türkiye işçi sınıfının kalbinde. Çünkü Soma’nın hesabı sorulmadı, çünkü Somalar devam ediyor, çünkü kapitalistlerin kâr hırsı yeni Somaların...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- Çorum’un Dodurga ilçesinde bulunan maden ocağında faaliyet gösteren ODAŞ Elektrik bünyesindeki Yel Enerji’de çalışan işçiler patronun sendika düşmanlığına karşı 9 Mayısta direnişe başladı. Yel Enerji işçileri kötü çalışma koşulları ve düşük...
- Sınıfımızın uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs’ı geride bıraktık. Mücadele örgütümüz UİD-DER, bu sene 1 Mayıs’ı işçi kentleri olan Bursa ve Lüleburgaz’da kutlama kararı aldı. Bizler de bu doğrultuda tüm hazırlıklarımızı yaparak...
- Öz İplik-İş Sendikası, Başkanlar Kurulunu, direnişteki Durak Tekstil işçileriyle dayanışmak amacıyla Bursa’da gerçekleştirdi. Kurulun ardından sendika yöneticileri direnişlerinin 83. gününde Durak Tekstil işçilerini ziyaret etti. Burada yapılan...
- 1 Mayıs işçi sınıfının uluslararası birlik ve mücadele günü. Her 1 Mayıs’ta UİD-DER’li mücadeleci işçiler bir gelincik tarlasını andırır gibi dolduruyorlar meydanları. Her 1 Mayıs’ta, işçi sınıfının bu çalışkan evlatları coşku dolu, disiplinli...
- Merhaba dostlar, uzun zamandan beri çalışma şartlarım nedeniyle birçok etkinliğe katılamıyordum. Yaşımın genç olmasına rağmen heyecanımı yitirmiştim. Hem yaşadığım şehirlerde etkinliklerin olmaması hem de maddi imkânsızlıklar yüzünden uzak kalmıştım...
- İstanbul Eyüpsultan’da özel bir lisenin müdürü 74 yaşındaki emekli öğretmen İbrahim Oktugan öğrencisi tarafından silahla vurularak öldürüldü. Öğretmenler “Can Güvenliğimiz Sağlansın, Gerekli Tedbirler alınsın!” talebiyle İzmir’den Bursa’ya, Mardin’...
- 21-28 Nisan Ebeler Haftası ve 12-18 Mayıs Dünya Hemşireler Haftası vesilesiyle 10 Mayısta İstanbul Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde bir araya gelen hemşire ve ebeler basın açıklaması gerçekleştirdi.
- Bu sene 1 Mayıs’a UİD-DER’le birlikte bir işçi kenti olan Lüleburgaz’da katıldım. 1 Mayıs heyecanımız sabah saatlerinde başladı. Yol boyunca türkülerimizle, marşlarımızla 1 Mayıs alanına gittik. Tabii içimizde İstanbul’da kitlesel ve birleşik bir 1...