Buradasınız
İşçi Dayanışması’nı Tekel Mitinginde İşçilere Ulaştırdık
Ankara’dan UİD-DER’li işçiler
4/C olarak dayatılan işsizlik ve açlık yasasına karşı direnen Tekel işçilerinin baskısıyla Türk-İş 17 Ocakta bir miting düzenledi. Ankara’da böylesine kitlesel katılımlı bir mitingi uzun süredir görmemiştim.
UİD-DER’li işçiler olarak bizler de destek için oradaydık ve işçi kardeşlerimize İşçi Dayanışması bültenimizi dağıttık. Bülten dağıtımında birçok işçiyle de konuşma fırsatı bulduk. Kimisi “bize böyle şeyleri okutmazlar” diyerek kaygısını dile getirirken, kimi işçiler bültenimizi almakta tereddüt etmediler. İlgilenen işçiler, bültenimizi aldıktan sonra tekrar görüşmek istediklerini belirttiler.
Çoğu işçi, sendika başkanları ya da yöneticileri ile görüşün diyordu bize. Biz sendikacılarla değil işçilerle konuşmak istiyoruz dediğimizde daha rahat sohbet ettiler. İşçiler, “işçiyi sattı” diyerek daha çok Türk-iş’ten şikâyetçiler. “Elimizdeki haklar alınıyor, sendikacılar ses çıkarmıyor, yönetim istifa etmeli” diyorlar.
Bir işçiye, “haklarımızı korumak için işyerlerinde nasıl örgütlenmeliyiz” diye sordum. “Anında kapıya koyarlar” diye yanıtladı. Ve bu sendikalı bir işçiydi. Ona, mücadeleyi başkasının yapmasını beklemememiz gerektiğini, bültenimizin haklarımızı aramada yol gösterici olduğunu söyledik.
Örgütlü olmak, birlikte mücadele etmek gerekliliği konusunda tüm işçiler hemfikir. Ama ne yazık ki çoğunluğu örgütlülüğü sadece sendika üyesi olmak, sendikacıların da onlar için mücadele etmesi olarak algılıyor. Oysa sendikaları mücadeleci işçi örgütleri haline getirecek olan bizleriz ve bizim örgütlülüğümüzdür.
Bir Çelik İşçisinden Mektup
Son Eklenenler
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...