Buradasınız
Bir Çelik İşçisinden Mektup
Metal işkolundan bir işyeri temsilcisi
Biz işçilerin gündeminde yine sendika ağaları var. Araştırdım ki, sözde biz işçileri savunan bu ağalar, paşalar bayağı mal mülk sahibi olmuşlar. Sözde haksızlığa, sömürüye karşı olan bu sendika ağaları, nasıl oluyor da bu kadar lüks içinde yaşıyorlar? Hepsinin altında özel makam aracı var. Benzininden iğnesine kadar her türlü harcamalarını sendikanın giderlerinden düşürüyorlar. Şube başkanları neredeyse bir milletvekili kadar maaş alıyor. Bunların hesabını biz işçiler soramadığımızdan, kimseye hesap vermeden harcamalarına devam ediyorlar.
Biz işçilerden kesilen parayla beslenen bu ağalara sormak lazım değil mi, bu sendikacılar işçilere ne verdi? Bizler cop yedikçe, bağırdıkça bizim sayemizde itibar kazanan, seçimlerde bizim oylarımızı kullanarak siyasi partilerle pazarlık yapanlar bu sendikacılar değil mi? Bunların bizim kanımızı emen kan emicilerden ne farkı var? Biz işçiler hakkımızı alacaksak önce bu sendika ağalarından hesap sorarak işe başlamalıyız. Aksi takdirde bizden gözüküp kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmeye devam edeceklerdir. İşçilerle değil işverenle ve mevcut siyasilerle işbirliği yapıp onlara daha yakın olacaklardır.
Birçok yerde olmuştur. İşveren hakkını arayan işçiyi önce sendikaya şikâyet eder. İşveren daha sonra işçinin çıkışını verir. Bu çıkışa sendikacılar da razı oluyor. Çünkü yarın o sendikacıdan da işçinin hesap sormasını istemiyorlar.
Artık her şey ortada işçi kardeşlerim. Hak aramaya önce ahkâm kesen sendikacılardan başlamalıyız. Sendikacılar bize kesilen aidatlarımız kadar değer veriyorlar. Oysa bizden kesilen aidatla bize eğitim verilmeli ve aidatlar işçi örgütlenmesinde kullanılmalıdır. Sınıf bilincinin pekişmesi için kullanılmalıdır sendikanın olanakları. Çevrenize bir bakın, bunları yapan sendikacı var mı? Yapmazlar, çünkü biz işçiler sendikalarımızdan bunu talep etmiyoruz. Ve dolayısıyla ağalara açık alan kalıyor. Artık bu alanlarda gerçekten işçi hakkını arayan kişiler olmalı. Bizim birinci görevimiz bu olmalıdır. Bu yeni yılda birçok sendikanın genel kurulu olacak. Burada görev bize düşüyor. Artık kaderimizi ellerimize almamızın vakti geldi. 2010’un emek sınıfının zafer yılı olması dileğiyle.
- Çamur At İzi Kalsın, Çalıştır İşten At Hakkı Kalsın!
- Her Fabrikada Ortak Sorunlarımıza Çözüm: Örgütlen!
- “Yanıyorsun Fuat Abi”
- Kredi Kartları Taksitlerinden Kurtuluyoruz!
- Neden Hiçbir Şey Değişmiyor?
- İşçilerin Kafa Karışıklığı Kimin İşine Geliyor?
- Dünya Dönüyor Ama Eskisi Gibi Değil
- Asgari Ücretle Açgözlü Olunur mu?
- Ekmeğimizin Peşindeysek Haklarımızın da Peşinde Olmalıyız!
- Hayatı Bizim İçin Ömür Törpüsü Haline Getirdiler
- Bu Düzen Sağlığımızı Bozuyor
- Benim Ekonomim Neden Şahlanmıyor?
- Migros’ta İşten Atılan Yeğenim İşe İade Edildi
- Borsada Neleri Kaybediyoruz?
- Umut Hep Vardır
- Dün Hiroşima Bugün Ortadoğu
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
- Doğru Bilgi ve Çözüm İçin Mücadele Saflarına
- Karnımızı Doyurmak Değil Sağlıklı Beslenmek İstiyoruz
Son Eklenenler
- Sarayları süsleyen altın, sultanların ve soyluların yaşamında zenginliğin en önemli ölçüsü olmuştur. Fakat bu zenginliği üreten zamanın köleleri ve günümüzün işçileri için bu maden her zaman acı, gözyaşı ve ölüm getirmiştir. Altın madenlerinde...
- Çalıştığım işyerinde uzun yıllardır çalışan ve EYT yasası çıktıktan sonra SGK’ya başvurup emekli olanlar var. Malûm, emeklilik maaşı iktidar eliyle kuşa çevrildi. Bizim patron da sayıları azımsanmayacak kadar çok olduğu için EYT’li işçileri bir an...
- DİSK, 3 Mayısta Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) Ankara’daki merkez binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Burada konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, TÜİK’in enflasyon sepetindeki maddelerin fiyat listesini 2 yıla yakın bir...
- Geçenlerde yeğenimle sohbet ederken “kolajenlerin içerisinde en kalitelisi hangisi bilgin var mı?” diye sordu. Ben de doğal olarak “bir sağlık sorunun mu var, neden kolajen kullanma gereği duyuyorsun?” diye sordum. O da yarı utanarak “hep güzel...
- Dünya genelinde yoksulluk ve baskılar büyüyor, emperyalist savaşın alevleri gün geçtikçe yayılıyor. Kapitalist sömürü düzeninin yarattığı sorunlar, krizler derinleşiyor. İşçi sınıfı ise kapitalist sömürüye karşı mücadele etmekten, birlik olup...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında yüzbinlerce işçi ve emekçi alanlara çıktı, ekonomik yıkımın bedelini ödemek istemediklerini haykırdı. Sendikaların ve demokratik kitle...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...