Buradasınız
İşçi Sınıfından Uzak Sendika Genel Kurulları

Özellikle Türk-İş Genel Kurulu, konfederasyon yönetiminin işçilerden ne denli uzak olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Türk-İş Genel Kurulu, Ankara’nın merkezinden 27 kilometre uzaktaki Büyük Anadolu Oteli’nde gerçekleştirildi. Patron örgütlerinin temsilcileri, AKP’li bakanlar ve CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu genel kurula alınırken, işçiler ve işçi sınıfının mücadelesinin öncüleri olan sosyalistler salona alınmamıştır. İşçilerin kürsüsünde sermaye partileri ve bakanlar nutuk atarken, işçiler konuşturulmamıştır. İkinci kez seçimleri kazanan Mustafa Kumlu yönetimi, işçi sınıfının sorunlarını kongre gündemine taşımamış, işçi sınıfına dönük saldırılara karşı bir mücadele hattı ortaya koymamıştır. AKP yalakası Türk-İş üst bürokrasisi, sendikal yasakların kaldırılması, işçi sınıfının örgütlenmesinin önündeki engellerin temizlenmesi, hak ve özgürlüklerin genişletilmesi, işten atmaların durdurulması, iş saatlerinin kısaltılması, ücretlerin yükseltilmesi gibi konularda ağzını açmamıştır.
Genel kurulda, Kumlu yönetimine karşı alternatif bir liste çıkartan Sendikal Güç Birliği Platformu’nun basıncıyla, kıdem tazminatının gaspına karşı “genel grev” kararı alınmıştır. Ancak biliyoruz ki, sendikaların tabanındaki işçiler basınç bindirmedikleri müddetçe, bu karar, bürokratlar tarafından ya uygulanmayacak ya da sözde uygulanacaktır. Yine biliyoruz ki, koltuklarını düşünen ve sendikaları işyeri gibi gören bürokratlar, grevden en az hükümet kadar korku duymaktalar.
Türk-İş Genel Kurulu’ndan bir hafta sonra yapılan BMİS Genel Kurulu da işçilerden ve mücadeleden uzak, bürokratik şova dönüştürülen bir genel kurul olmuştur. Beş yıldızlı Titanic Otel’de yapılan BMİS Genel Kurulu’nda işçi kürsüsü, muhalefetteki sermaye partilerine açılmıştır. CHP’sinden Saadet Partisi’ne kadar düzen partilerine işçi sınıfının kürsüsünden nutuklar attırılmıştır. Lafa geldiğinde mücadeleden dem vuran BMİS yönetimi, beş yıldızlı otelde genel kurul yapmaktan geri durmamıştır. Metal işçilerinin aidatları grevlere, direnişlere ve işten atılan işçilerin ihtiyaçlarına ayrılmayıp lüks otellere harcanmaktadır. Kan kaybeden sendikanın canlandırılmasına, bu temelde mücadeleci işçilerin öne çıkmasına, yönetime gelmesine ve hain Türk Metal bürokratlarının pençesindeki metal işçilerinin örgütlenmesine dair kararlar alınmamıştır. Türk-İş Genel Kurulu’nda olduğu gibi, BMİS Genel Kurulu’nda da mücadeleci işçiler konuşturulmamış, konuşturulanlar ise sürekli taciz edilmiştir.
Bu iki kongre yalnızca iki örnektir. Diğer sendika genel kurulları da farklı değildir. Hatta Türk Metal çetesi söz konusu olduğunda ortada bir genel kuruldan söz etmek dahi mümkün değildir. Peki, sendika genel kurullarının işçilerden uzak, işçilerin sorunlarının tartışılmadığı, süren saldırılara karşı ne yapılacağı ve nasıl yapılacağının ortaya konmadığı yerler olmasının nedeni nedir? Bunun en temel nedenlerinden birisi sendikal bürokrasinin sendikaları ele geçirmesidir. Bürokrasi, sendikaları kendi işyeri gibi görmekte, işçilerin haklarından ziyade koltuğunu korumayı gündemine almakta ve buna göre hareket etmektedir. Dolayısıyla da genel kurullara işçilerin gündemi değil bürokratların yönelimleri damga basmaktadır. Sendikalara hâkim olan bürokratlar, kendi uzantıları haline getirdikleri delegeleri seçtirerek genel kurulları daha baştan kontrolleri altına almaktalar. Örneğin Türk-İş delegelerinin çoğu, işyerlerinde çalışmayan profesyonel yöneticilerden oluşmaktadır. Tabanın söz sahibi olmadığı bu durumda, işçiler daha en baştan sürecin dışına itilmiş oluyorlar.
Fakat bu durum işçilerin sendikalardan uzak durması gerektiği anlamına gelmiyor. Mücadeleci işçilere düşen görev sendikaları yeniden mücadele ve dayanışma örgütleri haline dönüştürmektir. Sendikaları yeniden güçlü birer işçi örgütü haline getirmek için taban örgütlülüklerimizi güçlendirmeliyiz. İşyerlerinde taban örgütlülüklerimizi güçlendirerek, yani gerçekten de örgütlenerek sendikalı, taşeron, sözleşmeli işçi ayrımı yapmadan birlik olmalı, sorunlar ve çözüm yollarını ortaklaştırmalıyız. Sendika yönetimlerini harekete geçirmek amacıyla tabandan basınç bindirmeliyiz. Unutmamalıyız ki hükümetlerin ve patronların saldırıları önümüzdeki dönemde artarak devam edecektir. Sendikal bürokrasinin mücadele derdi yoktur. Sermayenin saldırılarını durdurmak için sendikalarımıza sahip çıkmalı, her türlü zorluğa rağmen mücadeleyi büyütmeliyiz.
- İşçiler, Emekçiler, Emekliler Eylemde
- Kamu Emekçileri ve Belediye İşçilerinden Eylemler
- Tez-Koop-İş’ten Çalışma Bakanlığı Önünde Eylem
- TPI Compozit’te Grev Başladı
- Emek Örgütlerinden Çalık Holding Önünde Eylem
- Emekçiler Baskılara ve Hak Kayıplarına Karşı Mücadele Ediyor
- TÜPRAŞ İşçileri Sefalet Zammını Kabul Etmiyor
- İzmir’den Kocaeli’ye İşçiler Grev Diyor
- Belediye İşçileri Hakları İçin Mücadele Ediyor
- Belediye İşçileri Sendikal Baskılara, İşten Atma Saldırısına, Ücret Gaspına Karşı Mücadele Ediyor
- Eğitim Sen: “Öğretmenler Sizin Projeniz Değil! Sürgüne Hayır!”
- Belediyelerde Grev Sesleri Yükseliyor
- Erlau İşçileri Sendikal Hakları İçin Mücadele Ediyor
- Esenyurt Belediyesi’nde Kayyum Yönetiminin İşten Atma Saldırısı Protesto Edildi
- “Tutuklu Öğrencileri Serbest Bırakın” Eylemleri
- DİSK: “Emeğimiz, Haklarımız, Geleceğimiz ve Demokrasi İçin Ayaktayız”
- Manisa’da Mercan Makina’da Direniş Başladı
- Sağlık Çalışanları Tıp Bayramında İş Bıraktı
- Tersane ve Belediye İşçileri Ücret Gaspına Karşı Mücadele Ediyor
- Metal İşçisi “Grev”, Belediye İşçisi “Ücret Gaspına Hayır” Dedi
Son Eklenenler
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...