Buradasınız
1990-91 Zonguldak Madenci Grevinde Kadınlar

Zonguldak madenci grevinin ve büyük Ankara yürüyüşünün üzerinden 21 yıl geçti. Genel Maden-İş’te örgütlü işçiler madenlerin kapatılmasına, küçültülmesine ve özelleştirilmesine karşı çıkıyor, ücretlerinin yükseltilmesini istiyorlardı. Maden işçileri bu talepler için 30 Kasım 1990’da greve çıkacak ve 4 Ocakta ise 80 bin kişiyle Ankara’ya doğru yürüyüşe geçeceklerdi. Yol boyunca başka kentlerden işçilerin de katılımıyla sayı 100 bine ulaşmıştı.
Bu büyük mücadele sadece hükümeti köşeye sıkıştırmakla kalmamış, işçilerin yaşamını da değiştirmişti. Kadınlar mücadelede en önde yürüyorlardı. İşçiler yürüdükçe, bin yılların getirdiği eşitsizlikler aşılıyor, emekçi kadın mücadele alanında erkekle eşit olduğunu yaşayarak görüyordu. Mücadeleye atılan kadın, artık sadece erkeğinin karısı, çocuklarının anası değildi. Eylem içinde dönüşen, mücadeleyle kişiliğini, kimliğini ve özgüvenini kazanan kadınlar, erkekleri de dönüştürüyorlardı. O günleri yaşayan kadınlardan biri dönüşümü şöyle anlatıyor:
“Tabii ki bizim için zorlu bir süreçti. Hemen tüm kadınlar ‘aman babam, kocam görmesin; aman abim duymasın ne derler’ diye utanıyorlar, korkuyorlardı. İlk bir hafta çok zorluk çektik. Ancak Zonguldak kadınının doğasında var isyankârlık. Sonra Ayşe’yi duyan Fatma, Fatma’yı duyan Zeynep herkes toplandı geldi. Küçük ve kapalı bir şehir olan Zonguldak’ta o zamanlarda kadınlar iki sefer aynı caddeden geçemezdi.” Ama yürüyüşe katılan, en önde yürüyen ve askerin barikatını aşan kadınlar geri döndüklerinde, kendilerine olan güvenleri artmış, adeta dünyaları değişmişti. Artık sokakta daha güvenle yürüyorlardı.
Genel Maden-İş Sendikası Başkanı Şemsi Denizer, daha yolun başında kadınları geri göndermek istemişti. Tüm kadınları toplayıp “siz isterseniz geri dönün” dediğinde hak ettiği cevabı almıştı: “Sayın başkanım biz asla geri dönmeyiz, siz istiyorsanız erkekleri alın ve geri dönün...”
Sınıf mücadelesi okulunda işçiler birbirlerinden çok şey öğreniyorlardı. Kadının lafını dinlemeyen, kadından bir şey öğrenilemeyeceği anlayışıyla yetiştirilen erkek işçiler, mücadele içerisinde geri değer yargılarından kurtulmaya başladılar. O günleri yaşayan kadınlardan biri olan Sevinç şunları anlatıyor: “Bir işçi yanıma geldi. ‘Ne olur bacım siz geri dönmeyin’ dedi ağlayarak. Ne olduğunu sordum. ‘Siz gidince jandarma bizim üzerimize yürür, bize işkence yaparlar’dedi. Ben de hemen adama ‘bu zamana kadar karına hiç vurdun mu’ diye sordum. ‘Doğru cevap vermezsen ben anlarım ve biz kadınlar olarak sizi burada bırakır gideriz’dedim. Mırın kırın etti biraz ‘Vurmadım da işte bazen çok sinirlenince...’ gibi şeyler söyledi. ‘Eee, peki bundan sonra vuracak mısın?’ ‘Yok, ellerim kırılsın, asla, yemin ederim.’ Yani biz orada sadece maaşlara zam peşinde koşmuyorduk.”
Mücadele rüzgârları işçileri nasıl umutlandırıyor ve onlara güven kazandırıyorsa, mücadelenin devam etmemesi de bir o kadar kaygılandırıyor ve korkutuyor. Bir başka maden işçisinin eşi, yanakları soğuktan kıpkırmızı, o mücadele günlerini özlemle hatırlıyor: “Keşke o günler geri gelse de yine meydanlara insek. Ama olmaz ki. Eskiden dayanışma vardı. İnsanlar birbirlerine destek veriyordu her konuda. Şimdi herkes hükümetin baskısı, mahalle baskısı bilmem ne baskısı derdinde. Nasıl ineceksin?”
Kadınlar özgüvenlerini mücadele içinde kazanırlar. İşçi sınıfının kadın ve erkekleri, işçi mücadelesi içerisinde eşitliğin, dayanışmanın, omuz omuza geleceğe yürümenin güzelliğini yaşama şansı elde ediyor. Mücadeleye giren kadın ve erkek işçiler sömürü düzenini ve her tür eşitsizliği sorguluyor. Baskı ve sömürüyü alt etmek için sınıfsal öfkesini bayraklaştırıyor. İşçi sınıfı mücadelesi içerisinde ter akıtanlar eşitliğin ve dayanışmanın tadına varıyor. Kadınlar mücadeleyle özgürleşiyor.
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- İşçi Dayanışması 205. Sayı Çıktı!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- İşçi Dayanışması 204. Sayı Çıktı!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- İşçi Dayanışması 203. Sayı Çıktı!
Son Eklenenler
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...
- Kısa bir zaman öncesine kadar direnişte olan, direniş boyunca pek çok kez polis saldırılarıyla yüz yüze gelen bir işçi kardeşimizle 19 Mart’tan sonra yaşanan protestolarla ilgili haberleri izliyor, sohbet ediyorduk. Bir anda öfkeyle, “şunlara bak,...
- Siyasi iktidar yoksullaştırma politikalarını sürdürüyor. Enflasyon balyozunu işçi ücretlerine, emekli aylıklarına, kamu çalışanlarının maaşlarına indiriyor, ücretleri tuzla buz ediyor. İşçilerin, kamu emekçilerinin, emeklilerin cebinden çalınan...
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...