Buradasınız
İşçi Tiyatrosunun Gösterdikleri
Ümraniye’den bir işçi
Pazar günü UİD-DER İşçi Tiyatrosu Topluluğu’nun Su Tiyatrosu’nda sahnelenen oyunlarını izledim. Tiyatroya benim gibi birçok işçi gelmişti. Tiyatro oyunlarının her sahnesinde biz işçilerin yaşam ve çalışma koşullarına dair bir şeyler gördüm ve hissettim. Oyunu izlerken yeri geldi güldüm, heyecanlandım, hüzünlendim, yeri geldi patronlara karşı öfkem bir kat daha arttı.
Güzel oyunlardan birisi de Alışveriş Canavarı’ydı. Oyun bir anne ve kızının alışveriş tuzağına nasıl düştüklerini anlatıyordu. Anne ve kızı alışveriş merkezinde kendilerini kaybederek durmadan indirimli ve promosyonlu ürünleri bütçelerini düşünmeden alıyorlardı. Ben de oyundaki anne ve kızı kadar olmasa da alışveriş merkezinde buna benzer bir durum yaşadım. Mağazaya girdiğimde, sepeti elime aldım, şöyle bir gezinmeye başladım. Gördüğüm bütün reyonlarda koca koca harflerle “indirimli”, “bir alana ikincisi bedava” gibi mağazanın her tarafından görebileceğiniz yazılar yazıyordu. Ben de, ne de olsa ucuz, iki tanesini almam daha iyi olur diyerek birçok ürün aldım. Sepetim doldu. Kasaya geldim. Cebimde de alışveriş için önceden hazırladığım param ve kredi kartım vardı. Ben aldıklarım uygun, fazla tutmaz diye düşünürken hesap benim düşündüğümden fazla çıktı. Ödemenin yarısını nakit yarısını da kredi kartıyla yapmak zorunda kaldım. Yani patronların piyasayı canlandırmak ve daha çok kâr elde etmek için planladıkları alışveriş tuzağına ben de düşmüştüm. Onlar promosyonlarla, indirimlerle bizlerin cebindeki son parayı da almaktan başka bir şey düşünmüyorlar. İşçi tiyatrosunda izlediğim bu oyun patronların bu tuzağına karşı bize ayna tuttu.
Ben bir oyundan bahsettim ama diğer oyunlar da (İşsiz Adam, Hırsız ve Çanta, Tersanede Ölüm Var!) bizlerin yaşadığı sorunlara değiniyordu. Bütün bu oyunları oynayan UİD-DER’li işçi arkadaşların emeğine sağlık diyorum. Oyunları izledik, şimdi sıra mücadelede. Bütün işçi arkadaşlarımı UİD-DER’de örgütlü mücadeleye çağırıyorum.
Ellerinize Ve Yalana Dair
İşçi Tiyatrosu Yine Gerçekleri Anlattı!
Son Eklenenler
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...