Buradasınız
İSİG Meclisi ve İTO’dan Ortak Açıklama: “Çocuk İşçiliğiyle Mücadeleye!”

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi ve İstanbul Tabip Odası (İTO) 28 Nisan İş Cinayetlerinde Ölenleri Anma ve Yas Günü dolayısıyla Kadıköy’de Süreyya Operası önünde “Çocuk İşçiliğiyle Mücadeleye” şiarıyla basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasına sendikalar, Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) ve üniversite öğrencileri de katıldı. Eylemde “Çocuk İşçiliği İle Mücadeleye” ve “MESEM Sömürüsüne Son” yazılı pankartlar açıldı. “Çocuklar Ölüyor, Sermaye Büyüyor”, “Çalışırken Ölmek İstemiyoruz”, “Çocuk İşçilik Yasaklansın”, “Sermayeye Değil Eğitime Bütçe”, “Güvenceli Gelecek İstiyoruz”, “Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz” sloganları atıldı.
Eylemde ortak basın açıklamasını İSİG Meclisi’nden Balım İdil Deniz okudu. Deniz, AKP iktidarı boyunca çocuk işçiliğinin arttığını belirtti. Çocuk işçi sayısının 3-4 milyona ulaştığını, AKP’nin iktidar olduğu yıllarda en az 1000 çocuğun iş cinayetlerinde hayatını kaybettiğini söyledi. Çocuk işçiliğin “bilinçli sistematik bir ucuz emek sömürüsü” olduğunu belirten Deniz, 2025 yılının “Aile Yılı” ilan edilmesinin bu politikayla bağlantılı olduğunu belirtti. Deniz sözlerine şöyle devam etti: “En az üç çocuk çağrısı da güvencesiz emek havuzunun en önemli bileşeni olan çocuk işçiliğinin önemine vurgu yapmaktadır. Sermaye için ucuz, MESEM ile bedava ve örgütsüz bir işçi kitlesi vazgeçilmezdir. Tarımdan sanayi ve inşaata kayan, MESEM aracılığıyla kitleselleştirilen çocuk işçilik, çocuk işçi ölümlerinde her ne kadar hâlâ tarım sektörü ilk sırada yer alsa da sanayi ve inşaatlarda ölen çocuk işçi sayısı giderek artıyor.”
Deniz taleplerini şu şekilde ifade etti: “Çocuk işçilik yasaklanmalı, mesleki öğrenim çocuk gelişimine uygun bir biçimde planlanmalı ve kamusal kurallar çerçevesi içinde olmalıdır. Eğitim her kademede parasız olmalı, müfredat bilimin ışığında ve yaşam ile bağı kuran bir şekilde yeniden yapılandırılmalıdır. Yaşam alanlarımız uyuşturucu ve çeteleşmeden temizlenmeli, çocukların gelişimine uygun bir hale getirilmelidir.”
Eylemde Galatasaray Üniversitesi öğrencileri adına yapılan konuşmada 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na atıf yapılarak, okul sıralarında olması gereken çocuklar tarlalarda, atölyelerde, fabrikalarda çalışırken bir çocuk bayramından söz edilemeyeceği belirtildi. “Çocuk emeği, tesadüf ya da kader değil; sistematik biçimde, politik tercihlerle örgütlenmiş bir sömürü düzenidir. Ve biz biliyoruz ki çocuk işçiliği bir yazgı değil, doğrudan devletin işlettiği bir sömürü politikasıdır” denildi.
MESEM öğrencileri adına yapılan konuşmada ise çalışma koşulları şu sözlerle ifade edildi: “Stajyer adı altında altı bin liraya, yol ve yemek masrafını dahi karşılamayan cüzi ücretlere, makinelerin başına geçirilerek iş öğreniyorsun denilerek, aslında zorla çalıştırılıyoruz.” Konuşmada eşit, demokratik ve parasız eğitim için mücadele vurgusu yapıldı.
- Omsa Metal Direnişiyle Dayanışma
- Hayat Pahalı Değil Ücretlerimiz Düşük!
- Derbide Yeni Sezon Yaklaşıyor!
- KESK’ten “Gazze’de Kıtlık Yaşanıyor” Protestosu
- Digel Tekstil İşçilerinin Hak ve Onur Mücadelesi Devam Ediyor
- 17 Ağustos Depreminin 26’ıncı Yılı: Deprem Değil Yağmacı Düzen Öldürüyor!
- Evrensel Gazetesine Silahlı Saldırı
- Vergi Sorunu
- Kötü Çalışma Koşullarına ve Sendikal Baskılara Karşı İşçiler Mücadele Ediyor
- İşyerinde Gelen Ölümler
- 3 Pişi ve Sabrın Ödülü
- Yas Tutmuyoruz, Mücadele Ediyoruz!
- Bu Bataklıktan Birlikte Çıkmalıyız!
- KESK Taleplerini Duyurmak İçin Alternatif TİS Masası Kurdu
- “Faizi Kim Uyguluyor, Bunu da Desene!”
- Hiroşima’dan Gazze’ye Umut İşçi Sınıfının Örgütlü Mücadelesinde
- Kamu İşçilerine Sefalet Protokolü
- Kamu İşçilerine Grev Yasağı ve Sefalet Dayatması
- BİRTEK-SEN Tekstil Raporunu Yayımladı
- Doğanın Değil Doların Yeşilini Sevenlerin Yasası
Son Eklenenler
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.
- Hüzünlüsün, biraz durgun, biraz da dalgınsın kardeşim./ Evet ve tabii olmadan, hayat zor bizim için./ Her gün, günün en aydınlık, en sıcak, en soğuk, en kıpır kıpır saatinde/ Kapanmak dört duvar arasına, esaret saatlerine mahkum ve mecbur olmak...