Buradasınız
İsrail Katliamı, Emperyalistler İkiyüzlülüğü Sürdürüyor
İsrail’in 7 Ekimde başlattığı Gazze’ye yönelik saldırılarda üçte ikisi çocuk ve kadın olmak üzere en az 36 bin kişi hayatını kaybetti. İsrail Gazze’de soykırım düzeyindeki katliamlarını aralıksız sürdürüyor. Hastanelere, okullara, yerinden edilen sivil halkın kaldığı kamplara saldırıyor. Son olarak 26 ve 28 Mayısta Refah kentindeki çadır kamplara füze saldırısı düzenleyen İsrail, çoğu çocuk ve kadın en az 67 insanı katletti. Soykırımcı, faşist Netanyahu onlarca bebek, çocuk ve kadının diri diri yanarak can verdiği 26 Mayıstaki füze saldırısına ilişkin “trajik aksilik” dedi, konunun araştırılacağını söyledi. ABD ise “haberdarız, daha fazla bilgi topluyoruz” demekle, emperyalist kapitalist ülkelerin temsilcileri “kınama” açıklamaları yapmakla yetindi.
7 Ekimden bu yana İsrail’in yerle bir ettiği bölgelerden göç ederek Mısır sınırındaki Refah kentine sığınan Filistinli sayısı 1 milyonu geçmiş durumda. İsrail ordusu 7 Mayısta Refah’a kara saldırısı başlattı. Mısır’a açılan Refah sınır kapısının Filistin tarafının kontrolünü ele geçirerek insani yardımların girebildiği tek sınır kapısını kapattı. Kentte sıkışıp kalan 1,5 milyon insanın hiçbir can güvenliği yok, sağlığa, gıdaya erişimi yok. İsrail’in çadır kamplarına, sivillerin yaşadığı evlere, hastanelere yönelik füze saldırıları zaten yaşanmakta olan insani krizi daha da derinleştiriyor.
İsrail’in son saldırılarının Birleşmiş Milletler Uluslararası Adalet Divanının (UAD) 24 Mayısta aldığı tedbir kararlarından iki gün sonra gelmesi katliamın hiç de Netanyahu’nun yüzsüzce iddia ettiği gibi “trajik aksilik” olmadığını gösteriyor. UAD, İsrail’in Refah’taki askeri saldırılarını durdurmasına, insani yardım sağlanabilmesi için Refah sınır kapısını açmasına, soykırım iddialarıyla ilgili her türlü soruşturma ya da araştırma komisyonunun bölgeye erişimini garanti altına almasına karar vermişti. İsrail devleti bu kararları takmadığını, katliamlarına devam edeceğini bu saldırılarla bir kez daha göstermiş oldu.
Emperyalistler arasındaki rekabetin ve hegemonya krizinin derinleşmesiyle harlanan emperyalist savaşın kurbanı Filistin halkı, tüm dünyanın gözleri önünde katlediliyor. Türkiye’den Arap ülkelerine, Çin’den ABD’ye tüm emperyalist kapitalist ülkelerin egemenleri, ikiyüzlü açıklamalarının arkasına gizledikleri çıkar hesaplarına göre hareket ediyorlar. Daha İsrail savaşını durdurmaya yönelik tek bir ciddi adım atmayanların Filistin devletini tanımaktan söz etmeleri, tepkilerini açıklamalarla sınırlı tutanların “sert” sözler etmesi ikiyüzlülüktür. Çünkü hiçbiri gerçek anlamda İsrail’i durdurmaya yönelik bir adım atmamaktadır.
Mesela Türkiye sözde bu ayın başında İsrail’le durdurduğunu açıkladığı ticareti sürdürüyor. İsrail’in petrol ihtiyacının yüzde 40’ını karşılayan Azerbaycan petrolü Türkiye üzerinden İsrail’e ulaşmaya, Türkiye de bu ticaretten payını almaya devam ediyor. Türkiyeli şirketler Mısır, Yunanistan ve başka ülkelerde kurdukları ikinci şirketler üzerinden dolaylı olarak İsrail’e mal göndermeye devam ediyorlar. Evet, gümrük kayıtlarına bakıldığında İsrail’e giden bir gemi görünmüyor, kâğıt üzerinde İsrail’le ticaret bitmiş görünüyor ama gerçekte hiçbir şey değişmiş değil. ABD ise “kırmızıçizgilerinin” henüz aşılmadığını söyleyerek İsrail’e silah sevkiyatı yapmaya, katliamlarını arka planda desteklemeye devam ediyor.
Tam da bu göstermelik, ikiyüzlü tutumlar nedeniyle İsrail büyük bir pervasızlıkla katliamlarını sürdürebiliyor. Mülteci kamplarını, hastaneleri, sivillerin yaşam alanlarını bombalayabiliyor. Yüz binlerce insanın açlık ve hastalıkla karşı karşıya kalmasına aldırmadan insani yardım malzemelerinin bölgeye girişini engelleyebiliyor. İktidar temsilcileri yanarak ölen Filistinliler için “meşale” benzetmesi yapabiliyor. Dahası İsrail Ulusal Güvenlik Danışmanı, İsrail ordusunun Gazze’ye yönelik saldırılarını bu yılın sonuna kadar devam ettireceğini rahatlıkla söyleyebiliyor.
Gazze’de de ondan önceki Ukrayna, Suriye, Irak savaşlarında da defalarca doğrulanan gerçek şu ki emperyalist savaşları onların müsebbibi olan emperyalist kapitalist egemenler durduramaz. Onların çıkarı savaşların bitmesinden değil devam etmesinden yanadır. Emperyalist savaşları gerçekten durduracak olan tek güç bu savaşlardan çıkarı olmayan ama derin acılarını yaşayan dünya işçi sınıfıdır. Bugün ABD egemenlerinin savaş çığırtkanlığıyla tezat bir şekilde savaşa karşı en çok sesi çıkan ülkelerden biri ABD’dir. Üniversitelerde haftalardır eylemler yapan ABD’li gençler gözaltılara, tutuklamalara aldırmadan savaşa karşı çıkmaya devam ediyorlar. Keza Avrupalı emekçiler de hükümetlerin tüm engellemelerine, kara propagandalarına ve baskılarına rağmen yüz binler olup meydanlara çıkıyor ve “emperyalist savaşa hayır” diye haykırıyorlar. Olması gereken de budur. Gazze’deki yangını ancak kendi egemenlerinin yalanlarına kulak tıkayan, birlik ve mücadeleyi seçen, Gazze’ye dayanışma eli uzatan işçi sınıfı söndürebilir.
Haziranda Ölümsüzleşenlere…
- Polonez İşçileri Fabrika Önünde Kazanımlarını Kutladı
- Perfetti Van Melle’de Direniş Kazanımla Sonuçlandı
- Dert Bizde, Derman Ellerimizdedir
- Dünya İşçi Sınıfı Yeni Yıla Mücadeleyle Girdi
- KESK TÜİK’in Sahte Enflasyon Rakamlarını Protesto Etti
- Harb-İş Eskişehir Şubesinden TİS Eylemi
- Asgari Ücret Asgari Zam Gördü!
- Balıkesir’de ZSR Mühimmat Fabrikasında İşçi Katliamı
- İş Kazalarına Karşı Daha Fazla Örgütlenelim
- Hitachi Energy’de Anlaşma İmzalandı, Grev Sonlandırıldı
- TİS Yetki Sistemi, Sorunlar ve Çözüm Arayışları Toplantısı Düzenlendi
- Selçuk, 5 Küçük Kardeş ve Annelik
- DİSK Asgari Ücret Taleplerini Açıkladı
- Kartal’da Binlerce Emekçi Haykırdı: “İnsanca Yaşamak İstiyoruz!”
- Önümüzdeki En Büyük Engel Sömürü Düzenidir
- Kanatları Kesik Gençler Ülkesine Yolculuk
- 1-0 Önde Olmak İçin Örgütlü Mücadeleye!
- 2021 Tüm Emekliler Sendikası’ndan Tekirdağ’da Eylem
- Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri’nden Gözaltılara Karşı Eylem
- Kadınlar Şiddete, Eşitsizliğe, Yoksullaştırma Politikalarına Boyun Eğmiyor
Son Eklenenler
- Siyasi iktidarın sahte enflasyon verilerine dayanarak 2025 yılı için kamu emekçilerine yaptığı yüzde 11,54 oranındaki zam, kamu emekçileri tarafından ülke genelinde protesto edildi. 13 Ocakta iş durduran KESK, Birleşik Kamu-İş, Hür-Sen, ASİM-Sen...
- Aylardır uzmanların, siyasetçilerin, patronların hatta uluslararası finans kuruluşlarının yaptığı tartışma, analiz ve hesaplamaların sonunda 2025 yılı için asgari ücret 22 bin 104 lira olarak açıklandı. Bu açıklamayı, Türkiye İşveren Sendikaları...
- Günümüzde fabrikalarda, işyerlerinde “kolay yoldan para kazanma” hayaliyle şans ve bahis oyunları oynamak gitgide yaygınlaştı. Teknolojiyle birlikte kumarhane herkesin cebine girdi. Her molada, her köşede tüm başlar cep telefonlarına eğiliyor,...
- Balıkesir Gönen’de bulunan Arıtaş Kriyojenik’te 19 Aralıkta başlayan grev 10 Ocakta anlaşmayla sonuçlandı. DİSK/Emekli-Sen 11 Ocakta Türkiye genelinde İzmir’den Trabzon’a, İstanbul’dan Denizli’ye pek çok ilde “TÜİK Verileri Kirli ve Yalan; Açlık,...
- Aralık ayında Birleşik Metal-İş sendikasının örgütlü olduğu Hitachi Energy, GE Grid Solutions, Schneider Elekrik, Arıtaş Kriyojenik ve Green Transfo fabrikalarında peşi sıra grevler başladı. Çok geçmeden de sermaye sınıfının tatlı kârlarını düşünen...
- İzmir Buca’da sendikal baskıların ve işten atma saldırısının devam ettiği Telus önünde direniş başladı. Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri ve ardından Metropol İnşaat adlı taşeron şirketler bünyesinde çalışan inşaat...
- Yeni bir yılın, 2025’in ilk günlerini yaşıyoruz. Ama işçi ve emekçilerin yüreğinde “yeni” olanın getirdiği heyecan ve umut yerine büyüyen endişeler ve kasvet var. Takvim yaprakları hariç hayatımızda değişen tek şey yaratılan ekonomik yıkımın...
- Her Aralık ayında izlediğimiz asgari ücret tiyatrosu bu yıl çok daha trajik bir şekilde sonuçlandı. Resmi enflasyonun, TÜİK’in uydurma rakamlarıyla bile yüzde 47 olduğu, ENAG’a göre yüzde 87 olduğu bir süreçte asgari ücrete sadece yüzde 30 zam...
- DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında 2024-2026 dönemi için yürütülen TİS görüşmelerinde MESS’in yüzde 40 oranında zam dayatması üzerine Schneider Elektrik’in Manisa ve Kocaeli...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde, İZENERJİ, İZELMAN, Ege Şehir Planlama, İZFAŞ şirketlerinde çalışan DİSK/Genel-İş Sendikasında örgütlü işçiler maaş, yılsonu ikramiye ve eğitim alacakları ödemelerinin geç ve eksik yapılmasını protesto etmek...
- UİD-DER’li emekçi kadınlar olarak, bir grup Polonez direnişçisi kadın kardeşimizle güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Direnişçi bir ablamız “bize hep ‘aman kurulu düzenimiz bozulmasın’ düşüncesini bellettiler” dedi. Bu söz üzerine uzunca sohbet ettik...
- Polonez işçileri 173 gün süren mücadelelerinin kazanımla sonuçlanmasının ardından fabrika önünde kurdukları direniş çadırını halaylarla, sloganlarla kaldırdılar. 7 Ocakta direniş alanında zaferlerini kutlayan işçiler, davul zurna eşliğinde halaylar...
- İktidar ve sermaye sınıfının saldırıları böylesine ağırken işçilerin birlik olamayacağını düşünmek kime yarar sağlar? Bu düşünce doğru bir akıl yürütme yöntemi olabilir mi? Karşımızdaki yıkım tablosu, işçilerin birleşmek dışında bir çıkış yolu...