Buradasınız
İsrail’in Gazze Katliamı Dokuzuncu Ayında Protesto Edildi

Türkiye’de de 7 Temmuz günü Filistin Eylem Komitesi’nin çağrısıyla bir araya gelen yüzlerce kişi İsrail’in katliamını, ABD’nin İsrail’e desteğini ve bölgedeki askeri varlığını protesto etti. İstanbul Sarıyer Poligon Parkında buluşan kitle “Siyonist İsrail’in suç ortağı ABD defol” pankartı arkasında, sloganlarla ABD İstanbul Konsolosluğu önüne yürüdü. Yapılan basın açıklamasına, sendika ve meslek örgütleri temsilcileri, demokratik kitle örgütleri ve siyasi parti temsilcileri katıldı. UİD-DER’li işçiler de eyleme destek verdi.
Konsolosluğa doğru yürüyüşe geçen kitle polis barikatıyla karşılaştı. ABD Konsolosluğuna yürüyüşe izin verilmeyeceği söylenerek yürüyüş yolunun kapatılmasının ardından, durum alkış ve sloganlarla protesto edildi. Yapılan müzakere sonucu yürüyüşe devam eden kitle “Soykırımcı İsrail Hesap Verecek”, “İşbirlikçi Sermaye Hesap Verecek”, “Katil ABD Filistin’den Defol”, “Kürecik Radarı İsrail’in Kalkanı” sloganlarını attı.
Filistin Eylem Komitesi adına Türkçe, İngilizce ve Arapça olarak üç dilde gerçekleştirilen basın açıklamasında İsrail’in kurulduğu günden itibaren en büyük destekçisinin ABD olduğu vurgulanarak şu sözlere yer verildi: “Gazze’de süren soykırıma sağladığı tüm askeri, lojistik ve maddi yardımın yanı sıra ABD, uluslararası ateşkes çabalarını veto ediyor, işgal devletine karşı tüm olası yaptırım kararlarını engelliyor. Filistin halkını destekleyen Yemen’e askeri operasyonlar düzenliyor, Lübnan’a saldırıyor.”
İsrail devletini bölgesel tehditlerden koruyan Türkiye’deki NATO üslerinin varlığının işgal devletleri ve onların hamisi ABD için stratejik önem taşıdığının dile getirildiği açıklamada “İncirlik’ten İsrail’e sevkiyat yapılırken, Kürecik’teki radar İsrail’i korumaya ayarlı ve İsrail’in kalkanı olarak kullanılmaktadır” denildi. Filistin halkının tarihsel hakları için sürdürdüğü direnişin yanında olunduğu ifade edildi. Açıklamada “Coğrafyamızda barış ve özgürlüğün hüküm sürmesi için, Filistin halkına soykırım uygulayan işgal devletini tecrit etmek ve ona verilen emperyalist desteği durdurmak zorundayız” denilerek İsrail’le diplomatik ilişkilerin kesilmesi ve askeri ambargo kararı alınması talep edildi.
- Omsa Metal Direnişiyle Dayanışma
- Hayat Pahalı Değil Ücretlerimiz Düşük!
- Derbide Yeni Sezon Yaklaşıyor!
- KESK’ten “Gazze’de Kıtlık Yaşanıyor” Protestosu
- Digel Tekstil İşçilerinin Hak ve Onur Mücadelesi Devam Ediyor
- 17 Ağustos Depreminin 26’ıncı Yılı: Deprem Değil Yağmacı Düzen Öldürüyor!
- Evrensel Gazetesine Silahlı Saldırı
- Vergi Sorunu
- Kötü Çalışma Koşullarına ve Sendikal Baskılara Karşı İşçiler Mücadele Ediyor
- İşyerinde Gelen Ölümler
- 3 Pişi ve Sabrın Ödülü
- Yas Tutmuyoruz, Mücadele Ediyoruz!
- Bu Bataklıktan Birlikte Çıkmalıyız!
- KESK Taleplerini Duyurmak İçin Alternatif TİS Masası Kurdu
- “Faizi Kim Uyguluyor, Bunu da Desene!”
- Hiroşima’dan Gazze’ye Umut İşçi Sınıfının Örgütlü Mücadelesinde
- Kamu İşçilerine Sefalet Protokolü
- Kamu İşçilerine Grev Yasağı ve Sefalet Dayatması
- BİRTEK-SEN Tekstil Raporunu Yayımladı
- Doğanın Değil Doların Yeşilini Sevenlerin Yasası
Son Eklenenler
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.
- Hüzünlüsün, biraz durgun, biraz da dalgınsın kardeşim./ Evet ve tabii olmadan, hayat zor bizim için./ Her gün, günün en aydınlık, en sıcak, en soğuk, en kıpır kıpır saatinde/ Kapanmak dört duvar arasına, esaret saatlerine mahkum ve mecbur olmak...