Buradasınız
Çorlu Tren Katliamının 6. Yılında Hayatını Kaybedenler Anıldı

Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde 8 Temmuz 2018’de 7’si çocuk 25 kişinin yaşamını yitirdiği, 300’den fazla kişinin yaralandığı tren katliamının üzerinden 6 yıl geçti. Katliama ilişkin karar duruşması 25 Nisanda görülmüş, 13 sanıktan 4’ü beraat etmiş, dönemin Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) Birinci Bölge Müdürü Nihat Aslan’a 15 yıl, TCDD Birinci Bölge Bakım Müdürü Mümin Karasu’ya 17 yıl 6 ay ve Bakım Servis Alanlarından Sorumlu Müdür Yardımcısı Levent Meriçli’ye 9 yıl 2 ay hapis cezası verilmişti.
Katliamın yıldönümü olan 8 Temmuzda hayatını kaybedenler için Edirne Uzunköprü’deki Adalet Anıtı önünde anma töreni gerçekleştirildi. Törende hayatını kaybedenlerin fotoğrafları sergilendi, Anıt Parktaki rayların üzerine karanfiller bırakıldı. Katliamda hayatını kaybedenlerin aileleri konuşmalar gerçekleştirdi.
Katliamda 9 yaşındaki oğlu Oğuz Arda Sel’i yitiren Mısra Öz adalet mücadelesine başladıklarında suçlunun “yağmur” olduğunu söylediklerini fakat bugün ceza alanların olduğunu belirtirken “Yolumuz daha uzun, çünkü şunu biliyoruz ki ihmallerin olduğu ve denetimlerin yapılmadığı o kararlara imza atan, kurumdaki yetkili kişiler bizden evlatlarımızı çalan asıl katillerdir. Yargı onlara 6 yıldır elini uzatmaya korktu. Biz 7’si çocuk, 25 canın ailesi olarak tam 6 yıldır Mecliste, sarayın önünde, adalet saraylarında ve mahkeme kürsülerinde bir şekilde adalet aradık. Ama bugün biliyoruz ki dönemin genel müdürüne ne yazık ki yargının eli uzanamadı. Siyasilere, bürokratlara uzanamadı. Bunun sebebi siyasi iktidardır. İktidarın koruması altında olan bir yargı bağımsız yargı olmadığı için elini asıl katillere uzatamamıştır” dedi.
Bu katliamı unutmayacaklarını ve unutturmayacaklarını söyleyen Öz, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Unutturmamak çok kıymetli ama ne yazık ki hafızası zayıf bir toplumuz. Katliamları unutuyoruz başka katliamlar bizim canımızı acıtana dek. O yüzden bugün unutturmadığınız ve burada olduğunuz için biz bu insanları, sevdiklerimizi isimlerini anarak yaşatacağımız için teşekkür ediyorum.”
Katliamda 16 yaşındaki kızı Sena Köse’yi kaybeden Aysun Köse ise şunları söyledi: “Geceleri üstü açıldı mı diye kalkıp dolaştığım yavrum, küçücükken büyüttüğüm evladımı toprağa verdikten sonra hiçbir şey eskisi gibi olmuyor. Hiçbir şekilde kendine yeni bir umut, yeni bir hayal kuramıyorsun. Her şey o saatten sonra bambaşka oluyor. Elimizden geldiği kadar sağlıklı mücadele ediyoruz, adaletle mücadele ediyoruz. Ayakta durmaya, dik durmaya en azından bize bunu yaşatanların bir ceza aldığını görmek için sağlıklı bir şekilde ayakta durmaya çalışıyoruz. Sanıkların avukatı ‘efendilerin cezasını kölelere ödetiyorlar’ diye yazmış, biz bir gün o efendilerin de ceza aldığını göreceğiz. Bu ümitle ayakta durmaya çalışıyoruz.”
Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası da katliamın yıldönümü vesilesiyle yaptığı açıklamada bir kez daha kazanın gerçek sorumluları yerine en alt kademelerdeki demiryolcuların yargılandığını belirtti. Çorlu tren katliamının asıl nedeninin bugünkü siyasi iktidarın akıl, bilim ve liyakatten uzak ulaşım politikaları olduğunun altı çizilerek şöyle denildi: “Kazanın sorumluları bu politikaları uygulayan siyasi iktidar temsilcileri ve onların yandaş üst düzey bürokratlarıdır. Demiryollarının daha güvenli, çağdaş, ekonomik ve kamusal bir hizmet olarak verilmesi gerektiğini savunan bizler; 168 yıllık demiryolu kültürünün oluşturduğu bilgi ve birikimin yok edilmesiyle, özelleştirme uygulamalarıyla, liyakatsiz atamalarla, yanlış politikalarla nerelere getirildiğinin nelere mal olduğunun herkes tarafından iyi bilinmesi gerektiğini bir kez daha belirtmek istiyoruz. Bu kapsamda Çorlu’da asıl sorumlular açığa çıkartılıp adalet sağlanıncaya kadar mücadelemiz sürecektir.”
- Başka Bir Gezegen Gibi
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nden Barış Mitingi Çağrısı
- Omsa Metal Direnişiyle Dayanışma
- Hayat Pahalı Değil Ücretlerimiz Düşük!
- Derbide Yeni Sezon Yaklaşıyor!
- KESK’ten “Gazze’de Kıtlık Yaşanıyor” Protestosu
- Digel Tekstil İşçilerinin Hak ve Onur Mücadelesi Devam Ediyor
- 17 Ağustos Depreminin 26’ıncı Yılı: Deprem Değil Yağmacı Düzen Öldürüyor!
- Evrensel Gazetesine Silahlı Saldırı
- Vergi Sorunu
- Kötü Çalışma Koşullarına ve Sendikal Baskılara Karşı İşçiler Mücadele Ediyor
- İşyerinde Gelen Ölümler
- 3 Pişi ve Sabrın Ödülü
- Yas Tutmuyoruz, Mücadele Ediyoruz!
- Bu Bataklıktan Birlikte Çıkmalıyız!
- KESK Taleplerini Duyurmak İçin Alternatif TİS Masası Kurdu
- “Faizi Kim Uyguluyor, Bunu da Desene!”
- Hiroşima’dan Gazze’ye Umut İşçi Sınıfının Örgütlü Mücadelesinde
- Kamu İşçilerine Sefalet Protokolü
- Kamu İşçilerine Grev Yasağı ve Sefalet Dayatması
Son Eklenenler
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...