Buradasınız
Issızlığın Ortasında
Esenler’den bir işçi
Şu günlerde kapitalizm denilen illet sistem uçurumun kenarına doğru hızla giden bir araba gibi hızla çöküş noktasına doğru ilerliyor. Ekonomik yükselişin sonunda, büyük bir durgunluk yaşayan kapitalist sistem bugünlerde çığırından çıkmış bir şekilde ilerliyor. Tüm dünyada işçilerin şu soruyu sorduğunu görür gibiyim: Bu durumun sonu nereye varacak? Bugünlerde tüm dünya işçi sınıfını ortak olan kaderleri yani işsizlik bekliyor. Tek tek işçilerin kendi aileleriyle baş başa kaldığında bu sorunu çözemedikleri ortada. Halbuki bu işçiler kendi iç dünyalarından ve kendi ailelerinin içe kapanmışlıklarından kurtulmuş olsalar, biraz dış dünyaya baksalar şunu görecekler; tüm dünyada kapitalizm denen vahşi sistem işçi sınıfını korkunç bir felâkete sürüklüyor. Aynı işçiler baktıkları dış dünyada ayrıca şunu da görebilirler, yaşadıkları sadece kendileri ile sınırlı değil. Ama ıssız bir adaya hapsedilmiş gibi, kapitalistlerin verdiği burjuva bilinç biz işçi sınıfını birbirimizden o kadar yalıtmış ki, hep beraber yaşıyoruz ama beyinlerimiz birlik duygusundan uzak, ayrı ayrı ayrılıkları örüyoruz. Koca koca kentlerde binlerce, onbinlerce insanın, sınıf kardeşimizin içinde kendimizi yalnız hissediyoruz. Tüm dünyada ve Türkiye’de işçiler örgütsüz olduğu için kendilerini ıssızlığın ortasında hissediyorlar.
Ama sınıf mücadeleleri tarihi bize gösteriyor ki bizler böyle dönemlerde birbirimize sahip çıkarsak, daha sağlam, daha sıkı birlikler oluşturursak, bir kişinin kat edeceği yolun en az on katı fazla yol alırız. Birbirimize olan güvenimiz bugün olduğundan onlarca kat daha artar. Ve burjuva ideolojisi de ancak bilinçli işçilerin vereceği kavga sonucu alt edilebilir. Öncü işçilerin sınıf kardeşlerine işçi sınıfının bilimini, bilimsel sosyalizm bilincini taşıması gerekiyor. İşçiler birbirine güçlendikçe daha güvenle bakar. İşte o zaman birleşen işçiler yenilmezler. İşte o zaman sınıf dayanışması hayat bulur. İşte o zaman ıssızlığın ortasından işçi sınıfı zaferle çıkar. Vahşi ve bencil kapitalizm ve yandaşları, sadece ıssızlığın ortasında kalmayı hak eder. Kahrolsun kapitalist sömürücü zorbalar. Yaşasın dünya devrimi ve onun yolunda yürüyen can dostlar.
UİD-DER Yürüyor Mücadele Büyüyor!
- Her Yer Bizim Düzenimiz Olsun Diye
- Neden Bu Kadar Stresliyiz?
- “Beni Bırak, Gözünü Bebekten Ayırma Sakın”
- Huzurlu Bir Yaşam İçin Mücadeleye…
- “Bizim Hayallerimizi, Sizin Geleceğinizi Çaldılar”
- Bizim Mahallenin Gençleri
- Kişisel Gelişim Zırvasına Kanma, Sınıf Mücadelesine Sarıl
- Sömürü Düzenini Uçurumdan Atmak İçin Örgütlenelim
- Hindistan’da 250 Milyon Dolarlık Düğün ve Yoksulluk
- Emek Sömürüsü Kapitalizmin Fıtratında Var
- Sahip Olduğunuz Servet Bizden Çaldıklarınızdır!
- “Sayende Sigortalı Çalıştım, Emekliliğime Az Kaldı”
- Bayramları Bayram Gibi Yaşamak İçin!
- Dünya Üzerinde Yaşayan Herkesin Evi Olmalı
- Onlar Yok Ediyor, Biz Yenisini Yapacağız!
- Suyun Lüksü Olur mu Hiç?
- “Senin Yolundan Gideceğim Amca”
- Her Günü Doğa ve İnsanlık Günü İlan Etmek İçin…
- “Kıpır Kıpırsın, Heyecanın Ne Güzel Ey Yolcu”
- “Bence, Sevgi Emektir”
Son Eklenenler
- Yaşanan depremlerin, yangınların, sellerin bir felakete veya katliama dönüşmesinin sebebi patronların kâr düzeni ve kâr hırslarıdır. Dolayısıyla bu yaşananlar sınıfsaldır. Tek tek kişilerin sorunu değil, bir bütün olarak işçi sınıfının sorunudur,...
- Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN) Genel Başkanı Mehmet Türkmen 16 Şubatta ikinci kez gözaltına alındıktan sonra 17 Şubatta savcılık tarafından ifadesi alınmadan, tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi ve tutuklandı. Türkmen’...
- İngiltere işçi sınıfı, Filistin halkı için yürüttüğü ulusal eylem günleri kapsamında 15 Şubatta başkent Londra’da bir kez daha meydanlara çıktı. Hükümet binalarının bulunduğu Whitehall’da toplanan çeşitli sendikalardan, siyasi partilerden ve sivil...
- 2025 yılı için asgari ücretin son derece düşük belirlenmesi işçileri şaşırttı ve haklı olarak öfkelendirdi. Pek çok işçi, “daha yüksek belirlenmesini bekliyorduk” dedi. Aynı öfke emekli maaşları için de söz konusu. Öte yandan metal işçileri de...
- Temel Conta işçilerinin grevi 10 Aralıktan bu yana sürüyor. İşçiler, yaklaşık bir yıl önce sendikalı olma kararı almış, Petrol-İş Sendikası Aliağa Şubesi’nde örgütlenmeye başlamışlardı. Petrol-İş Sendikası, Çalışma Bakanlığı’ndan yetki belgesini...
- Sırbistan’ın ikinci büyük şehri olan Novi Sad’in tren istasyonu 2022 yılında cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri kampanyası sırasında yapılmıştı. Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic de istasyonun açılış törenine katılarak, 60 yıl sonra bu istasyonu...
- Urfa’nın Viranşehir ilçesinde Kadıköy Güneş Enerji Santrali’nde (GES) Kalyon ve Eksim Real Enerji şirketlerinde çalışan işçilerin 11 Şubatta başlattığı iş bırakma eylemi tüm baskılara rağmen devam ediyor. Bezmialem Vakıf Üniversitesi şantiyesinde...
- 6 Şubat Maraş merkezli depremlerin üzerinden iki yıl geçti. Söylemesi dile kolay olan bu cümle alt metinde bizlere birçok şey anlatıyor. Dönüp geriye baktığımızda yaşanan onca acı ve keder bizlerin zihinlerinde tekrar tekrar canlanıyor. UİD-DER’li...
- Donald Trump bir kez daha ABD başkanı seçildi. Seçilir seçilmez de ilk bakışta deli saçması gibi görünen açıklamalar yapmaya başladı. Mesela Amerika’nın Grönland’ı alması gerektiğini söyledi. Bu, Trump’ın kafasından çıkmış çılgın bir fikir gibi...
- Antep Başpınar Organize Sanayi Bölgesinde sefalet zammına karşı direnişe geçen tekstil işçilerinin mücadelesi yasaklarla, baskı ve saldırılarla engellenmeye çalışılıyor. 14 Şubat günü, tüm saldırılara rağmen direnişlerini sürdüren Başpınar...
- Ağız ve Diş Sağlığı Merkezleri (ADSM), Ağız ve Diş Sağlığı Hastaneleri (ADSH) ve devlet hastanelerinde çalışan diş hekimleri ve sağlık çalışanları “Yüksek MHRS sayıları, kısıtlı süreler, eksik istihdam, sağlıksız ve güvenli olmayan birimler, düşük...
- Türkiye’de yasalarda her işçinin özgürce sendikaya üye olabileceği yazıyor. Ama resmi istatistiklere göre çalışanların yüzde 85’inden fazlası sendikasız. Sendikalı çalışmak yasal olmasına ve ücret, ikramiye, sosyal haklar bakımından avantajlar...
- Çok açık ki iktidarın “Aile Yılı” ilan etmesi aileler refaha kavuşsun diye değil, sermayenin ve iktidarın çıkarları içindir. İşçi aileleri için daha büyük yoksulluk, daha kötü çalışma koşulları, acı ve gözyaşı, hatta ölüm getireceği sır değildir.