Buradasınız
İşsiz Sayısı 3 Milyonu Aştı: İşsizlik Tırmanıyor!

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2014 yılı Eylül ayı “Hane Halkı İşgücü İstatistikleri” verilerini açıkladı. Buna göre, 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsizlik oranı Eylülde %10,5’e çıktı ve işsiz sayısı 3 milyon 64 bin kişiye ulaştı. Mayısta %8,8 oranıyla 2 milyon 551 bin olan işsiz sayısı, aradan geçen aylar içinde yarım milyondan fazla artmış bulunmaktadır. Eylül ayı işsizlik verileri, krizin en ağır şekilde yaşandığı 2009 yılının aynı dönemini de aşmış bulunuyor. O dönem işsiz sayısı 3 milyon 43 bindi.
Türkiye ekonomisindeki büyüme yavaşlamış bulunuyor. 2014’ün üçüncü çeyreği için beklenen ekonomik büyüme %3,5 civarındayken, gerçekleşen büyüme %1,7 oranında olmuştur. Bu da gösteriyor ki önümüzdeki dönemde işsizlik daha da büyüyecektir. Üstelik açıklanan işsizlik oranı resmi rakamları yansıtıyor. DİSK’in açıkladığı rakamlara göre ise gerçek işsizlik resmi rakamların çok üzerindedir. Aşağıda, DİSK-AR’ın TÜİK tarafından açıklanan Hane Halkı İşgücü Anketi Eylül 2014 dönem sonuçlarını değerlendirmesi yer almaktadır:
Türkiye ekonomisinde büyüme oranlarında yaşanan düşüş devam ederken işsiz sayısındaki artış da sürüyor. 2014 yılı üçüncü çeyreği için Gayri Safi Yurtiçi Hasıla bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1,7’lik büyüme ile kötü bir performans göstermişti. Ekonomik büyümedeki kötü performans işsizlik verilerine de yansımış görünüyor. Mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlik oranı yüzde 10,7 ile geçtiğimiz yıla göre % 1,3 puan artış kaydederken, mevsimsel etkilerden arındırılmamış resmi işsizlik de aynı düzeyde artarak % 10,5’e ulaştı. Tarımdışı işsizlik oranı ise % 12,7 oldu. Resmi işsiz sayısı yeni seriye göre 537 bin kişilik artışla 3 milyon 64 bine ulaştı. Bu veri krizin en ağır şekilde yaşandığı 2009 yılının aynı dönemi için 3 milyon 43 bindi. İşsiz sayısı bu verilere göre kriz dönemindeki sayıyı aşarak Bu dönem verileri esas alındığında rekor kırdı. İş talep edenlerin sayısı geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre 1 milyon 807 bin kişi artarken işsiz sayısındaki artış işgücü artışının yüzde 29,7’si oldu.
Eylül 2014 döneminde resmi işsizlere, umudu olmadığı için ya da diğer nedenlerle son 4 haftadır iş arama kanallarını kullanmayan ve işe başlamaya hazır olduğu halde bu nedenle işsiz sayılmayanlar (umutsuzlar ve diğer) dâhil edildiğinde işsizlik oranı yüzde 17,5, işsiz sayısı da 5 milyon 549 bin kişi olarak gerçekleşti. İşinden memnun olmayan ya da daha fazla çalışmak istediği halde düzgün işler bulamadığı için çaresiz kısa süreli işler yapanlar (eksik ve yetersiz istihdam edilenler) ilave edildiğinde işsizler ve çaresizlerin toplam sayısı 6 milyon 588 bin kişiye ulaştı. Bunların istihdam içindeki payı ise % 20,8 oldu.
Kadınlar için ise işsizlik gerçeği daha ağır bir biçimde yaşandı. Resmi işsizlik oranı % 13,6’ya yükselen kadınlar için geniş tanımlı işsizlik oranı % 25,9 seviyesinde gerçekleşti.
Kadınlar resmi işsizlerin yüzde 38’si iken, işsizlik kapsamı dışında tutulan umutsuz ve diğer işsizlerin yüzde 60’ını kadınlar oluşturdu. İşsizlik oranındaki artış kadınlarda daha fazla gerçekleşti. Lise ve üzeri eğitim düzeyine sahip kadınlardaki resmi işsizlik oranı yüzde 20 iken erkeklerde yüzde 8,5 seviyesinde kaldı.
Yüksek öğretim mezunları arasında işsiz sayısı yeni seriye göre Şubat 2014 döneminden bu yana 281 bin kişi artarak 769 bine ulaştı. Buna karşın Şubat 2014 döneminden bu yana resmi işsiz sayısındaki artış 239 bin seviyesinde gerçekleşti. İşsiz sayısı lise altı eğitime sahip olan ya da okuma yazma bilmeyenler için toplamda 61 bin kişi azalırken, meslek, teknik ve düz lise mezunları için 20 bin üniversite mezunları için yukarıda belirtildiği gibi 281 kişi arttı. İşsizlik verilerine yükseköğretim mezunu işsizler damgasını vurdu. Buna göre her dört işsizden biri üniversite mezunu. Özellikle yükseköğretim mezunu kadınlar işsizliğin hedefi olmaya devam etti. Yükseköğretim mezunu kadınlar yeni işsizlerin %76’sını oluşturdu. Kadın işsizlerin %37’si yükseköğretim, %62’si lise ve üzeri eğitim düzeyine sahip.
Gençler için (15-24 yaş) geniş tanımlı işsizlik oranı ise resmi %19,1 rakamının 9 puan üzerinde yüzde 28 seviyesinde gerçekleşti. Gençler için özellikle tarımdışı işsizlik oranı yüzde 23 ile ciddi boyutlara ulaştı. Şubat ayından bu yana tarımdışı sektörlerde genç işsizlik oranı 3,6 puan artış kaydetti.
Türkiye İstatistik Kurumu Şubat 2014 dönemiyle birlikte yeni bir hesaplama yöntemi ve seri kullanmaya başladı. Uluslararası norm ve standartlar dikkate alınarak veri derleme araçları zenginleştirildi. Ancak aynı zamanda resmi olarak işsiz sayılanların kapsamı da daraltıldı. Önceki uygulamada, referans dönemi içinde “son üç ay” içerisinde iş arama kanallarından en az birini kullanmış ve iki hafta içinde işbaşı yapabilecek durumda olan kişiler “işsiz” olarak değerlendiriliyordu. Yeni uygulamada ise yalnızca “son dört hafta” içerisinde iş arama kanallarından en az birini kullanan ve iki hafta içinde işbaşı yapabilecek durumda olan kişiler “işsiz” olarak ele alınıyor. Yani 1,5-2 ay önce iş başvurusu yapmış olan ve işe başlamaya hazır bir kişi işsiz kategorisi dışına çıkartıldı. Bu kişiler “işgücüne dâhil olmayanlar” başlığında, “İş aramayıp, çalışmaya hazır olanlar” kategorisinde “diğer” sınıflandırmasında değerlendirildi. Özellikle iş bulma konusunda sıkıntı çeken kadınların yöntem değişikliği nedeni ile işsizlik kapsamı dışına atıldığı söylenebilir. 2005 serisine göre 2013 yılı eylül döneminde işsizlik oranı yüzde 9,9 iken 2014 serisi için aynı dönemde işsizlik oranı yüzde 9,2 olarak açıklandı. Yöntem değişikliği ile işsizlik oranı 0,7 puan geriledi. İşsiz sayısı ise yeni seride eski seriye göre 304 bin kişi azaldı. TÜİK eski seriye göre güncel verileri paylaşmıyor.
TÜİK yeni serisinde daha önceki seride olan ve anket soru formunda yer alan işin sürekliliği ile ilgili verileri veritabanında açıklamaktan vazgeçmiştir. Geçici çalışanların sayısındaki gelişim istihdamın niteliği açısından son derece önemli bir değişkendir. Bu verinin web sitesinde ve veritabanında artık paylaşılmaması, daha önce kolayca ulaşılan bir bilgiye ulaşmak için bürokratik süreçlere başvurulması zorunluluğu getirilmesi büyük bir eksikliktir.
Sonuç
TÜİK Hane Halkı İşgücü Anketi Eylül 2014 dönemi verilerine göre işsizlik hem görünen hem görünmeyen boyutlarıyla tehlike sinyalleri vermeye devam ediyor. Bu tehlike sinyalleri en çok da eğitimli ve özellikle eğitimli kadın işgücü üzerinde etkisini gösteriyor. Gelecek dönem açısından eğitimli işgücünün ve kadınların istihdamda yaşadığı problemlerin gerekli önlemler alınmazsa derinleşmesi beklenebilir.
Türkiye haftalık çalışma sürelerinin emsallerine göre çok daha yüksek olduğu bir ülkedir. Avrupa Birliği ülkeleri ile kıyaslandığında haftalık çalışma sürelerindeki fark 12 saati bulmaktadır. Buna göre Türkiye’de 5 kişinin yapacağı işi 4 kişi yapmaktadır. Bir yandan işgücüne katılım oranlarını yükseltirken, öte yandan işsizlik verileri ile mücadele etmenin yegâne yolu, gelir kaybına yol açmaksızın haftalık çalışma sürelerini azaltmaktan geçmektedir. Buna karşın hükümet ve sermaye çevreleri işsizlik verilerindeki artışı, istihdam yapısının niteliğini bozarak, yani yoğun çalışma koşulları altında, daha esnek ve güvencesiz çalışma biçimlerini yaygınlaştırarak durdurmanın reçetelerini topluma sunmaktadır. Hükümet işveren çevrelerinin taleplerini Ulusal İstihdam Strateji Belgesi ile programlaştırmıştır. Ucuz işgücü için, taşeron çalışmayı yaygınlaştırmayı, kıdem tazminatını fona devrederek ortadan kaldırmayı, kölelik bürolarını hayata geçirmeyi hedefleyen bu belge hükümetin uygulama açısından gündemindedir. Nitekim Orta Vadeli Program’da (2015-2017) istihdam başlığında yer alan hususlar bu tespiti doğrulamaktadır.
İşsizlikle mücadeleyi, çalışma koşullarını kötüleştirerek, ücretleri düşürerek çözmeye çalışan bu anlayışa karşı durulmalıdır. Bu stratejinin sonuçları Soma’da, Mecidiyeköy’de, Ermenek’te ve Türkiye’nin dört bir yanında acı bir biçimde görülmektedir. Bu strateji işsizliğin “ne iş olsa yaparım” başlığı altında gizlenmesi, işletmelerin karını insanların yaşamının önüne alma stratejisidir. İşsizlikle gerçek mücadele için;
Haftalık çalışma süresi gelir kaybı yaşanmaksızın 37,5 saate, fazla mesailer için uygulanan yıllık 270 saat sınırı, 90 saate düşürülmelidir.
Herkese en az 1 ay ücretli izin hakkı tanınmalıdır.
Herkes için iş güvencesi ayrımsız bir biçimde uygulanmalıdır.
Sendikal hak ve özgürlükler güvence altına alınmalı, sendikal barajlar kaldırılmalı, herkesin sendika hakkını özgürce kullanabilmesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
Taşeronlaşma ve kayıt dışı istihdam engellenmelidir.
Kamu girişimciliği ve hizmetleri istihdam yaratacak şekilde yeniden ele alınmalıdır.
Kamuda personel açığı derhal kapatılmalıdır.
Kadın istihdamının artırılması ve işsizliğinin azaltılması için işgücü piyasalarındaki cinsiyetçi uygulamalara son verilmeli, ev içi bakım hizmetleri devletin gereken nitelikli, yaygın ve ücretsiz bakım hizmetlerini sağlaması ile kadının üzerinden alınmalıdır.
Maltepe İşçilerinden Mektup Var
Nestle İşçileri Direniyor
- Çayırhan Maden Ocağında Patlama: 2’si Ağır 14 İşçi Yaralandı
- Herkese Birinci Sınıf Sağlık Hizmeti İddiası ve Gerçekler
- Mücadelenin Gençlerinden Sokak, Slogan ve Meydan
- Eğitim Sen’den ve Üniversite Öğrencilerinden Tutukluların Serbest Bırakılması İçin Eylem
- Kuzey ve Güney: İki Sınıfın Gerçek Hikâyesi
- Boykota Destek Genişledikçe İktidarın Saldırıları Büyüyor
- Büyük İnsanlığın Safında Bir Kalem: Sabahattin Ali
- İşçi Sınıfı Tarih Bilinci Kazanırsa İlerler
- O Yılan Kapitalizmdir, Sana da Dokunur Kardeşim
- Maltepe’de Milyonlar Bir Araya Geldi
- KESK İstanbul Şubeler Platformu: “Levent Dölek Serbest Bırakılsın!”
- Kapitalist Karanlığa Karşı Mücadeleyi Büyütelim
- Eğitim Sen: Baskılar Bizi Yıldıramaz
- “Hadi Siz de Birlik Olun, Korkmayın!”
- Zenginlik ile Yoksulluk Arasındaki Uçurum!
- Rejimin Saldırıları Yeni Gözaltılarla Sürüyor
- Amasra Madenci Katliamı Davasından da Adalet Çıkmadı
- Kâğıt Üstünde Her Şey Kurallara Uygun
- TTL İşçileri: Haklarımızı Alana Kadar Mücadeleye Devam!
- Aile Hekimlerini Desteklemeli miyiz?
Son Eklenenler
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...
- Türkiye’de siyasal gelişmelerin hızlandığı, her bakımdan zorlu, her bakımdan ağır bir süreçten geçiyoruz. İşçi ve emekçiler, emekliler, gençler olarak enflasyonun hız kesmesini, hayat pahalılığının son bulmasını, geçim derdinin hafiflemesini...
- Sosyal medya platformlarında her gün yeni bir trend beliriyor, insanlar yeni bir akımın peşinden koşturuluyor. Dün “lokma dünyası”, yakın zamanda “Dubai çikolatası” peşinde koşan insanlar, yarın farklı bir yiyecek ya da akımla tüketim sarmalına...