Buradasınız
İşsizlik ve Adaletsizlik!
Gebze’den işsiz bir işçi
Patronlar içine düştükleri ekonomik krizden kurtulmanın yolunu biz işçileri işten atmakta buldu. Ben de kriz gerekçe gösterilerek Türk Metal sendikasının örgütlü olduğu bir metal fabrikasından işten atılan bir işçiyim. Tam bir yıl iki ay oldu işime son verileli. İşten atıldıktan sonra yasal hakkım olan işe iade davasını açtım. Ve açtığım işe iade davası hâlâ devam etmekte. Avukatım birkaç ay daha beklemem gerektiğini söylüyor. Güya yasaya göre en fazla dört ay içerisinde işe iade davaları sonuçlandırılmak zorunda. Benim işe iade davamın ne kadar uzun sürdüğünü aklından geçirenler olmuştur mutlaka. Evet gerçekten uzun sürdü. Ama size vereceğim bir başka işe iade davası örneği sizi daha da şaşırtacak.
Metal sanayiinde çalışan bir işçi arkadaşımız sendikalaşma mücadelesi içerisinde yer aldığı için işverenin gözüne batmış. Patron onu işten atmak için fırsat kollamaya başlamış. İşçi arkadaşımız çalışırken, yanında çalışan arkadaşı parmağını makineye sıkıştırmış. Bu arkadaş da makineye çekiçle vurup arkadaşının parmağını kurtarmış. Tabii işveren fırsat kolladığı için, arkadaşı makinelere zarar vermekten tazminatsız olarak işten atmış. Bir işçinin hayatı söz konusu olduğunda dahi işverenlerin ne kadar acımasız olduklarını görüyoruz. Eminim bu olayda işverene çok kızdınız ve küfürleri ardı ardına sıralıyorsunuz. Şimdi daha da öfkeleneceksiniz. İşten atılan arkadaş patronun kendisini haksız yere işten attığını söyleyip işe iade davası açıyor. Şimdi dikkat, işe iade davası 2004 yılının Kasım ayında açılıyor ve yıl 2010; dava hâlâ devam ediyor. Galiba çok işe iade davası var, ondan bu kadar yavaş işliyor diye düşünüyoruz hemen. Çünkü “yargı adildir”, “yargı haksızın yanındadır” öyle değil mi? O zaman size bir örnek daha.
Metal sektörünün önemli tekellerinden bir firma çalışanlarını toplu halde işten atıyor. Atılan arkadaşlar hemen işe iade davası açıyorlar. Ve yaklaşık altı ay sonra kazandıkları haberi geliyor. İşveren hemen temyize gidiyor. Ve çok kısa süre içerisinde Yargıtay atılan işçilerin kaybettiğini ilan ediyor. Görüyorsunuz işte, yargı ne kadar hızlı değil mi?
“Ey yüce yargı, ey adil yargı”, işçi arkadaşımız tam 5 yıl 2 aydır sizden haber bekliyor. İşverenler başvurduğunda bu kadar hızlı olan yargı, söz konusu olan biz işçiler olunca neden bu kadar ağırdan alıyor? Anlaşılıyor ki tüm bu sistemde her şeyde olduğu gibi yargıda da adalet patronlar için dağıtılıyor. “Ey yüce yargı, ey adaletli yargı”, işçi arkadaşımız tam 5 yıl 2 aydır sizden haber bekliyor. Hey orada mısınız, sesimize kulak verin.
“İçimizdeki Düşman”
- Patronların Hak Arayan İşçiye Tahammülü Yok
- Xiaomi Salcomp’ta İşten Atmalar Protesto Edildi
- Hacettepe Üniversitesi’nde İşten Atma Saldırısı
- Ezberler ve Gerçekler: “İş Çok, İş Beğenen Yok!”
- Cumhuriyet Gazetesinde Sendikalı İşçi Kıyımı
- Esenyurt’ta A101 İşçisi Kod 46 ile İşten Atıldı
- 65 İşçiyi Daha İşten Çıkardılar
- Ekmekçioğulları Metal’de İşten Atma Saldırısı
- Özer Elektrik’te İşten Atmalar Protesto Edildi
- İşten Çıkarma Yasağı İşten Çıkarmayı Engelliyor mu?
- Akwel’de İşten Atmalara Karşı İş Durdurma Eylemi
- TPI Kompozıt’te İşten Atma Saldırısı
- VIP Tekstil’de İşten Atmalar Protesto Edildi
- DERİTEKS, Üyelerinin İşten Atılmasını Protesto Etti
Son Eklenenler
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...