Buradasınız
Kârlarını Paylaşmıyorlar Ama Zararı İşçiye Yüklüyorlar!
Tuzla’dan bir işçi-öğrenci

Ben iki üç seneden beri yaz tatillerini çalışarak geçiren bir öğrenciyim. Bu yaz da birden fazla şubesi olan bir kafede kasiyer olarak işe başladım. Bir buçuk ay çalıştıktan sonra genel müdür yanıma gelerek benimle konuşmak istediğini söyledi. Sebebi ise ekonomik kriz yüzünden şirketin küçülmeye gidiyor olmasıymış. Durumların çok kötü olduğunu, bu şubenin kâr yapmadığını bu yüzden işçi çıkarılacağını ve birkaç pozisyondaki işleri bir kişinin yapacağını söyledi. Kasiyer olarak işe başlamıştım fakat benden hem kasiyerlik hem garsonluk yapmamı hem de bulaşık yıkamamı istedi. Eğer bu şartları kabul edersem çalışabileceğimi yoksa yollarımızın ayrılacağını söyledi. Üç kişinin yapması gereken işi tek başıma yapmak istemediğimi söyledim. O da bana zaman verip biraz düşünmemi istedi.
Bu teklifinden sonra akşama kadar çalışmaya devam ettim. Mesai saatim bitti ve müdürün yanına gittim. Kararımın değişmediğini bildirdim. Bu cevabıma karşılık hiçbir şey olmamış gibi gayet sakince, “akşam oldu zaten. İkimiz de çok yorgunuz, sen yarın haftalık iznini kullan, kafamızı toparladıktan sonra konuşuruz” dedi. Yine kabul etmedim ve haftalık iznimi kullandım. İzinden sonra geldiğimde gördüğüm manzara karşısında şoke oldum. Benim bu şekilde çalışmayı kabul etmediğimi bildikleri halde çıkışımı vermeden yeni çalışma koşullarını uygulamaya başlamışlardı bile. Garson ve bulaşıkçı yoktu. 2 gün boyunca hem garsonluk hem kasiyerlik yaptım bir de üstüne bulaşık yıkamak zorunda kaldım. Üstelik aynı ücrete! Daha sonra yaptıklarından çok rahatsız olduğumu ve çalışmaya devam etmeyeceğimi söyledim. Onlar da yerime birini bulmaları gerektiğini söylediler. Ama ben bulmalarını beklemeden işten çıktım.
Öğrenci olduğumuz ve dönemlik çalıştığımız için çalıştığımız yerler sendikalı yerler olmuyor maalesef. Üç kişinin yapacağı işi bir kişiye yaptırıp onun üzerinden kâr elde etmeyi kendilerine hak görüyorlar. Sömürünün had safhada olduğu kafe tarzı yerlerde günde 12 saat, sigortasız, asgari ücretten de düşük maaşlarla çalıştırılıyoruz. Kapitalist sistemin biz emekçi çocuklarına reva gördüğü hayat; yoksulluk ve sefalet! Bizleri insan yerine koymuyorlar. Adeta robotmuşuz gibi hiçbir şeye sesimizi çıkarmadan sürekli çalışmamızı istiyorlar. Nasıl olsa öğrenciler, önüne ne koysan yerler diyerek iki çeşit yemeği bile zor veriyorlar. İtiraz edip yemekler çok kötü dediğimizde, “fabrika mı burası? Size dört çeşit yemek verecek halimiz yok. Gidin bakalım başka kafelerde bu yemeği bulabiliyor musunuz?” diyerek şükretmemizi bekliyorlar. Çay molalarımız yok hatta müşterilerin önüne koyduğumuz yüzlerce bardak çaydan çalışanlar olarak bir bardak bile içemiyoruz.
Patronlar sınıfının çocukları yaz tatillerini yurt dışında tatiller yaparak, gezip tozarak, atlara binerek, dans kurslarına giderek, yeni bir müzik aleti çalmayı öğrenerek, yeni bir dil öğrenerek geçirirlerken biz işçi sınıfının çocukları okul harçlığımızı çıkartmak, ailemize destek olmak için çalışmak zorunda kalıyoruz. Bu da yetmiyormuş gibi krizin faturası da biz işçilere, emekçilere ve işçi çocuklarına kesiliyor. Patronlar, kriz patlak verdiğinde ilk olarak işçi çıkarmaya, işleri geri kalan işçilere yıkmaya ve ücretleri düşürmeye girişiyorlar. Çok büyük kârlar elde ettiklerinde kazançlarını bizlerle paylaşmazlar, asgari ücrete tâbi ederler ama kriz patlak verdiğinde zararı ilk ödettikleri, işten ilk çıkardıkları biz işçiler oluruz. Çalışarak okumak zorunda olan öğrenciler olarak krizin faturasını ödemek istemiyoruz.
- Biz Bu Masalları Ayaküstü Çok Dinledik
- Ekonomik Sorunların Kaynağı Bulundu: İşçi ve Emekçiler!
- Vergiler Patronlardan Kesilsin!
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- Bakandan Dâhiyane Buluş: Kış Tatili!
- Bizim Yoksulluğumuz, Onların Yalanları Büyüyor
- Nasıl Küçüldük, Kimi Büyüttük?
- Bir İşçi Çocuğunun Gözünden Hayat Pahalılığı
- “2023’ü Beklerken” Neler Oldu?
- Zamlardan Haberi Olmayanlar da Var!
- Enflasyonu Asgari Ücret Zammı mı Arttırıyor?
- Büyüdüğümüzü Hissedebiliyor musunuz?
- Evsiz Kalmak mı Mücadele Etmek mi?
- Ekmeğimizi Büyütmek İçin!
- Haklı Olan Biziz!
- İktidarın Enflasyon Masalı
- Yağa Neden Zincir Vuruluyor?
- Yüksek Elektrik Faturalarına Tepkiler Sokaklara Taştı
- İşten Çıkarma Yasağı Sona Erdi, Saldırılar Başladı!
- Doların Yükselmesi Bizi İlgilendirmez mi Dediniz?
Son Eklenenler
- İzmir Büyükşehir Belediyesi (İzBB) şirketleri İZDOĞA, İZBETON, İZULAŞ ve 185 İZSU çağrı merkezinde işten atılan 368 Belediye-İş Sendikası üyesi işçi, işlerine geri alınma talebiyle mücadele ediyor. İşten atılan işçiler arasında 1,5 senelik genç...
- İranlı sınıf kardeşlerimiz, Sizlere Türkiye’den yazıyoruz. Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği (UİD-DER) üyesi işçiler olarak sizleri en içten duygularımızla selamlıyoruz. On yıllardır Filistin halkına yönelik zulmünü sürdüren İsrail, bugün ABD’...
- 11 Temmuzda Brezilya’nın birçok kentinde on binler, emek karşıtı politikaları ve saldırgan uygulamalarıyla tanınan eski başkan Bolsonaro’nun yargılanma sürecine müdahale ettiği gerekçesiyle Trump’ı protesto etti. Kenya’da geçtiğimiz yıl vergi...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), 14 Temmuzda Ankara’da bulunan Genel Merkez binasında düzenlediği basın toplantısında 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi taleplerini ve mücadele programını açıkladı. Basın...
- DİSK Emekli-Sen, 13 Temmuzda Çankaya Zübeyde Hanım Sosyal Tesisleri’nde “Emekli Buluşması” düzenledi. DİSK-AR tarafından hazırlanılan 2025 Emekli Raporu’nun kamuoyuyla paylaşıldığı etkinliğe DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Emekli-Sen Genel...
- Haydarpaşa Dayanışması, son banliyö seferlerinin durdurulduğu 2013’ten bu yana Haydarpaşa Garında her Pazar günü “Ne Otel Ne Müze, Haydarpaşa Gardır Gar Kalacak!” pankartıyla basın açıklamaları gerçekleştiriyor. 13 Temmuz Pazar günü gerçekleştirilen...
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...
- 9 Temmuzda Hindistan genelinde milyonlarca işçi, emekçi, çiftçi ve genç, Modi hükümetinin işçi düşmanı politikalarına karşı ülke çapında greve çıktı. Kentlerden köylere, fabrikalardan tarlalara kadar yaşamı durduran dev grev, Hindistan’daki tüm...