Buradasınız
Evsiz Kalmak mı Mücadele Etmek mi?
İstanbul/Sancaktepe’den bir işçi

İnsanlığın en temel yaşamsal ihtiyaçlarından biri de barınmadır. Nasıl ki gıda fiyatları uçtu, iğneden ipliğe zam geldi, aynı şekilde ev kiraları da aldı başını gitti. Ailede nüfus artınca, birazcık daha geniş bir eve çıkmak bir seçenekti. Ya da iş değiştirdiğimizde işimize yakın bir ev kiralamak... Maalesef artık böyle bir seçeneğimiz neredeyse yok.
İşyerindeki arkadaşlarla sohbet ederken, “aman bir yere kıpırdamayalım, kiralar çok yüksek, çıksak bu fiyata ev bulamayız” derdik. Derdik demesine de artık bu da pek mümkün değil. Çünkü ev sahipleri çeşitli gerekçelerle eski kiracılarının evden çıkmasını istiyor. Sunulan mazeret ne olursa olsun bizler gerçeği biliyoruz. Eski kiracıları çıkartarak evlerini daha yüksek fiyatlardan kiraya vermek istiyorlar. Yükselen konut fiyatlarına, kira artışlarına bakarak “ben enayi miyim?” düşüncesiyle daha kontrat süresi dolmadan kirayı iki katına çıkaran ev sahipleri var. Kiracılar da yapılan bu hukuksuzluğa karşı sesini çıkarmak yerine ev bulamama kaygısıyla, taşınma masraflarını vs. hesap ederek, kendisine dayatılan kira artışını sessizce kabulleniyor. Örgütsüzlük sadece düşük ücretle çalışmak anlamına gelmiyor. Örgütsüz insan hayat pahalılığına da karşı koyamıyor, kira artışına da…
Bazı ev sahiplerinin kendilerince “haklı” nedenleri var. Bütün ev sahipleri zengin değil sonuçta. Hayat pahalılığı arttıkça kira gelirini arttırarak geçim sorununu çözmeye çalışıyorlar. Ama çareyi aradıkları yer üç kuruş maaş ile geçinmeye çalışan başka bir işçi, emekçi oluyor. İnsan öfkelenmeden edemiyor. Ekonomik krizin faturasını ödememek için altta kalanın canı çıksın diyerek kiracının sırtına yüklenmek mi çözüm? Yaşadığımız toplumsal sorunların çözümü bireysel kurtuluş yolları bulmak değildir. Yağa zam yapılacağını duyduğumuzda iki teneke fazla almak nasıl ki çözüm olmuyorsa ev kirasını vicdansızca iki katına çıkarmak da geçim sorununu çözmez.
Bahceşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi BETAM Mart ayında ülke genelindeki kiralık konut fiyatlarının yüzde 123 arttığını belirtiyor. İstanbul’daki artış oranı ise yüzde 126 olmuş. İnsan bu verileri okuyunca ilk aklına gelen soru şu oluyor: Peki asgari ücret, emekli maaşı, benim maaşım ne kadar arttı? Özellikle büyük kentlerde yaşayan, yüz binlerce işçi emekçi olarak konut sorunuyla karşı karşıyayız. Örgütsüz olduğumuz sürece, hayat pahalılığına karşı mücadele etmediğimiz sürece, aç kalmanın yanı sıra evsiz barksız kalmakla da yüz yüzeyiz.
- Biz Bu Masalları Ayaküstü Çok Dinledik
- Ekonomik Sorunların Kaynağı Bulundu: İşçi ve Emekçiler!
- Vergiler Patronlardan Kesilsin!
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- Bakandan Dâhiyane Buluş: Kış Tatili!
- Bizim Yoksulluğumuz, Onların Yalanları Büyüyor
- Nasıl Küçüldük, Kimi Büyüttük?
- Bir İşçi Çocuğunun Gözünden Hayat Pahalılığı
- “2023’ü Beklerken” Neler Oldu?
- Zamlardan Haberi Olmayanlar da Var!
- Enflasyonu Asgari Ücret Zammı mı Arttırıyor?
- Büyüdüğümüzü Hissedebiliyor musunuz?
- Evsiz Kalmak mı Mücadele Etmek mi?
- Ekmeğimizi Büyütmek İçin!
- Haklı Olan Biziz!
- İktidarın Enflasyon Masalı
- Yağa Neden Zincir Vuruluyor?
- Yüksek Elektrik Faturalarına Tepkiler Sokaklara Taştı
- İşten Çıkarma Yasağı Sona Erdi, Saldırılar Başladı!
- Doların Yükselmesi Bizi İlgilendirmez mi Dediniz?
Son Eklenenler
- 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününde yüz binlerce emekçi kadın dünya meydanlarına aktı. Dünyanın dört bir yanında derinleşen ekonomik krize, artan işsizliğe ve yoksulluğa, yaygınlaşan emperyalist savaşa ve yükselen faşizme karşı emekçi kadınlar...
- UİD-DER ve Belediye-İş Sendikası İstanbul 2 Nolu Şube, 8 Mart Uluslararası Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle 9 Martta, Avcılar Barış Manço Kültür Merkezinde “8 Mart Yol Gösteriyor: Engeller Mücadeleyle Aşılır!” şiarıyla etkinlik düzenledi. Düzenlenen...
- Elinizde tuttuğunuz broşür, İşçi Dayanışması bülteninde yer alan Emekçi Kadın köşemizde yayınlanan yazılardan bir seçki yapılarak hazırlandı. Gururla söylemeliyiz ki Emekçi Kadın köşemizdeki tüm yazılar işçi ve emekçi kadınlar tarafından yazıldı,...
- 8 Mart Uluslararası Emekçi Kadınlar Gününde İstanbul’dan Diyarbakır’a, Kocaeli’den Antep’e, Hatay’dan İzmir’e Türkiye’nin dört bir yanında binlerce emekçi kadın engellemelere rağmen alanlara çıktı, taleplerini haykırdı. Diyarbakır’da kadınların...
- 8 Mart’ın ortaya çıkışının ve bir gelenek olarak yükselmesinin hikâyesi, emekçi kadınların birlik olup en zorlu engelleri aşmasının hikâyesidir. Gelecek kuşaklara nice deneyimleri, nice hakları miras bırakmasının hikâyesidir. Bu hikâye, bizim devam...
- Bizler 8 Mart’ı yaratan işçi kuşaklarının, emekçi kadınların direncini ve azmini yarınlara aktaracak bugünün işçi kuşaklarıyız. Tüm zorluklara rağmen, azimle mücadele ederek miras bırakılan bu geleneğe sahip çıkmaya devam edeceğiz. Çünkü savaşların...
- 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü, emekçi kadınların çalışma saatlerine, işyerindeki baskı ve tacizlere, düşük ücretlere karşı başlattığı mücadeleden doğdu. 8 Mart ne kadınlara hediye verme günüdür ne de bütün kadınları aynı potaya koyan, hangi sınıftan...
- Bizler farklı hastanelerde, branşlarda ve meslek gurubunda olan sağlık emekçisi kadınlarız. Bir kez daha 8 Mart coşkusu yaşıyoruz. Hastaneler, aile hekimlikleri ve daha nice sağlık kurumu ile evlerimiz arasında mekik dokuyarak geçiyor hayatımız....
- Biz emekçi kadınlar, kadın işçilerin sağlık, güvenlik ve aile yaşamı üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle gece vardiyasının yasaklanmasını talep ediyoruz! Gece vardiyasının kadın işçileri fiziksel ve psikolojik olarak yıpratırken güvenlik riski...
- Bazen insan yaşadıklarını, içinde bulunduğu durumu tam olarak anlamlandıramaz. İşte benim durumum da buydu. Ben metal işkolunda, sendikalı bir fabrikada yıllardır çalışan bir kadın işçiyim. Tüm yaşamım mücadele içinde geçti. Bazen işyerinde verdim...
- Bizler fabrikalarda vardiyalı çalışan metal işçisi kadınlarız. Zorlu ekonomik koşullar altında, mutfakta tencereyi kaynatmaya çalışıyoruz. Bir taraftan evin işlerini sırtımızda taşırken, bir taraftan da çocuklarımızı yetiştirmeye çalışıyoruz. Yeteri...
- Sözde aile içinde birlik beraberliğin korunması gerekçesiyle 2025’i aile yılı ilan ettiler. Ama aile içindeki huzurun bozulmasındaki en büyük nedenin geçim sıkıntısı olduğunu yok saydılar. Bir babanın kiraya, faturalara, çocukların eğitim...
- Bundan 168 yıl önce Amerika’da tekstil işçileri uzun çalışma saatlerine, düşük ücretlere, insanlık dışı çalışma koşullarına karşı mücadele veriyorlardı. Fabrikada çıkan yangında 128 kadın işçi yanarak hayatını kaybetti. 8 Mart işte bu yüzden...