Buradasınız
Biz Bu Masalları Ayaküstü Çok Dinledik
İstanbul/Kartal’dan bir işçi

Asgari ücret yılın dördüncü ayında açlık sınırının altında kaldı. Türk-İş’in açıkladığı verilere göre nisan ayında açlık sınırı 17 bin 725 lira olurken yoksulluk sınırı da 57 bin 736 liraya ulaştı. Emekçilerin alım gücü her geçen gün düşerken siyasi iktidar asgari ücrete yılda bir kere zam yapılması konusundaki ısrarını sürdürüyor.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, geçtiğimiz günlerde katıldığı bir toplantıda Mayıs ayında yıllık enflasyonun en yüksek seviyeye çıkacağını ama Hazirandan itibaren hızla düşmeye başlayacağını söyledi. Şimşek’e göre bu yılın sonunda enflasyon yüzde 30’lara, önümüzdeki yıl da yüzde 15 civarına düşecekmiş! Bu sözler karşısında insanın aklından tek bir cümle geçiyor: Biz bu masalları çok dinledik! Aralık 2022’de Erdoğan şöyle demişti mesela: “Enflasyonu hedeflediğimiz şekilde 2023 sonunda yüzde 20’ler seviyesine, 2024’te tek haneli rakamlara düşürmek için ne gerekiyorsa yapmakta kararlıyız. Açıkça söylüyorum, herkes hesabını 2023’te yüzde 20’ler seviyesinde enflasyona göre yapsın.” Oysa Merkez Bankasının açıklamaları bambaşka bir enflasyon gerçeğine işaret ediyor. Mayıs ayında yıllık enflasyonun yüzde 75’ler düzeyinde olacağını söylüyor. Mehmet Şimşek ise “enflasyon tek haneli rakama düşecek” masalını şimdi de 2025 için söylüyor.
Kısacası siyasi iktidar sözcüleri emekçilere sürekli sabır telkin eden masallar anlatırken emekçilerde ne sıkacak diş ne de kemer kaldı. Buna rağmen hazırlanan ekonomi paketleriyle, sözde tasarruf tedbirleriyle işçi ve emekçilerin ümüğü sıkılmaya devam ediliyor. Hazırlanan saldırı paketlerine ilişkin konuşurken sözünü sakınmayan Şimşek sıra asgari ücrete ve emekli maaşlarına zam yapmaya geldiğinde ise bununla ilgili sorulara “ayaküstü yorum yapmıyorum” diye cevap veriyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan ise aynı soruyu “yok efendim, yok hayır. Böyle bir konu gündemimizde yok. Başta nasıl bir karar aldıysak şu an süreç bu şekilde ilerleyecek” diyerek yanıtlıyor.
Patronlara kol kanat geren siyasi iktidarın asgari ücret konusunda geldiği aşama işçilere açlık ücretini dayatmaktır. Zamların ardı arkası kesilmiyor, enflasyon düşmüyor. Tüm bunlara artan vergi oranları da eklenince işçinin payına yine hayatından, sağlığından, temel ihtiyaçlarından kısmak düşüyor. Büyüyen yoksulluk çukurundaki işçiler olarak siyasi iktidarın oyalamalarına kanmadan örgütlenmek ve ücretlerimizi arttırmak için mücadeleye daha sıkı sarılmak dışında bir seçeneğimiz yok.
- Biz Bu Masalları Ayaküstü Çok Dinledik
- Ekonomik Sorunların Kaynağı Bulundu: İşçi ve Emekçiler!
- Vergiler Patronlardan Kesilsin!
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- Bakandan Dâhiyane Buluş: Kış Tatili!
- Bizim Yoksulluğumuz, Onların Yalanları Büyüyor
- Nasıl Küçüldük, Kimi Büyüttük?
- Bir İşçi Çocuğunun Gözünden Hayat Pahalılığı
- “2023’ü Beklerken” Neler Oldu?
- Zamlardan Haberi Olmayanlar da Var!
- Enflasyonu Asgari Ücret Zammı mı Arttırıyor?
- Büyüdüğümüzü Hissedebiliyor musunuz?
- Evsiz Kalmak mı Mücadele Etmek mi?
- Ekmeğimizi Büyütmek İçin!
- Haklı Olan Biziz!
- İktidarın Enflasyon Masalı
- Yağa Neden Zincir Vuruluyor?
- Yüksek Elektrik Faturalarına Tepkiler Sokaklara Taştı
- İşten Çıkarma Yasağı Sona Erdi, Saldırılar Başladı!
- Doların Yükselmesi Bizi İlgilendirmez mi Dediniz?
Son Eklenenler
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...