Buradasınız
Kartal’da Facia: Öldüren İhmal ve Umursamazlıktır!
6 Şubatta Kartal’da 8 katlı 14 daireli bir bina büyük bir gürültüyle kısa sürede çöktü. Çökme sırasında bina sakinlerinin çoğu, moloz yığınına dönen binanın içindeydi. Kurtarma çalışmalarında şu ana kadar 17 kişinin cansız bedeni çıkarıldı. 13 kişi yaralı olarak enkazdan kurtarıldı. Yıkılan binanın hemen yanındaki bir bina da sarsıntı meydana gelmesi üzerine boşaltıldı. Binanın alt katında ruhsatsız olduğu ortaya çıkan tekstil atölyesi bulunuyordu.
Çevre halkı kurtarma çalışmalarını bariyerlerin ardından izliyor. Söylediklerinden sokağı ve binayı bildiği anlaşılan bir kişi, alt katta bulunan tekstil atölyesinin sahibi tarafından binanın taşıyıcı kolonlarının alanı genişletmek amacıyla kesildiğini, bunun da binanın yıkılmasına yol açtığını ifade ediyor.
Kurtarma çalışmaları devam ederken İstanbul Valisi yaptığı açıklamada, “binanın 1992 yılından ruhsatlı olduğu, 5 kata ruhsat olduğunu ama daha sonra 3 katın kaçak yapıldığını ve iskânsız olduğunu” söyledi. Vali binada 43 kişinin kayıtlı olduğunu ifade etti, ancak çökme sırasında binada kaç kişi olduğu bilgisine sahip oldukları halde “sayı vermenin kimseye bir faydası yok” diyerek sayı vermekten kaçındı.
Vali’nin ardından Adalet Bakanı, İçişleri Bakanı ve son olarak Cumhurbaşkanı, ihmali olanların ortaya çıkarılacağına dönük açıklamalar yaptılar. Yetkililerin yaptıkları açıklamalar, sorumluluklarını gizleme niyeti taşıyor. Benzer durumda olup ufak sarsıntılarda yıkılabilecek çok sayıda bina olduğu, olası bir depremin İstanbul’da çok fazla can ve mal zayiatına sebep olacağı dillendiriliyor.
Çürük, dayanıksız binalara göz yumulmasında yerel belediye yönetiminin sorumluluğu olsa da esas sorumluluk “imar affı” düzenlemesini getiren AKP iktidarındadır. Her seçim döneminde çıkarılan kanunlarla, ormanlık araziler yapılaşmaya açılıyor, kaçak yapılar tapulandırılıyor, fazla katların ruhsatlandırılması sağlanıyor. Bu durum deprem olmadan binaların çökmesine, onlarca hayatın kararmasına yol açıyor.
6 Haziran 2018’de Resmi Gazetede yayımlanarak uygulamaya geçirilen “imar affı” yönetmeliği (Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul Ve Esaslar), bu tür çürük veya sonradan fazla kat eklenmiş katların para karşılığında affedilmesini içeriyor. Yönetmeliğin 9. maddesindeki “Yapının depreme dayanıklılığı ve yapının fen ve sanat norm ve standartlarına aykırılığı hususu yapı malikinin sorumluluğundadır” ifadesiyle sorumluluğun parayı veren bina sahibine yüklendiği dikkat çekiyor.
Kartal’daki facia ne ilktir ne son olacaktır. Daha önce de defalarca can kaybının meydana geldiği sayısız facia yaşandı. Emekçiler, gerekli önlemleri almayan ve oy uğruna imar afları çıkartan siyasi iktidarın umurunda değildir. Kartal’daki facia bunu bir kez daha göstermiştir.
YÜREKLERİN GEZİNTİSİ
“İtaatkâr” Mimar Aranıyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Çıkışsızlık Sarmalındaki Gençler
- İş Kazaları Kader Ya da Fıtrat Olamaz
- Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu Kuruldu
- Sel Gider Kum Kalır
- İlet’ten İliç’e Mükellefiyetten Bugüne
- Bizim Çocuklarımız Onlar
- “Eşimle Birlikte Kahvaltı Ancak Yıllık İzinde”
- İliç Maden Faciası Kadıköy’de Protesto Edildi
- DERİTEKS’e Yapılan Saldırı Eylemlerle Protesto Edildi
- İliç’te Maden Faciası: Tonlarca Siyanürlü Toprak Çöktü, İşçiler Altında Kaldı
- DİSK 17. Genel Kurulu Gerçekleştirildi
- Patronların Sendika Düşmanlığına Karşı İşçiler Direnişte
- Avcılar’da 6 Şubat Depremleri Anması
- Beşiktaş’ta 6 Şubat Anması: Unutmadık!
- 6 Şubat Depremlerinde Hayatını Kaybedenler Sarıgazi’de Anıldı
- Mersin Emek ve Demokrasi Platformu: “Can Atalay Seçilmiş Milletvekilidir!”
- Can Atalay Şahsında Hedef İşçi ve Emekçilerdir
- 24 Ocak Kararlarından Bugüne Sermaye İktidarlarının Zihniyeti Değişmiyor
- EMADDER Emeklilikte Kademeli Geçiş Talebiyle Eylem Yaptı
Son Eklenenler
- Siyasi iktidar ve sermaye sınıfı yasa kural tanımadan işçilerin haklarını gasp ediyor. Bu saldırılara işçilerin cevabı ise mücadele etmek, boyun eğmemek oluyor. 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta Manisa Turgutlu’da yürüyüş ve basın...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER’in, “Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” şiarıyla düzenlediği etkinlikler dizisi İstanbul Avrupa Yakası ve Mersin’deki etkinliklerle son buldu.
- Kocaeli İSİG Meclisi ve Eğitim-Sen 1 No’lu Şube, MESEM aracılığıyla öğrencilerin sermaye için çocuk işçi yapılmasına karşı 16 Martta basın açıklaması düzenledi.
- Patronlar iş barışını “patronla işçi arasında uyum, saygı ve güven ortamı” olarak tanımlıyorlar. Peki, patronun işçiyi sömürmesi üzerine kurulu bir sistemde saygıdan, barıştan söz edebilir miyiz? İş barışı söylemini dillerinden düşürmeyen patronlar...
- Malum, Şubat ayını geride bırakıp baharın gelişini müjdeleyen Mart ayına girdik. Fakat içimiz bahar sevinciyle dolmak bir yana daha da kararıyor. Ama bunun tek nedeni hava değil. Atalarımız “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” demişler....
- Ücretlerimizin yükseltilmesini talep ettiğimiz her dönemde, biz işçilere “açgözlü”, “nankör” yaftası yapıştırılır. İktidar sahiplerinden tutun da, daha fazla kâr etmek için hayatlarımızı cehenneme çeviren patronlara kadar sermaye sınıfının zihniyeti...
- İşçilerin pek çok sektörde hak gasplarına karşı verdikleri mücadeleler sürüyor. Antep’te bulunan Sayın Tekstil fabrikasında 200’ü aşkın işçinin ek zam talebiyle 9 Martta başlattığı iş bırakma eylemi devam ediyor. 14 Martta sendikaları BİRTEK-SEN’le...
- Toplumun ezenler ve ezilenler olarak ikiye bölündüğü bir sistemde gerçek adalet ve barış olamaz. Ama gerçek adaleti ve barışı isteyenler olur ve onlar ezilen sınıflardır, kadın erkek işçiler ve emekçilerdir. Dünden bugüne Fransa’dan Türkiye’ye...
- Hepimizin bildiği üzere kısa bir süre önce 2023-2025 MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi grev aşamasında son buldu. Birden çok fabrikada MESS’e bağlı olsun veya olmasın hareketli süreçler yaşandı. Çünkü alınacak ücret başka fabrikadaki işçilerin alacağı...
- Pek çok işçi kardeşimiz grev ve direnişlerde “biz ekmeğimizin peşindeyiz” derler. Bununla ekmeklerini korumak dışında bir amaçları olmadığını anlatmaya çalışırlar. Fakat kısa zamanda ekmeklerini koruyabilmek için sendikaya üye olma, grev, gösteri,...
- TÜİK’e göre Türkiye’de göreli yoksullaşma da azalıyormuş! Ülkedeki ortalama gelirin yüzde 50’si yoksulluk sınırı olarak kabul edildiğinde 2013 yılında göreli yoksulluk oranı yüzde 15 iken 2023 yılında yüzde 13,9’a düşmüş. Pek çok uzman Cumhuriyet...
- Erzincan İliç’te bulunan siyanürlü altın madeninde meydana gelen faciada 9 madenci kardeşimiz hâlâ göçük altında. Siyanürlü liç yığınının çökmesinin ardından siyanürün yanı sıra çeşitli ağır metaller de suya ve toprağa karıştı. Madenin sahibi yerli-...
- Çalıştığım işyerinde Tuncay isimli bir arkadaşımız var. Tuncay eşinden ayrılmış, çok şeker bir oğlu var, hayatta belki de tek tutunacağı dal o kalmış. Gözlerinde “şişe dibi” diye tabir edilen bir gözlük, ayağının biri topal, iki kulağında da işitme...