Buradasınız
“Kaynak Yok” Yalanı ve Sağlık Turizmi
Avcılar’dan bir grup sağlık işçisi
İçinde bulunduğumuz Covid-19 salgını sürecinde, internet sitemize yahut gazetemize yazılar yazdık. Bizim gibi sağlık işçilerinin yahut hastalanan emekçi arkadaşlarımızın sağlık alanında yaşadığı sorunları anlattığı pek çok yazı, okur mektubu, haber okuduk. Sağlık alanındaki sorunlar kangrenleşerek artarken sağlık hizmetinin ticarete dönüştüğü, patronlar için hastalıkların bir kazanç kaynağı olduğu gerçeği gün geçtikçe somutlanıyor. Sağlık alanındaki çelişkilerden pek bilinmeyeni “sağlık turizmi”!
Bildiğiniz ya da tahmin ettiğiniz üzere sağlık nedenlerinden ötürü yapılan seyahatlere sağlık turizmi deniyor. Sağlık hizmetini daha uygun fiyatlarla satın almak için kimi insanlar, ülke değiştirmeyi tercih ediyorlar. Sağlık turizminin ileri yaş ve engelli, termal ve spa, tıp turizmi olarak çeşitleri var ve bakanlık verilerine göre bu kapsamda dünyada yaklaşık 30 milyon kişi seyahat ediyor. Dünyada sağlık turizmi için yaklaşık 500 milyar dolar harcanıyor. Türkiye’nin de gözünü diktiği bir alan burası. Çünkü emek gücünün ucuzluğu ve liranın dolar karşısındaki düşüklüğü sebebiyle estetikten, kaplıcaya pek çok alanda yurtdışından yüzbinlerce hastanın tercihi Türkiye oluyor. Öyle ki 2019’da 662 binden fazla hasta sağlık hizmeti almış ve 1 milyar 65 milyon dolardan fazla sağlık turizmi geliri elde edilmiştir.
Özellikle sağlık emekçileri olarak çok zor şartlarda çalışıp haklarımızın tırpanlandığı bu dönemde, siyasi iktidarın temsilcileri her şeyin yolunda olduğunu dile getirip 2023 hedefleri belirlerken de değinmişti sağlık turizmine… 2023 yılında, sağlık turizminden yıllık 20 milyar dolar gelir hedeflendiği vurgulanmıştı.
Bu alandan elde edilen gelirin en önemli kaynağının sağlık işçilerinin daha fazla sömürülmesi olduğunu özel bir hastanenin saç ekimi ve estetik bölümünde çalışan bir arkadaşımızdan dinleyelim. İşçi arkadaşımız: “Yılsonunda işten ayrıldığımı duyan pek çok arkadaşım ‘vay neden ayrıldın, çok para var’ diyor ama işin aslı öyle değil. Asgari ücretle, bizleri 15-18 saat çalıştırıp, büyük paralar kazanıyor patronlar. Birçok ülkeden günde ortalama 25 hasta geliyordu saç ekimi için. Estetik için gelen hastalarla birlikte sayı 35-40 kişi oluyor. Her hastadan ortalama 15 bin lira alıyorduk ki birisinden 62 bin lira aldığımı biliyorum. Emekçiler en temel ilaçlara dahi ulaşamazken; zenginler kıta değiştirerek her türlü hizmeti satın alabiliyor. Paran varsa sağlıktan yararlanabilirsin diyor bu sistem sana kısaca!”
İş koşullarının ağırlaştırılması, uzun iş saatleri, düşük ücretler, az işçiyle çok iş… İşçinin hakkını gasp et, maliyeti düşür, kur farkını avantaja çevir ve kârına kâr kat! Mesele sağlık işçisinin hakkını istemesine geldiğinde, emekçiler ücretsiz korona testi yapılmasını istediğinde kaynak yok de!
Sağlık sistemine baktığımızda bugüne kadar gelinen durum korkunç boyutlarda! İktidarın yıllardır “reform” yani iyileştirme olarak sunduğu politikalar aslında sağlık sisteminin tamamen özelleştirilmesine yol açtı. Onlar için hasta müşteri, hastaneler ise ticarethanedir. Sağlık kutsal falan değildir onlar için, onların tek kutsalı paradır. İşte bu yüzden bugün sağlık sektörü yerli burjuvalar için dünya çapında kâr getiren bir araca dönüşmüşken işçiler en temel koruyucu sağlık hizmetlerine bile ulaşamıyor. Covid-19 ile bunu çok daha net bir şekilde görmüş olduk. Karşımızda “kaynak yok” diye ağlayanların, “zor durumdayız” diyenlerin bu salgın sürecinde kârlarını katladıklarını biliyoruz. Koronavirüse yakalanmış bir hamile kadın sırf parası olmadığı için hastaneye alınmadığı için öldü geçtiğimiz günlerde. Çürümüş bu sistemi, insan hayatını dahi parayla alınıp satılan bir metaya dönüştürmüş olan kapitalist sömürü düzenini yıkmak için mücadele edelim.
Bir MESS Klasiği!
- BES Kandırmacası ve İptal Eziyeti
- As Plastik ve Bayraklı Belediyesi İşçilerinden Eylemler
- Polonez Direnişçileri: 100 Gündür Buradayız Kazanmadan Gitmeyiz!
- 5 Kardeş Neden Öldü?
- Esir miyiz?
- Hesap Sormadıkça İş Cinayetleri Devam Edecek!
- Belediye İşçileri Hakları İçin Mücadele Ediyor
- “Şehrin En Güzel Yerindeki Mezar”
- Toplumu Zıvanadan Çıkarttılar
- Ne Kadar Örgütlüysek O Kadar Nefes Alırız
- Bursa’da Gelirde ve Vergide Adalet Eylemi
- Belediye İşçileri ve Sağlık Emekçileri Ücret Gasplarına Karşı Eylemler Yapıyor
- Sesimizi Duyurmak İçin Grevdeyiz
- Bunlar Bu Cesareti Nereden Alıyorlar?
- Filistin Sendikalarından Eylem Çağrısı
- Taksim’de İsrail’in Saldırıları Protesto Edildi
- Direnişçi İşçilerle Omuz Omuza!
- İktidar ve Sermaye Sahipleri Doymak Bilmiyor
- Ankara Gar Katliamının 9. Yılında Barış Karanfilleri Anıldı
- 10 Ekim Katliamında Hayatını Kaybedenler Ankara’da Anıldı
Son Eklenenler
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...
- Fransa’da devlet demiryolu şirketi SNCF’de örgütlü CGT-Cheminots, UNSA-Ferroviaire, SUD Rail ve CFDT-Cheminots sendikaları, 11 Aralıkta süresiz grev kararı aldı. Dört demiryolu sendikası, grev kararını SNCF’nin yük taşımacılığı birimi olan SNCF Fret...
- Gürcistan’ta madencilik şirketi Georgian Manganese’e ait Zestafoni ferroalyaj tesisi ve Chiatura manganez madeni 1 Kasımdan Nisan 2025’e kadar üretimi durdurduğunu açıkladı. Gürcistan’ın en büyük madencilik şirketi Georgian Manganese’in tesislerinde...
- Çocukların mutlu olduğu, gelecek endişesi taşımadığı, ayrımcılığa maruz kalmadığı; eşitlik, özgürlük, barış dolu bir dünyada yaşamalarını kim istemez ki? Fakat biliyoruz ki dünyamız çocuklar için sıcak bir yuva değil. Kol kanat gerdiğimiz...
- Gebze’de bulunan Grid Solutions ve Schneider Elektrik, İstanbul’da bulunan Hitachi Energy ve Bursa’da bulunan Arıtaş Kriyojenik fabrikaları için Birleşik Metal-İş Sendikası ile MESS arasında yürütülen toplu iş sözleşmelerinde anlaşma sağlanamaması...
- Gün geçmiyor ki her gün bir öncekine rahmet okutacak, canımızı yakan bir olay olmasın. Sistemin iyice çürümesi ve tarifsiz bir bataklığa dönmesiyle birlikte, bu çürümüşlük toplumda derin yaralar açıyor. Bunun sonuçlarından bir yenisi de İzmir’de...
- Bir film sahnesi: İngiltere’de bir madenci bandosu, Rodrigo’nun gitar konçertosunu çalmaktadır. Madencilerin emektar ellerinden ahenkli melodiler akıp giderken arka planda hükümet tarafından kapatılmak istenen bir madenle ilgili toplantılar, yürüyen...
- Bugün 18 Kasım. Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli bir yer tutan Netaş Grevinin yıldönümü… Netaş işçileri, 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesinin baskı koşullarında bile işçilerin örgütlülüğünün patronları alt edebilecek güçte olduğunu...
- UİD-DER, grevlerinin 81. gününde MKB Rondo işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Birlikte Karşı Duralım” pankartı ile grev yerine yürüyen işçiler; “MKB İşçisi Yalnız Değildir”, “Yaşasın Sınıf Dayanışması”...
- Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ilk olarak 2001 yılında gündeme getirildi ancak AKP iktidarı 2018’de işçilerin iradelerinin dışında bu sistemi zorunlu hale getirdi. 2018 yılından beridir işçilerin maaşlarından her ay bu kandırmacaya para...