Buradasınız
Köylerden Şehirlere İktidarın Rant Sevdası
Bir tarafta AKP’li belediyelerin yoksul emekçilerin evlerine çökme girişimleri, diğer tarafta Cumhurbaşkanlığının “acele kamulaştırma” kararlarıyla köylülerin tarım arazilerinin, doğal sit alanlarının, ormanların, vadilerin sermayeye peşkeş çekilmesi… İstanbul’da Fetihtepe, Tokatköy, Hacıhüsrev,Tozkoparan mahallelerindeki rantsal dönüşüm projeleri, Üsküdar’da Validebağ korusunun yapılaşmaya açılması girişimleri, Çekmeköy Kışlasının yeşil alanlarının yapılaşmaya açılması, Aydos Ormanında millet bahçesi projesi, Marmaris Kızılbük’te Sinpaş GYO projesi, İzmir’de “Çeşme Turizm Projesi”, Rize İkizdere’de taş ocağı, Aydın Mezeköy ve Uzundere’de JES, Zonguldak Filyos Vadisinde gübre fabrikası, Denizli Tavas’ta ve Bingöl Peri Vadisinde maden ocağı projeleri, Kapadokya Peri Bacalarında talan yolu yağma ve talanın birkaç örneği sadece. Ülkenin dört bir yanında doğasını ve yaşam alanını savunan halkın karşısına dikilen polis ve jandarmanın “koruması” altında çalışan iş makineleri, iktidarın rant sevdasının sembolü haline geldi.
Hukukun kalan kırıntısı da ayaklar altına alınırken mahkeme kararları yok sayılıyor. Şiddet, gözaltı ve yasaklarla, elektrik, doğalgaz ve su kesintileriyle halk yıldırılmaya çalışılıyor. Bir zamanlar “millet sevdasıyla” yola çıktığını iddia edenlerin gerçekte rant sevdasıyla yanıp tutuştuklarını görüyoruz. Rant ne kadar büyükse emekçilere uygulanan zulüm de talanda ısrar da o kadar büyük oluyor. Ama tüm baskı ve yıldırma girişimlerine inat emekçiler de evlerini, topraklarını, yaşam alanlarını savunmaktan vazgeçmiyor.
Tozkoparan’da dört binanın yıkımı için mahalle abluka altına alındı
Tozkoparan’da 29 Ağustos sabahı 04.30 sularında yaklaşık 1500 polis ve tomalar eşliğinde iş makineleri mahalleye girdi. Bütün bu hazırlık zaten boşaltılmış bulunan 4 binanın yıkımını gerçekleştirmek içindi! Mahalle abluka altına alındı, sokaklar giriş çıkışlara kapatıldı. Üç yıldır evlerini korumak için mücadele eden Tozkoparanlılar, kendi evlerinin elektrik, su ve doğalgazlarının yeniden kesilmemesi ve zorla boşaltma yapılmaması için Barış Parkında toplandılar.
AKP’li Güngören Belediyesi ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 6/A maddesine dayanarak, Tozkoparan’ı kentsel dönüşüm adı altında gerçek sahiplerinden almak istiyor. Oysa Tozkoparan risk sıralamasında 9. sırada bulunuyor. Asıl amacın kentsel değil rantsal dönüşüm olduğunu söyleyen Tozkoparanlılar, dayanıksız olduğu iddia edilen binaların yıkımı sırasında iş makinelerinin zorlandığını gösteren görüntüler paylaştılar. Kendilerine “bir hafta içinde ister evde olun ister olmayın, biz bu evleri yıkacağız” denildiğini söyleyen Tozkoparanlılar ranta karşı mücadeleden vazgeçmeyeceklerini belirtiyorlar.
Tokatköy ve Hacıhüsrev’de rantsal dönüşüm eziyeti
Beykoz Tokatköy ve Beyoğlu Hacıhüsrev mahalleleri de rantsal dönüşüme konu olan yerler. Her iki mahallede de yıkım kararı alınan evlerin tapu tahsis belgesi bulunuyor. Tozkoparan’da olduğu gibi burada da binalar önce “6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun” kapsamında riskli ilan edildi. Hemen ardından rant projeleri hazır olan şirketlerle anlaşmalar yapıldı. Projelerin hayata geçirilebilmesi için ise ev sahipleri neredeyse koşulsuz bir şekilde evlerini teslim etmeye zorlandı. Dayatılan sözleşmeleri imzalamayı reddeden mahallelilerin itirazları ve açtıkları davalar nedeniyle rant projelerinin hayata geçirilmesi süreci de uzadı. Ne var ki gemi azıya alan belediye ve şirketler, geçtiğimiz hafta devletin kolluk güçlerini de arkalarına alarak “şafak baskınlarıyla”, şiddet ve gözaltı uygulayarak, evleri zor yoluyla boşaltıp yıkmaya başladılar. Şirketlerin rantsal dönüşümü hayata geçirmekteki ısrarına karşılık yoksul mahalleli de barınma haklarını korumak için mücadelesini sürdürüyor.
Mezeköy ve Uzundere köylüleri JES’e karşı direniyor
Tüm dünyada 4. sınıf tarım arazileri üzerinde ve yaşam alanlarından uzakta yapılan Jeotermal Elektrik Santralleri, (JES’ler) Türkiye’de birinci sınıf tarım arazileri üzerinde ve yaşam alanlarının tam ortasında yapılıyor. Açılan pek çok davaya rağmen siyasi iktidar tarım arazilerini JES’ler için ihaleye açmaya devam ediyor. Bugüne kadar yapılan 58 JES’in 36’sı Aydın’da bulunuyor. Üstelik bunlar verimli tarım arazileri üzerine ve geçimini buradan sağlayan köylülere sorulmadan, onların rızası alınmadan yapılıyor. Ne yaman çelişki ki çevreye en az zarar veren enerji kaynaklarından biri olan jeotermal enerji, kâr odaklı zihniyet nedeniyle su kaynaklarını ve havayı kirleterek doğaya zarar veren bir enerji türüne dönüşüyor.
Siyasi iktidar uzun zamandır doğayı ve emekçilerin yaşam alanlarını kendi kanunlarını çiğneme pahasına sermayeye peşkeş çekiyor. Bunun için Cumhurbaşkanlığından “acele kamulaştırma” kararı, hemen ardından ise valilikçe “ÇED gerekli değildir” kararı alınıyor. İki gün içinde çıkarılan bu kararların ardından şirkete ait iş makineleri polis ve jandarma eşliğinde bölgeye gidiyor. Köylüler daha itirazlarını yaparken onlar talana başlıyorlar. Eğer büyük bir dirençle karşılaşırlarsa şiddet uygulayarak gözaltına alıyor, bölgeye giriş ve çıkışları kapatıyor hatta bir nevi OHAL ilan ederek yöre halkı dışında kimsenin girişine izin vermiyorlar. Basının haber yapmasını engellemeye çalışıyorlar.
Aydın Mezeköy ve Uzundere’de yaşananlar iktidarın talan politikalarının devam ettiğini gösteren son örneklerden oldu. Nisan ayında “acele kamulaştırma” kararının alınmasının ardından Efendi Jeotermal Tarım Oto Kiralama A.Ş.’ye her iki mahallede jeotermal kaynak arama sondajı yapılabilmesi için Aydın Valiliği tarafından “ÇED gerekli değildir” kararı verildi. Köylüler alınan kararlara itiraz ederek hukuki süreci başlattılar. Ancak şirketin dava sürecinin tamamlanmasını beklemeden “acele kamulaştırma” kararına dayanarak bölgeye girmek istemesi üzerine Mezeköylüler nöbete başladı. İş makinelerinin girişine günlerce nöbet tutarak izin vermeyen köylülerin karşısına 22 Ağustosta jandarma dikildi. Jandarmanın saldırısına uğrayan, gözaltına alınan köylüler yine de geri adım atmadılar. Nöbetlerini gece de sürdüren köylülere jandarma bir kez daha saldırdı. Köylülerin darp edilmesi ve yeniden gözaltına alınmasının ardından şirketin iş makineleri bölgeye girerek hafriyat döktü. Ertesi sabah köylüler serbest bırakıldı ancak iş makineleri köylülerin arazilerine girmiş incir, zeytin ve daha pek çok meyve ağacını köklemeye başlamıştı. Talanın daha rahat devam edebilmesi için kaymakamlık bir hafta süreyle bölgeye dışarıdan giriş çıkışları yasakladı. Talanın ve yıkımın devam ettiği bölgede halk da sesini duyurmaya, mücadele etmeye devam ediyor.
- İş Cinayetlerine, Düşük Ücretlere, Sendikal Baskılara Karşı Eylemler
- Bursa’dan Bir Özel Okul Öğretmeniyle Söyleşi
- Sağlık Çalışanlarından Sağlıkta Şiddete Karşı Eylem
- Ücret Gasplarına, Düşük Ücretlere ve Baskılara Karşı Mücadeleler Sürüyor
- 2024: Emeklilere Zulüm Yılı
- İşçiler Hak Gasplarına Karşı Mücadele Ediyor, Kazanıyor
- Tahsin İncirci Yaşamını Yitirdi, Besteleri Yaşayacak
- Faruk Türkoğlu Sonsuzluğa Uğurlandı
- “Emekli Boş Durmasın, Çalışsın Diyenlerdir” Bu Toplumun Sırtına Yük!
- 84 Yaşında Bir İnsan Neden İş Arar?
- Sendikal Baskılar Mücadeleyle Aşılıyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Çıkışsızlık Sarmalındaki Gençler
- İş Kazaları Kader Ya da Fıtrat Olamaz
- Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu Kuruldu
- Sel Gider Kum Kalır
- İlet’ten İliç’e Mükellefiyetten Bugüne
- Bizim Çocuklarımız Onlar
- “Eşimle Birlikte Kahvaltı Ancak Yıllık İzinde”
- İliç Maden Faciası Kadıköy’de Protesto Edildi
Son Eklenenler
- Her işçinin hayalidir bir gün emekli olmak, hayatının kalan kısmında çalışmadan mutlu mesut yaşamak ve kendini güvende hissetmek… Bunun için sigortalı bir işte çalışmaya, SGK primlerimizin gerçek ücretimiz üzerinden ödenmesine dikkat ederiz. İşe ilk...
- Geçenlerde manava yolum düştü, eve bir iki parça şey alayım diye uğradım. Alışveriş bitti, tam para ödeme esnasında 17 yaşlarında bir genç gelerek kasadaki kişinin kulağına bir şeyler fısıldadı. O ise kafasını sallayarak “tamam tamam al” dedi. Genç...
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...
- Yunanistan’da en büyük işçi sendikası olan Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (GSEE) çağrısıyla artan hayat pahalılığını protesto etmek amacıyla bir günlük genel grev gerçekleştirildi. 16 Nisan’da yüzbinlerce işçi ve emekçi başta Atina...
- Ben Mersin’den, sendikasız bir fabrikada çalışan metal işçisiyim. Yaşamımı devam ettirebilmek için ben de sizler gibi çalışmak zorundayım. Çalıştığım fabrikada birçok sorunla karşı karşıyayız. Bu sorunlar Türkiye’de işçilerin genelinin yaşadığı...
- Türkiye’nin her yerinde pıtrak gibi çoğalan özel okullar, bir süredir ülke gündemine pek çok sorunla birlikte yerleşmiş durumda. 22 yıldır sanayi şehri Bursa’da çalışan bir özel okul öğretmeniyle sektördeki sorunlar üzerine gerçekleştirdiğimiz...
- 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Grevlerini sürdüren Lezita işçileri patronun grev kırıcılığına karşı da mücadele ediyor. 18 Martta Ankara’ya yürüyüş başlatan Agrobay işçileri, 21 Martta...
- İktidarın desteğini arkasına alan patronlar işçilerin haklarına pervasızca saldırıyor, işçiler mücadele ediyor. Adıyaman Besni’de Mega Polietilen fabrikasında ücret gaspına karşı başlayan direniş sonuç verdi, işçilerin 2 aylık ücretleri yatırıldı....
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...