Buradasınız
“Neden?” Diye Sorarken Kendimi Buldum
İstanbul Üniversitesi’nden bir öğrenci

Neden para her şeyden, mutluluğumuzdan, hayallerimizden daha değerli sayılıyor? Neden bizim cebimizde hayallerimizi satın alabileceğimiz paramız yok? Neden gün doğmadan girdiğimiz işyerlerimizden gece yarısı olmadan çıkamıyoruz? Neden dünyada hâlâ ayakları suya değmemiş çocuklar var? Neden bir taraf açlıktan kırılırken, diğer taraf bu kadar bolluk içinde? Neden gülümsemenin ne demek olduğunu unutan insanlarla dolu etrafımız? Neden kafamızı kaldırıp gökyüzüne bakacak kadar bile zamanımız yok? Neden, neden ve neden?
Daha da çoğaltabileceğim bu soruların cevaplarını arayıp bulmak, uzunca bir süre uykusuz kalmama neden oldu. Önce kendimi suçladım. “Sen daha güzel bir dünyayı hak etmiyorsun ki” dedim. Daha sonra annemi, ailemi yani en yakınlarımı suçladım. “Yeterince çabalamadılar, istemediler. İsteselerdi olurdu” dedim. Sonra daha da ileri giderek yaşamın kendisini suçladım. İsyan ettim. “Madem dünya bu kadar adaletsiz bir yer olacaktı, madem güneş herkesin üstüne eşit bir şekilde doğmayacaktı, yaşamın ne anlamı var ki? Biz neden buradayız?” dedim.
Sonra UİD-DER’le tanıştım ve tüm sorularıma cevap buldum. Aslında tüm bu sorunların kaynağı insanın insanı sömürdüğü bir zulüm düzeni olan kapitalizmdi. Çürümüş, kokuşmuş, artık yıkılması gereken kapitalist sistemdi. Bu soruları sormak, sorgulamak önemliydi ama sadece sistemden rahatsız olmak, bu yüzden ağlaşmak da yeterli değildi. Sistemle kavgaya tutuşmak, dövüşmek, yara almak ve yara açmak gerekliydi. Kapitalist sistem insanların gözlerine o kadar büyük bir perde çekmişti ki insanlar isteseler de çabalasalar da tek başlarına aydınlığa ulaşamıyorlar. Belki de gözleri karanlığa o kadar alışmış ki aydınlık onları korkutuyor. İşte bu durumun farkına vardığında, annesi sabah yanından kalkıp gözünün ferini söndüren o işe gitmesin diye güneşin doğmasını istemeyen kız, güneş herkesin üstüne eşit bir şekilde doğsun diye mücadele etmeye başladı.
İşte şimdi o kız sizi bu mücadeleye davet ediyor. Evet, sizi sonunda kendinizle, içinizde bir yerlerde olan ama sizin hiç fark etmediğiniz kendinizle tanıştıracak mücadeleye davet ediyorum. Etrafınızda olup biten her şeyin nedenini anlamaya başladığınız, haksızlıklara hep birlikte hayır demenin mutluluğunu ve onurunu yaşadığınız mücadeleye. Gökyüzünün masmavi parlamasını, güneşin herkesin üstüne eşit bir şekilde doğmasını ve içimizi ısıtmasını sağlayacak olan, suyun akışını değiştirecek olan mücadeleye. Bizi prangalarımızdan kurtaracak, onurlu bir yaşam sürmemizi sağlayacak olan mücadeleye. Başka bir dünyayı kuracak olan mücadeleye…
Biliyorum bu sistem bırakın başka bir dünyanın olabileceğine inanmayı, bunu hayal etmemizi bile engellemeye çalışıyor. Ama inanın mümkün. Sadece biraz umut, birlik, azim ve kararlılık gerek bize. Ellerinizle ellerimizin birleşmesi gerek. Önümüze çıkartılan korku duvarlarını yıkmak gerek… Her şeye rağmen yürümek gerek korkmadan, durmadan, yılmadan, kardeşçe, omuz omuza ve hep birlikte! Nâzım Ustanın dediği gibi: “Burjuvazi kavgaya davet etti bizi, davetleri kabulümüzdür! Biz nasıl bilirsek hep bir ağızdan gülmesini, biliriz öylece yaşamasını, ölmesini. Hepimiz birimiz için, birimiz hepimiz için!”
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Yalnız Taştan Duvar Olmaz
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Özgür Olmak Demek…
- Asıl Sorumlular Kim? Emekliler mi? Egemenler mi?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Milletvekili Maaşları Seni de Kızdırıyor mu?
- Biz Yeni Bir Dünya Kuracağız!
- “İşçiye Verilen Değer” Bu mu Olmalı?
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- İyi ki UİD-DER’liyim…
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- Bizi “Biz” Yapan Şarkılarımız…
- Nasırlı Ellerin Yumruğu Bugün!
- Kariyer Gelişim Masallarıyla Geleceği Çalınan Gençler
- Bir Şarkının İzinden: Bir Yere Gitmiyoruz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- “Yarın Ölmek Dün Ölmekten Daha Saçma”
Son Eklenenler
- Aralık ayında tüketici fiyatlarının yüzde 1’in biraz üzerinde yükseldiği, yıllık enflasyonunsa azalarak yüzde 44 civarında gerçekleştiği açıklandı. Bu oranlara bakarak enflasyonun hız kestiğine, ücret zamlarının “beklenen enflasyona” göre belirlenip...
- 2025 yılı için asgari ücret zammı, TÜİK’in sahte rakamlarıyla açıklanan enflasyon oranının dahi altında kalan yüzde 30 olarak belirlendi. Patronlar da işçilere bu sefalet zammını dayatıyor. Şubat ayıyla beraber zamlı ücretlerin açıklanması sonrası...
- İş kazaları ve iş cinayetleri dur durak bilmiyor. Sermeyenin aç gözlülüğü işçileri yaşamından ediyor. Balıkesir’de bulunan ZSR Patlayıcı üretim tesisinde, 24 Aralık 2024’te gerçekleşen patlamada 11 işçi yaşamını yitirdi. Patlama sonrasında Balıkesir...
- Maraş ve Hatay başta olmak üzere 11 şehirde çok büyük yıkım yaratan, yaklaşık yüz bin insanın hayatını kaybettiği, on binlerce insanın yaralandığı, milyonlarca insanın yaşamının derinden etkilendiği 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti....
- Siyasi iktidarın ekonomi politikalarının hedefi belli: Ekonomik yıkımın bedelini işçi ve emekçilere ödetmek, on milyonlarca işçinin, emekçinin, emeklinin açlığa talim etmesi pahasına sermayeyi dizginsizce büyütmeye devam etmek. Soygunun, talanın...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti. Aradan geçen zamanda depremlerin yarattığı yıkımın, ortaya saçılan yolsuzlukların, usulsüzlüklerin ve boş vermişliğin hesabı sorulmadı. Siyasi gelişmelerle, yaratılan yapay gündemlerle yaşanan felaketin...
- İzmir Büyükşehir Belediyesinde 158 işçinin ücretsiz izne çıkarılması üzerine DİSK/Genel-İş Sendikası İzmir 1, 2, 3 ve 9 No’lu Şubeleri 3 Şubatta direnişe başladı. Sosyal-İş Sendikasının örgütlendiği Turkcell Global Bilgi’nin Siirt Şubesinde 4 işçi...
- Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat depremlerinin 2’nci yılında Kadıköy İskelesi önünde anma programı düzenledi. 2 Şubatta düzenlenen anmada “Rant Uğruna Ölenlerin Hesabını Sormaya Geldik! Susmak İhanettir, Hesap Sormak Görevdir!” yazılı...
- Çalıştığım işyerinde 60 yaşlarında bir abiyle sohbet ediyorduk. “Ne zaman emekli olacaksın?” diye sordu. “60 yaşında emekli olacağım” dedim. “Ooo senin işin çok zor yahu, o yaşa kadar çalışılır mı?” dedi. “Ama sen de emeklisin, hâlâ çalışıyorsun”...
- Sırbistan’da Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere ülke genelinde kitlesel protestolar devam ederken bir yandan da öğrenciler dersleri boykot ederek üniversiteleri işgal ediyorlar. Yunanistan’da 2023'teki tren kazasının yıldönümünde işçiler,...
- Birleşik Metal-İş Gebze 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Kaynak Tekniği (Lincoln Electric) fabrikasında işçiler, 2024 Eylül ayından bu yana süren toplu sözleşme sürecinde, ücret ve sosyal haklarda anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktı. Sabah...
- Bazen gün ağarmadan, bir bardak çay bile içmeden, bir tabak yemek yemeden yeri geldiğinde hoş bir sohbeti yarıda bırakarak gözümüz sürekli saatte, servis bekleriz. Hastanede, okulda, düğünde, misafirlikte bile bir telaşımız oluyor, işyerinin...
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...