Buradasınız
Kriz Bahane, İşçi Sınıfının Haklarına Saldırı Şahane!
İşsiz bir metal işçisi
Kapitalist sistemin çarkları arasında sıkışıp kalan biz işçiler çoğu zaman kendimize bir çıkış yolu bulamayız. Hele ki ekonomik kriz dönemlerinde çıkışsızlık bizleri daha da boğacak hale gelir. Patronlar sınıfı ve onların temsilcileri krizden etkilenmemenin yolunu bulmuş durumdalar. İlk yaptıkları şey çalışan işçileri çeşitli gerekçeler ileri sürerek işsizliğe, yoksulluğa, açlığa mahkûm etmek oldu. Bugün çalışma yaşamının dışında kalan milyonlarca işçi işsizler ordusunun birer unsuru haline geldi.
Ekonomik krize çözüm olarak kamu alanında ve özel sektörde uygulanan kemer sıkma politikalarının uygulandığı tüm ülkelerde krizin faturası işçi-emekçilere kesiliyor. Çalışanların ücretleri donduruluyor, taşeron sistemi dayatılıyor, sendikalaşmanın önü kesiliyor, sigortasız çalışma dayatılıyor, ödenmesi gereken ücretler ödenmiyor, kazanılmış birçok sosyal hak gasp ediliyor. İnsanın hayatını idame ettirmesi için gereken en temel ihtiyaç maddelerine zam üstüne zam yapılıyor, adını sanını yeni duyduğumuz çeşitli vergilerle karşı karşıya kalıyoruz. En önemlisi de krize çözüm diye işsizliği dayatıyorlar. İşsizlik oranlarının tavan yaptığı şu günlerde hükümet işsizlik oranlarını düşürmenin hesabını da yapmış. Önümüzdeki yaz döneminde istihdamı arttıracaklarından ve işsizlik oranını %10’un altına düşüreceklerinden bahsediyorlar. Nasıl mı yapacaklar dersiniz? Yaz mevsimiyle birlikte turizm ve tarım alanında istihdam sağlayacaklarmış. Yani mevsimlik işçilikle işsizliğin önüne geçmeyi hedefliyorlar. Ya sonrası? Sanayi alanındaki istihdamı arttırmak yerine güvencesiz çalışmayı önümüze sürerek sizlere iş veriyoruz diyorlar.
Yasalarda var olan birçok hakkımız krizle birlikte tamamen yok sayılmaya başlandı. Çalışma saatleri fazla mesailerle 10-12 saatin üstüne çıkarken çalışılan süreler için sigortaya bildirim dahi yapılmıyor. Yasalarda 8 saatlik işgününden bahsediliyor fakat bizler bıraktık 8 saat çalışmayı bugün 10 saattin altında çalışan işçi yok denecek kadar az. Sigorta primleri ya hiç yatırılmıyor ya da asgari ücret üzerinden yatırılıyor ve böylece işveren vergi kaçırıyor. Resmi tatillerde çalışılması halinde çalışana fazla mesai ücreti ödenmesi gerekirken artık resmi tatiller normal çalışma günü olarak gösteriliyor. İşveren çalışan işçilerin birçoğunu işçiye bildirmeksizin işten atıyor ve işten çıkarılma durumunda işçiye ödemesi gereken kıdem ve ihbar tazminatlarını ödememek için kırk dereden su getiriyor. İşçinin haklarını gasp etmek ve işsizlik ödeneğinde birikmiş olan fonları yağmalamak için, çalışan işçileri kısa çalışma ödeneğine razı ediyor.
Kapitalist üretim sistemi insanlığın yaşamına girdiği günden bugüne kadar birçok kez krize girdi. Her defasında da patronlar kendi geleceklerini sağlama almak için krizin faturasını biz işçi-emekçilerin omuzlarına yıkmak istediler. Bugün de aynı durumla karşı karşıyayız. İster çalışan bir işçi olalım isterse işsiz bir işçi olalım, yaşanan ekonomik krizin sonuçları bizlerin yaşamını altüst etmekte. Yazılı ve görsel basını takip etme şansımız varsa eğer haberlerde duyduğumuz cinayetler, intiharlar, boşanmalar vs. her gün artmakta. Ekonomik yoksunluk insanları uçurumun kenarına getirmiş durumda. Bunun sorumlusu kapitalist sistemin anarşik doğasıdır. İnsana değer vermeyen, her şeyi para, mülk olarak gören bu sistem özellikle kriz dönemlerinde daha da saldırganlaşmakta ve üretim alanında, sosyal alanda, siyasal ve ekonomik alanda yaşamı biz işçiler için yaşanmaz hale getirmektedir.
İşçilerin örgütsüz olduğu her yerde patronlar sınıfı yasal ve yasa dışı yöntemler uygulayarak krizin faturasını bizlere kesmekte. Patronların örgütsüz olan işçileri baskı altına alması o kadar kolay ki. Biz işçiler ancak örgütlü olduğumuzda patronlar sınıfının ve onların düzenlerinin saldırılarını geri püskürtebiliriz. İçinden geçtiğimiz kriz döneminde yaşananlara karşı dur diyemediysek örgütsüz olmamızdandır. Örgütlü olsaydık patronlar bu kadar rahat davranabilirler miydi?
Bugün dünyanın her yerinde işçi sınıfı benzer saldırılarla karşı karşıya. En gelişmiş ülkelerde bile işçi sınıfının kazanılmış haklarına saldırılar devam ediyor, her gün işsizler ordusuna yenileri katılıyor. Her yerde kemer sıkma politikaları dayatılıyor. Kemeri sıkılan maalesef biz işçiler ve emekçiler. Patronların kemerlerinin nedense deliği yok! Bütün kredi muslukları onlara akıyor fakat üreten bizler olmamıza rağmen açlıkla, yoksullukla, işsizlikle, iş cinayetleriyle vs. karşı karşıya kalan yine bizleriz.
Örgütsüz oluşumuzdan dolayı kimimiz yaşananlar karşısında, “böyle gelmiş böyle gider” ya da “kader” diyerek sessiz kalmayı, midye gibi kabuğumuza kapanmayı tercih eder hale gelmişiz. Oysa ne bu sistem böyle gelmiş böyle gider, ne de bizlerin yaşamış olduğu şey “kader”. Aslında örgütsüz oluşumuzun sonuçları bunlar. Mücadeleden kaçtığımızın göstergesi bu yaşadıklarımız. Kırıntı halinde de olsa var olan sosyal haklarımız bizden önceki işçi kardeşlerimizin mücadeleleriyle biz işçi sınıfına miras bırakılmış haklardır. Bugün bu haklarımıza sahip çıkabilmemiz için bile örgütlü olmamız gerekmektedir. Uluslararası boyutta yürütülen saldırılara karşı işçi sınıfı olarak uluslararası örgütlülüğe ihtiyacımız var. İnsanca bir yaşam istiyorsak, bizden sonraki kuşaklara daha iyi bir dünya bırakmak istiyorsak, patronlar sınıfına karşı mücadele etmeli ve örgütlenmeliyiz. Patronlar sınıfı uluslararası bir sınıf olduğuna göre biz işçiler de enternasyonal düzeyde örgütlenmeli ve mücadele bayrağını daha yukarılara taşımalıyız.
Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!
ONLAR
- Patronların Hak Arayan İşçiye Tahammülü Yok
- Xiaomi Salcomp’ta İşten Atmalar Protesto Edildi
- Hacettepe Üniversitesi’nde İşten Atma Saldırısı
- Ezberler ve Gerçekler: “İş Çok, İş Beğenen Yok!”
- Cumhuriyet Gazetesinde Sendikalı İşçi Kıyımı
- Esenyurt’ta A101 İşçisi Kod 46 ile İşten Atıldı
- 65 İşçiyi Daha İşten Çıkardılar
- Ekmekçioğulları Metal’de İşten Atma Saldırısı
- Özer Elektrik’te İşten Atmalar Protesto Edildi
- İşten Çıkarma Yasağı İşten Çıkarmayı Engelliyor mu?
- Akwel’de İşten Atmalara Karşı İş Durdurma Eylemi
- TPI Kompozıt’te İşten Atma Saldırısı
- VIP Tekstil’de İşten Atmalar Protesto Edildi
- DERİTEKS, Üyelerinin İşten Atılmasını Protesto Etti
Son Eklenenler
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...
- 2021 yılı sonunda Mesleki Eğitim Kanunu’nda yapılan değişiklikle birlikte MESEM’e (Mesleki Eğitim Merkezleri) kayıtlı kişi sayısında patlama yaşandı. Bugün MESEM’e kayıtlı, 300 bini ise 18 yaşından küçük, 1,5 milyon öğrenci var. MESEM’lerin daha...
- Bizler Gebze’den işçi ve öğrenciler olarak 1 Mayıs yaklaşırken sizlerle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak istiyoruz. Birçoğumuz 1 Mayıs’ı UİD-DER’in geçen sene Uğur Mumcu Kültür Merkezinde gerçekleşen 1 Mayıs etkinliği ile tanıdık. Bu tanışma...
- UİD-DER’li işçiler, grevlerinin 9. gününde Mersen işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor! Yaşasın Sınıf Dayanışması!” pankartı arkasında grev çadırına yürüyen UİD-DER’li işçiler hep birlikte “Yaşasın Sınıf...
- Emekçi kadın kardeşimiz, nasılsın? Pek sorulmaz nasıl olduğumuz, neler hissettiğimiz ve en önemlisi ne istediğimiz. Bu düzende bir rol biçilmiştir biz emekçi kadınlara ve ona uygun davranmamız, rolümüzü iyi oynamamız beklenir bizden. Hem de öyle...
- Bizler kamuda çalışan sağlık emekçisi kadınlarız. 1 Mayıs yaklaşırken içimizdeki heyecan ve umutla bir araya geldik ve sağlık emekçileri olarak “neler talep ediyoruz?” diye konuştuk. Kadınların oldukça yoğun çalıştığı bir sektörde olmamıza rağmen...
- Sorunlarımız her geçen gün katmerlenerek büyüyor. Mutfak masrafları, faturalar, barınma sorunu, düşük ücretler… Ama yalnızca sorunları sıralamakla bir yere varamayız. Yaşadığımız sorunları çözüme kavuşturmak için öncelikle sorunun kaynağını...
- Mersin Çevre Platformu, MIP AŞ’nin limanı genişletmek amacıyla Atatürk Parkını kapatmasını Özgür Çocuk Parkında basın açıklaması ile protesto etti. Mersin halkı, şehir merkezinde bulunan Atatürk Parkının MIP A.Ş tarafından liman genişletme...
- 28 Nisan birçok ülkede iş kazalarında ve meslek hastalıklarında yaşamını yitirmiş işçileri anma günü olarak kabul edilmiş durumda. İlk defa Kanada Kamu Çalışanları Sendikası (CUPE), 1984’te kendi üyeleri için 28 Nisanı Yas Günü olarak ilan etti. Bir...
- ABD’nin New York şehrindeki Columbia Üniversitesi öğrencilerinin başlattığı Filistin halkıyla dayanışma eylemleri ülke çapındaki diğer üniversitelere de yayılarak büyüyor. ABD’nin 22 eyaletinde 40’tan fazla kampüste öğrenciler aynı taleplerle...
- Aralık 2023’te iktidara gelen faşist Javier Milei ve hükümeti, kemer sıkma politikalarıyla krizin faturasını Arjantinli emekçilerin sırtına yıkmaya devam ediyor. İktidara geldiği günden bu yana birçok protesto gösterisiyle Milei hükümetine...
- İşçi sınıfının kadınları olarak birçok sorun yaşıyoruz ve bu 1 Mayıs’ta bizim de yükselteceğimiz taleplerimiz var. Sohbetimiz sırasında emekçi kadın kardeşlerimiz hangi taleplerle 1 Mayıs’a katılacaklarını anlattılar.