Buradasınız
Kuzey ve Güney: İki Sınıfın Gerçek Hikâyesi
İzmir’den emekli bir işçi

Elizabeth Gaskell’in Kuzey ve Güney adlı romanını okumaya başlamadan önce, kitabı okuduğunu düşündüğüm birçok mücadele arkadaşımın yorumlarını almak istedim. Biri önce dört bölümlük dizisini izlememi tavsiye etti, bir diğeri uzun bir özet gönderdi. Başka bir arkadaşım ise kitabın genellikle bir aşk hikâyesi gibi sunulduğunu ancak gerçekte işçi sınıfı ile burjuvazi arasındaki çatışmayı yalın ve gerçekçi bir şekilde anlattığını belirtti. Önce diziyi izledim, ardından kitabı okudum.
Bu mektubu yazmamın nedeni, özellikle genç işçi kardeşlerim başta olmak üzere, mücadele eden tüm işçilerin bu kitabı okumasını istememdir. Kitap, 1800’lerin ortalarındaki vahşi kapitalizmi anlatıyor. Ancak bugüne baktığımızda, kapitalizmin hala aynı acımasızlıkla devam ettiğini görüyoruz. Victoria dönemi İngiltere’sinde fabrikalaşmanın yeni başladığı kuzeyde yaşanan sömürü, bugün dünyanın her köşesine yayılmış durumda. Elizabeth Gaskell’in 1840’larda değil de 2025’te yazmış gibi görünen bu romanı, kapitalizmin ne kadar değişmeden devam ettiğini gözler önüne seriyor. Kapitalizm artık ulusal değil, küresel bir sistemdir. Bu nedenle işçi sınıfının mücadelesi de dünya çapında olmalıdır. Biz örgütlü işçiler, kapitalist düzeni ancak dünya çapında örgütlenmiş işçi sınıfının yıkabileceğine inanıyoruz.
1850’lerin İngiltere’sinde çocuk işçiliği yasalarla düzenlenmiş, en azından 5-6 yaş yerine 9 yaş sınırı getirilmişti. Ancak o dönemde bile beş yaşındaki çocuklar, küçük elleriyle tezgâhların arasında ölesiye çalıştırılıyordu. Büyümeden yaşlanan, omurgaları kaymış, kamburlaşmış çocuk işçilerin hazin sonu, işçi sınıfının tarihine kazınmış acı bir gerçektir. Bugün ise MESEM gibi projeler adı altında çocuklar fabrikalara, tarlalara sürülüyor, iş cinayetlerinde hayatlarını kaybediyorlar. Değişen tek şey, sömürünün yöntemleridir. Victoria dönemi İngiltere’sinden bugüne değişmeyen şey ise işçi sınıfı ile burjuvazi arasındaki mücadeledir.
Bazı romanlar, yazarlarının hayat hikâyesini de yansıtır. Kuzey ve Güney de Elizabeth Gaskell’in kendi deneyimlerinden izler taşır. 1810 yılında Chelsea’de doğan Gaskell, annesini çok küçük yaşta kaybetmiş, teyzesinin yanında büyümüştür. Babasıyla yaşamak için yanına döndüğünde üvey annesiyle anlaşamamış, huzursuz bir gençlik geçirmiştir. 22 yaşında bir papazla evlenmiş ve bu evlilik sayesinde hem burjuvazinin hem de yoksul işçilerin yaşamına tanıklık etmiştir. Yazmaya, işçilerin sefaletini ve mücadelelerini gördükten sonra başlamıştır.
Romanlarında yoksulluğun nasıl bir çaresizliğe dönüştüğünü, işçilerin ağır çalışma koşullarını gerçekçi bir şekilde anlatır. Kuzey ve Güney’in ana karakteri Margaret Hale de fabrikalarda çalıştırılan işçilerin sefaletine tanıklık eder. Bir dokuma fabrikasında patronun, sigara içtiğini iddia ettiği bir işçiyi dövdüğünü gördüğünde patronlar sınıfına duyduğu öfke büyür. Greve çıkan işçilerin yerine İrlanda’dan grev kırıcıların getirilmesine şahit olur. Bu sahneler, kapitalizmin işçileri bölmek için her dönemde aynı oyunları oynadığını gösteriyor.
Gerçekleri olduğu gibi yazan Charles Dickens, Elizabeth Gaskell’i yazmaya teşvik eden isimlerden biridir. Kuzey ve Güney basılmadan önce, Gaskell romanın adını Margaret Hale olarak düşünmüştür. Ancak Dickens, kitabın adının toplumsal çelişkileri daha iyi yansıtması için Kuzey ve Güney olması gerektiğinde ısrar eder. Kitabın yayınlanması sürecinde Dickens şu notu ekler: “Bu kitap yalnızca enfes bir anlatı değil, insanları ve sorunları yüzleştiren bir metin.” Gerçekten de kitabı bitirdiğimizde, Dickens’ın başlık konusundaki ısrarının ne kadar yerinde olduğunu görüyoruz.
Roman, İngiltere’nin güneyinden kuzeyine taşınmak zorunda kalan Margaret ve ailesinin yaşadığı büyük değişimi anlatıyor. Kuzey, o dönemde Sanayi Devrimi’nin merkezidir ve Margaret için her şey yabancı ve korkutucudur. Grev nedir bilmez, ilk kez grev yapan işçileri gördüğünde şaşkına döner. Fabrika patronu John Thornton’a duyduğu öfke, zamanla onun kendisine duyduğu ilgiyi fark ettikçe yerini karmaşık duygulara bırakır. Ancak karakterinin temelinde eşitlik ve adalet arayışı vardır. Gaskell, kendi ideallerini Margaret’in sözleriyle ifade eder. Sömürünün sınırlandığı, işçilerin ve patronların uzlaştığı bir dünya hayal etse de bunun gerçekleşemeyeceği aslında kendi romanında da açığa çıkar.
Tarihsel hafızamız ve işçi sınıfının mücadele mirası, bizlere kapitalizme karşı örgütlü mücadeleyi öğretiyor. Örgütlü mücadele içinde yer alan her işçi, sınıf tarihini öğrenmeli, sınıfını ve mücadelesini anlatan kitaplar okumalıdır. Geçmiş mücadeleleri bilmek, bugünkü mücadeleyi daha bilinçli ve güçlü kılar. İşçi sınıfının gençleri, tarihsel deneyimlerden ders almalı, popüler kültürün sığ ve anlamsız eserlerine kapılmamalıdır. Bizler de öğrendiklerimizi bizden sonraki işçi kuşaklarına aktarmalıyız.
- Yönetmen ve Senarist Ali Özgentürk’e Veda
- Sırrı Abi, Beynelmilel ve İşçi Sınıfının Enternasyonali
- Yaşasın Sınıf Dayanışması
- Soma Katliamının 11. Yılında 301 Madenci İçin Eylemler Yapıldı
- Erol Eğrekler Katlediliyor, Holdingler İşçilerin Kanıyla Büyüyor!
- Benim Onurlu ve Dirençli Devrimci Hasan Dayım
- ERLAU Direnişinde İşçinin Gücü
- Koca Yürekli İnsan, Güle Güle…
- “Gerçek Enflasyonun Altındaki Zammı Kabul Etmiyoruz!”
- “Deprem Siyaset Üstüdür” Yalanına Kanmamak İçin Örgütlü Mücadeleye
- On Binler Sırrı Süreyya Önder’i Sonsuzluğa Uğurladı
- Sırrı Süreyya Önder’i Kaybettik, İşçi Sınıfı Anısını Yaşatacak
- 1 Mayıs 1977’de Yaşamını Yitirenler Anıldı
- İSİG Meclisi ve İTO’dan Ortak Açıklama: “Çocuk İşçiliğiyle Mücadeleye!”
- Sırrı Süreyya Önder’in Kalbi ve İşçilerin Mücadelesi
- Bursa’da “Hak, Hukuk, Özgürlük” Yürüyüşü
- TTL Grevcisi Kadınlar: “Birimiz Hepimiz, Hepimiz Birimizdik”
- DİSK, KESK, TMMOB ve TTB 1 Mayıs’ta Kadıköy’e Çağırdı
- Erlau İşçileri Sendikal Hakları İçin Mücadele Ediyor
- Esenyurt Belediyesi’nde Kayyum Yönetiminin İşten Atma Saldırısı Protesto Edildi
Son Eklenenler
- UİD-DER’li işçiler, 19 Mayısta Portakal Plastik ve Porvil Çatı işçilerini grevlerinin 13. gününde ziyaret etti.
- Filistin halkıyla dayanışmayı ve emperyalist savaş karşıtı mücadeleyi büyütmek üzere sayısız protesto ve işyeri eylemleri düzenleyen İngiltereli işçi ve emekçiler 27. kez ulusal gösteri gününde bir araya geldi. Ülkenin dört bir yanından başkent...
- Felsefe yapmak, olgular, olaylar, süreçler, varlıklar üzerine düşünce üretmektir, neden ve sonuçlar üzerine düşünmektir, sormaktır, açıklama getirmektir. Ama sıradan insanlar, mesela örgütsüz işçiler gerçek manada düşünmeyi, düşünce üretmeyi...
- Dünyada ve Türkiye’de milyonlarca işçi demokratik ve ekonomik hak gasplarına, baskı ve yasaklara, yoksullaşmaya, emperyalist savaşa tepkisini ortaya koymak, taleplerini haykırmak için 1 Mayıs’ta alanlara çıktı. İstanbul Kadıköy’de kutlanan 1 Mayıs’...
- İzmir/Dikili’de çiçek üretimi yapılan Queen Tarım’da işçiler sendikal hakları için mücadele ediyor. DİSK/BTO-SEN üyesi Queen Tarım işçileri 16 Mayısta İstanbul’da, Danimarka Başkonsolosluğu önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya çeşitli...
- Hikâye bu ya; zamanın birinde adamın biri varmış. Bu adam çevresindeki insanları hakir görür, küçümser, beğenmezmiş. Kendini hep onlardan farklı görür, güçlü olanlara hayranlık duyarmış. Gel zaman git zaman bu adam bir gün şeytanla arkadaşlık kurmuş...
- Dünyanın ve Türkiye’nin manzarasından çıkarılacak tek bir sonuç var: İnsanlık saplanıp kaldığı kapitalizm bataklığından kurtulmalıdır ve bu görev işçi sınıfının omuzlarındadır. Dünya işçi sınıfının örgütlülük ve bilinç düzeyi olarak gerilere...
- Toplumsal belleğin, işçi sınıfı mücadelesinin ve devrimci sanatın savunucularından, yönetmen ve senarist Ali Özgentürk, 15 Mayısta, 80 yaşında hayata gözlerini yumdu. Sinema tarihine unutulmaz eserler kazandıran Özgentürk, aynı zamanda işçi sınıfı...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ı geride bıraktık. Mücadele tarihimizin en önemli sembollerinden biri olan 1 Mayıs’ta “Yolumuz İşçi Sınıfının Yoludur!” diyen gençler olarak alanda yerimizi aldık. Bugünü...
- Sırrı Süreyya Önder, Sırrı Abi, çok yönlü bir insandı. Öldüğünde geride sadece anılar değil, iz bırakanlardan, eserler bırakanlardan oldu. Onu ölümsüz kılan şeylerden biri, barış ve kardeşlik uğruna verdiği mücadeledir. İşçi sınıfının ve ezilenlerin...
- Konak Belediyesi işçilerinin grevine dayanışma için gittim. Orada çekilen bir fotoğrafı UİD-DER’li abime gönderdim. İlk kez grev yaşamış biri olarak başka bir greve destek verirken hissettiklerimi sordu. Anlattım. Zaten UİD-DER sitesini ve abimin...
- Almanya’da Volkswagen, Ford başta olmak üzere özellikle otomotiv sektöründe kitlesel işten atma saldırısı büyüyor. Metal işçileri ise bu saldırılara grevlerle ve sınıf dayanışmasıyla karşılık veriyor.
- Türkiye’de rejimin 19 Mart’ta başlattığı gözaltı ve tutuklama saldırısına karşılık düzenlenen kitlesel protestoların ardından 1 Mayıs’ta da “Faşizme karşı omuz omuza” ve “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganları tüm...