Buradasınız
Menzir Madenî Eşya Fabrikasında Patlama: Serkan Ne Yaşar Ne Yaşamaz!

Arnavutköy’e bağlı Şamlar Köyü mevkiinde bulunan çelik tencere ve tava üreten Menzir Madenî Eşya fabrikasında 12 Haziran Salı günü öğle saatlerinde, bir patlama meydana geldi. Asit bölümünde yaşanan patlamada 3 işçi yaralandı. Yaralanan işçiler içinde, daha çocuk yaşta olan Serkan adlı işçi, şu anda yoğun bakımda yaşam mücadelesi veriyor.
Ailesinin maddi zorluklar çektiği bilinen 15 yaşındaki çocuk işçi, evine katkıda bulunabilmek için ağır koşullarda ve kayıt dışı olarak çalıştırılıyordu. Patlamanın yaşandığı gün fabrikanın asit bölümüne, işi öğrenmek için gitmişti. Diğer iki işçiden biri sırtından ve ötekiyse kolundan yaralanarak hafif yanıklarla kurtulabildiler.
Patlamadan sonra yaralı işçiler Arnavutköy Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. 15 yaşındaki Serkan ağır yaralı olduğu için başka bir hastaneye sevk edildi. Patlamadan sonra olay yerine gelen polise, yaralanan iki işçi olduğu dışında bir bilgi verilmedi. Kayıt dışı çalıştığı için Serkan adlı çocuk işçi, sanki patlama anında orada yokmuş gibi kayıtlar tutuldu. Belden yukarısı asitle yanan Serkan yaşam mücadelesi verirken, sanki hiç doğmamış gibi davranılıyor. Serkan kaza sırasında o işyerinde değilse, dünyanın başka bir yerinde de değilse neredeydi? Serkan yoktu! Önemi de yoktu!
Asit bölümünün ustası, asit makinesinin eleksanının bozuk olduğunu her toplantıda dile getiriyor ama patron “tamam hallederiz” diyerek durumu geçiştiriyordu. Bu fabrikada çocuk yaşta işçiler çalıştırılıyor. Asgari ücretin altında ücretlerle ve sigortasız, son derece sağlıksız koşullarda çalışan birçok işçi bulunuyor. Menzir fabrikasının patronu, işçileri bu kötü koşullarda çalıştırdığı için kârını her geçen gün daha da büyütüyor.
Bu fabrikada daha önce de iş kazaları yaşandığını, burada çalışan işçiler anlatıyor. Bu kazadan yaklaşık iki hafta önce bir işçinin iş kazasında parmaklarını kestiği, bundan bir ay önce de malzeme koymak için yapılan asma tavanın çöktüğü de gelen bilgiler arasında.
Kapitalist düzen kana doymuyor. İş cinayetleri sonucu yüz binlerce işçinin ölmesi, sakatlanması hükümetin de patronların da umurunda değil. İş kazası geçiren işçi ölürse, resmi kayıtlara işleniyor ve patronlar “kan parası” vererek kurtulmaya çalışıyor. “Yüce adalet” de bunu seyrediyor. İşçi ölmez de yaralanırsa, sakat kalırsa iş kazası tutanağı bile tutulmuyor çoğu zaman. İşsiz kalan işçi ölmekten beter oluyor. İşçiler için adalet böyle işliyor!
Köle İbrahim Tuhaf Konuşuyor Sahnede
- 301’i, Soma’yı, O Günden Beri Hiç Unutmadık…
- Nurtani İçin Adalet, Adalet İçin Mücadele Gerek
- Sorumluluğu İşçiye Yıkmanın Yolu: “Ya Güvenli Çalış Ya Hiç Çalışma”
- “Benim Suçumdu Abla”
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
Son Eklenenler
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...