Buradasınız
“Mermileri Hangi Kariyere Koyduğumu Bulamıyorum”

Gazeteci Atilla Özsever, o dönemde genç bir subay olarak Fenerbahçe stadı karşısında barikat kuran askeri birliğin komutanıydı. Otosan fabrikası işçileriyle karşı karşıya geldiklerinde 1. Ordu Kurmay Başkanı General Vahit Güneri’nin “ateş” emrini uygulamayan Özsever, anlatımıyla bizleri barikatın öte yanına götürüyor. Atilla Özsever 15-16 Haziran 1970 direniş günlerini şöyle anlatıyor:
Ordu’da olası işçi eylemleri için hazırlık vardı. Bize manevra mermileriyle birlikte gerçek mermiler de dağıtılmıştı. Birliğin dışında araziye çıkmış ordugâh düzeni kurmuştuk.
15 Haziran öğle üzeri Tugay’ın nizamiyesinde sivil polisler yürüyüş yapan işçilerden birini yakalamışlar. Üst düzey bir sivil bir işçinin iki yakasını tutmuş “Nerede ulan Rubleler? Stalin’in verdiği Rubleler…” diye kendinden geçmiş biçimde haykırıyordu. İşçi ise “Vallahi billahi ben Türküm ve Müslümanım” diye inliyordu.
Haymak’ta kuşatma
İşçiler önce sevgi gösterileri yaptılar. “İşçi Ordu El Ele” diye slogan attılar. Fakat askeri birlik fabrikanın etrafını çevirmeye başlayınca dostluk sloganları kesildi. Bir işçi benim bulunduğum kariyerin (zırhlı personel taşıyıcı) üzerine fırladı, göğsünü açarak “Vurun, beni de vurun” diye bağırmaya başladı.
Ben ona sakin olmasını söyledim. Niye eylem yaptıklarını bildiğimizi anlattım. Araçtan indi.
15 Haziran gecesi ertesi gün de olayların devam edeceğini tahmin ederek emrimdeki askerleri topladım. Arazide çadırların arasında onlara durumu şöyle açıkladım. “Siz de yarın terhis olduğunuzda bugün gördüğümüz işçilerin arasında olacaksınız. Direniş yapan işçilerin sendikaları kapatılmak isteniyor. Onlar da sendikalarına sahip çıkıyorlar. Yarın emirler doğrultusunda müdahale edebiliriz. İşçileri ‘düşman’ gibi görmeyin.”
Müdahale olursa sert davranmasınlar istiyordum. Biz de sert karşılık almayalım. Çatışma çıkmasın… Böyle düşünüyordum.
16 Haziran sabahı gelen bir emirle bölüğüm doğrundan 1. Ordu Komutanlığı Kurmay Başkanı General Vahit Güneri’nin komutasına verildi. Bizim bölük 14 kariyerle Kadıköy Yoğurtçu Parkı’nda üslendi. İki kariyerle çapraz olarak köprüyü kestik.
İzmit ve Gebze yönünden gelen işçilerin yolu bizim Maltepe’deki 2. Zırhlı Tugay önünde kesilmiş, yürüyüş kolu Bağdat Caddesi’ne doğru çevrilmişti. Bu kasıtlı mı yapılmıştı, yoksa bilinçsizce mi bilemiyorum. Çünkü işçiler öfkeliydi, Bağdat Caddesi de İstanbul’un en zengin bölgeleri arasındaydı. Ancak işçiler Bağdat Caddesi üzerinde tahribat yapmadı.
16 Haziran 1970 Salı günü öğle saatlerinde işçiler Kurbağalıdere Köprüsü üzerine kurulan barikata dayandı. Kurmay Başkanı, Vahit Güneri Paşa arkada, emir subayı teğmen aracılığıyla bana talimatlarını iletecekti.
Zaten küçük olan köprüdeki kariyerlerin önüne askerleri dizdim. Askerler gergindi. Ben de çok rahat değildim tabii. Henüz 21-22 yaşlarındaydım.
İşçi tarafına baktığımda “Otosan” pankartını görüyordum. İşçiler Kadıköy’e inip oradan vapurlarla karşıya geçmek, Avrupa yakasındaki işçilerle birleşmek istiyorlardı. Yaklaşmaya başladıklarında emir subayı geldi, “Teğmen manevra mermilerini dağıt” dedi. Ben “Mermileri hangi kariyere koyduğumu bulamıyorum” diyerek geçiştirdim.
Fakat kısa bir süre sonra emir subayı tekrar geldi ve bu sefer kesin bir dille, “Teğmen, mermileri dağıt ve hemen ateş et, işçiler çok yaklaştı” dedi.
Ama ben bir türlü mermi sandığını hangi kariyere koyduğumu hatırlayamadım. İşçiler gelip bizim barikatı “dostça yardılar” kariyerlerin üzerinden atlayıp yollarına devam ettiler. İşçiler bizim barikatı aşınca komutanlar da oradan ayrılmışlardı.
Manevra mermisi kullansaydık işçiler bunun hakiki mi yoksa manevra mı olduğunu anlayamazlardı. Çok büyük bir çatışma içine düşebilirdik. Sağduyulu bir güvenlik görevlisi benim yaptığımı yapardı. Nitekim benim bulunduğum bölgede kimsenin burnu kanamadı.
Evet, işçilerle ilk kez bu kadar yakın oluyordum. Bu olaydan sonra işçi sınıfı üzerine düşünüp okumaya hız verdim ve bir daha işçi sınıfından kopmadım.
Kaynak: Derinden Gelen Kökler
Son Eklenenler
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu Kocaeli Çayırova’da bulunan Portakal Plastik ve Porvil fabrikalarında 7 Mayısta başlayan grev 3 Haziranda anlaşmayla sona erdi. Petrol-İş Sendikası Genel Merkezinde Petrol-İş Genel Merkez...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının öncülüğünde 29 Mayıs’ta greve çıktı. Grev yedinci gününde sürerken, grevi ve işçilerin mücadelesini...
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...
- Kısa bir zaman öncesine kadar direnişte olan, direniş boyunca pek çok kez polis saldırılarıyla yüz yüze gelen bir işçi kardeşimizle 19 Mart’tan sonra yaşanan protestolarla ilgili haberleri izliyor, sohbet ediyorduk. Bir anda öfkeyle, “şunlara bak,...
- Siyasi iktidar yoksullaştırma politikalarını sürdürüyor. Enflasyon balyozunu işçi ücretlerine, emekli aylıklarına, kamu çalışanlarının maaşlarına indiriyor, ücretleri tuzla buz ediyor. İşçilerin, kamu emekçilerinin, emeklilerin cebinden çalınan...
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...