Buradasınız
Metal Sektöründe Saldırılar Devam Ediyor!
Aydınlı’dan bir metal işçisi
Biz işçiler her seferinde bizlere verilen sözlerin kurbanı oluyoruz. Ama geçen gün yaşadığımız olay sonucunda, verilen sözlere inanmamamız gerektiğini yaşayarak öğrenmiş olduk. İki vardiyalı bir işyerinde çalışıyorum. İşyerindeki patron temsilcileri, sendika temsilcisi arkadaşlarla ve sendika şube başkanıyla bir görüşme yaptılar. Gündüz vardiyasıyla öğlen çay molasında, gece vardiyasının da işbaşı saatinde yapılan bu görüşmeye dair sendika yönetimi bizlere, işverenle ücretsiz izin konusunda görüşüldüğü ve bir kâğıt imzalamamamız gerektiği yönünde bir açıklama yaptı. Henüz herhangi bir konuda anlaşma sağlanmadığını, ücretsiz izinlere ve işten çıkarmalara karşı olduklarını söylediler.
Bir gün geçmeden patron gündüz vardiyasında 32, gece vardiyasından 31 işçi arkadaşımızı ücretli mi ücretsiz mi olduğu belli olmayan bir izne çıkardı. Bütün işçi arkadaşlarımız önceki gün yapılan görüşmeden sonra buna bir anlam veremedi. Sabaha kadar düşünülüp duruldu. Meselenin ne olduğu anlaşılmaya çalışılıyordu. Sendikacılara sorduğumuzda konu hakkında bilgilerinin olmadığını ve sabah yapılacak görüşmelerde bu işin bir sonuca bağlanacağını ve hiçbir işçi arkadaşımızın işyerinden ayrılmaması gerektiğini söylediler.
Vardiya bitişinde bütün işçi arkadaşlarla birlikte, baş temsilci arkadaşa niçin böyle bir sürecin yaşandığını, işverenin bizi neye göre izne ayırdığına dair bir belgenin neden olmadığını sorduk. Temsilci arkadaş “bu meseleyi çözeceğiz, siz evlerinize gidebilirsiniz” dedi. Ama biz duyuru panosuna asılmış olan bir isim listesine göre izne çıkarıldığımızı ve bu izinle birlikte bir hafta işyerinde olmayacağımızı ve işyerine üç gün gelmediğimiz için işten atılabileceğimizi söyledik. “Görüşmelerin sonucunu bekleyip bir belge almadan bu işyerinden gitmeyeceğiz.” dedik. Yaklaşık 2 saat işyerinde bekledikten sonra insan kaynakları müdürü, “Bize inanmıyor musunuz? Bunun altında benim imza var” diyerek bizleri ikna etmeye çalıştı. Biz de “Belge olmadan patrona güvenmiyoruz. Onun için de akşam vardiyası olarak şimdi evlerimize gidiyoruz. Belge gelmezse gündüz vardiyasındaki arkadaşlarla gece vardiyasını birleştirip ne yapacağımıza o zaman karar vereceğiz” yanıtını verdik.
Bizler örgütlü bir tutum alınca da patron temsilcileri, “bir iki saat içinde yönetim kurulunun bir karar vereceğini ve bunu duyuru panosuna asacaklarını” söylediler. Geçen saatler sonrasında işveren telafi çalışmasına eşdeğer bir kanun maddesine dayanarak izne çıkarıldığımızı söyledi. Aslında hâlâ söz veriyor ama bunu bir belge ile duyuru panosuna asmıyordu. Daha önceki deneyimlerden patronun sözüne güvenmemek gerektiğini öğrenmiştik. Bize söylediklerini yazılı olarak duyurmasını talep ettik. Temsilci arkadaşları da saat başı arayıp gelişmelerden haberdar olduk, ısrarcı ve kararlı bir tutum sergiledik. Gündüz vardiyasındaki arkadaşlarımızla da konuşarak tutum aldık.
Gündüz vardiyasının bitimine 1 saat kala insan kaynakları müdürü duyuru panosuna izin konusundaki durumu anlatan bir duyuru astı. İzinli olduğumuz süre boyunca işverene borçlanıp, işlerin açıldığı bir dönemde bu borçlar telafi çalışmasıyla ödenecekmiş. Yasal olarak 64. maddeye göre izne ayrılmış oluyorduk.
Yine bir kriz döneminde işverenlerin bunlardan nasıl yararlandıklarını yaşanan olaylarda görüyoruz. Onların bu saldırılarına dur diyebilmek bizim birlikte hareket etmemizle gerçekleşecektir. Kârlarına kâr kattığı dönemlerde, “gelin işçi arkadaşlar ben şu kadar kâr ettim, sizlerle bunu bölüşelim” demezlerken, kâr edemediği zaman “zarar ediyorum ve sizlerden fedakârlık bekliyorum” diyorlar. Onun için de biz işçiler bu krizin bütün faturasını patronlar sınıfına ödetmeliyiz.
Yaşasın Örgütlü Gücümüz!
Şili’de Kamu Çalışanları Grevde
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
- Her Şey Karşıtıyla Vardır
- Çocuklar Öldürülmesin Şeker de Yiyebilsinler
Son Eklenenler
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...