Buradasınız
Metal İşçisi Unutmayacak!
Kocaeli’den metal işçileri

Bizler Kocaeli’de otomotiv yan sanayisi olarak faaliyet gösteren, MESS’e bağlı bir fabrikada, Türk Metal Sendikasına üye işçileriz. Aylardır yüz binlerce metal işçisini, hatta bir bakıma Türkiye’deki bütün işçi kardeşlerimizi ilgilendiren bir toplu iş sözleşmesi sürecini yaşadık.
Çalıştığımız fabrika MESS’e bağlı, bizler de Türk Metal Sendikasına üye işçiler olduğumuz için bilfiil sürecin içerisinde olduk. Son iki ay içinde bayağı umutlandık, sonunda ise umudumuz kırıldı. Mektubumuzu okuyanlar “Türk Metal sarı sendikası ne zaman işçilerin yüzünü güldürmüş ki, sizler fazladan ümitleniyorsunuz?” diye düşünebilir. Fakat yıllardır üyesi olduğu sendikayı çok iyi tanıyan bizler, bu toplu iş sözleşmesi sürecinde sendikamız Türk Metal’in aldığı tutuma şaşırmadık. Türk Metal bekleneni yaptı. Biz Birleşik Metal-İş’in söylediklerine, söyleyip de yapmadıklarına, genel başkanlarının yaptıklarına şaşırdık, hatta moralimiz bozuldu, canımız sıkıldı.
Grup toplu iş sözleşmesi sürecimiz geçtiğimiz yılın Eylül ayında başladı, bu yılın Şubat ayında, son olarak Birleşik Metal-İş’in imzalamasıyla sonuçlandı. Süreç boyunca sermaye örgütü MESS biz işçilere ciddiye dahi alınmayacak sefalet zamları ve başka hak kayıplarını dayattı durdu. Yüz binlerce metal işçisi olarak bizler, fabrikalarda eylemler yaparak MESS’in dayatmalarına boyun eğmeyeceğimizi, sendikalarımızın greve çıkmak konusunda alacağı kararın sonuna kadar arkasında duracağımızı gösterdik. 19 Ocak günü Türk Metal’e üye on binlerce işçiyle birlikte Bursa mitinginde “grev istiyoruz” diye haykırdık. Aynı gün Birleşik Metal-İş üyesi sınıf kardeşlerimiz de Gebze’de “Sabrımız taştı, Çocuklarımız için, haklarımız için, geleceğimiz için grev!” diyerek greve çıkmak istediklerini defalarca haykırdılar. Bazılarımız Gebze mitingine katıldı, görmek istedik. Sendika yöneticileri kürsülerden metal işçisinin beklentisi karşılanmazsa greve çıkılacağının, grev yasaklarını tanımayacaklarının sözünü verdiler. Evet, söz verdiler. Fakat ilk olarak bizim sendikamız MESS ile yüzde 17’lik zamma anlaştığını açıkladı. Şaşırdık mı? HAYIR, kesinlikle şaşırmadık. Türk Metal sendikası hiçbir zaman işçisinin iradesine kulak vermedi ki. Biz sendika yöneticilerimizin tepeden kararlar almasına, işçileri hiçe saymasına alışığız. Zaten aylardır alttan alta yüzde 12-13 hatta 15 tartışmaları temsilciler üzerinden yürütülüyordu.
Sendikamızın yüzde 17’ye anlaştığını öğrendikten sonra gözümüz Birleşik Metal-İş sendikasının ne yapacağına çevrildi. Onların grevine, mücadelelerine dair büyük ümitlerimiz vardı. Gebze mitinginde Adnan Serdaroğlu’nun söylediklerini duyduğumuz için heyecanla bekler olduk. Birleşik Metal-İş’in greve çıkması, kazanması çok önemli olacaktı. Çünkü bizler çalıştığımız işyerinde işçi arkadaşlarımıza onların mücadeleci tutumlarını ve kazanımlarını anlatarak, mücadele edince kazanıldığını göstermek istiyorduk. Eğer onlar bu süreci kazanımla sonuçlandırırlarsa belki 2015 yılında yaşanan “metal fırtına” sürecinde olduğu gibi işçi arkadaşlarımızı işbirlikçi Türk Metal Sendikasından istifa edip, Birleşik Metal-İş Sendikasına üye olmaya ikna edebilirdik.
İşte işçi kardeşlerim asıl hayal kırıklığımız bu safhadan sonra gerçekleşti. Bürokratlar işçilerin hayallerini kırmak için kafa kafaya vermişler, her biri kendi “dükkânının” başında kalmak şartıyla işçilerin iradesini bir kenara itmişler. Greve bir iki gün kalmıştı ki, Birleşik Metal-İş merkez yöneticileri Türk Metal’e benzer yöntemlerle işçiyi yüz üstü bırakacaklarının sinyallerini verdiler.
Genel merkez, grevin arifesinde en büyük şubesi olan Gebze şubesini, tabanın görüşünü, iradesini ve sendikal demokrasi ilkesini hiçe sayarak ikiye böldü. İkinci şubenin başına da birkaç ay önce yapılan seçimlerde şube yönetimine seçilemeyen kişileri atadılar. Bu kararın bir iki gün sonrasında, grev arifesindeyken Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanının ilginç “daveti” üzerine yapılan görüşmede Türk Metal’in imzaladığı sözleşmeyi kabul ettiklerini açıkladılar. Üstelik Birleşik Metal-İş’e üye işçi tanıdıklarımız bu kararın tıpkı şube bölünürken yapıldığı gibi, temsilcilerine dahi sorulmadan, merkez toplu iş sözleşmesi kuruluna danışılmadan, tabanın iradesi hiçe sayılarak alındığını anlattı. Böylece bizlerin büyük umutlar beslediği bu süreç, büyük bir hayal kırıklığıyla son bulmuş oldu.
Birleşik Metal-İş’in MESS sözleşmesini bu şekilde imzalamasına fabrikamızdaki Türk Metal temsilcileri çok sevindiler. Şimdi herkese yüzde 17’lik zam dayatmasının Türk Metal sayesinde “kazanıldığını” anlatıyorlar. Diğer sendikaların da yüzde 17’lik zammı Türk Metal sayesinde alabildiklerini söylüyorlar.
Önümüzde bizleri bekleyen önemli görevler var. Biz her zamanki gibi çalışmaya ama her anlamda çalışmaya devam edeceğiz. Sendikalar, sendika bürokratlarının babasının malı değil, işçilerindir. İster Türk Metal, ister Çelik-İş, ister Birleşik Metal-İş üyesi olalım biz metal işçileri hep aynı şeylerin özlemini çekiyoruz. Yeminimiz olsun, bizden aidatları alıp bizim onaylamadığımız sözleşmeleri imzalayanlardan mutlaka kurtulacağız. Siz bürokratların laf cambazlığından, bizi satan sözleşmelere imza atmanızdan bıktık. Sosyal medyada yediğiniz eleştiriler, küfürler az bile. Siz bürokratlar, işçilerden koptuğunuz ve yukarılarda birbirinize benzediğiniz için aynı sözleşmelere imza atıyorsunuz. Biz de elleri nasırlı, kirin pasın içinde çalışan metal işçileri olarak sizin ne olduğunuzu gayet iyi anlıyoruz. Bekleyin… Sıramız geldiğinde ne olduğunu göreceksiniz!
Bitmedi, Mücadelemiz Devam Edecek!
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
- Her Şey Karşıtıyla Vardır
- Çocuklar Öldürülmesin Şeker de Yiyebilsinler
Son Eklenenler
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...