Buradasınız
Bitmedi, Mücadelemiz Devam Edecek!
GOSB’dan bir metal işçisi

Ben Gebze’de Birleşik Metal-İş’te örgütlü bir fabrikada çalışıyorum. Geçtiğimiz günlerde, greve bir adım kalmışken “bir Pazar günü” sendikamız ile patronların sendikası MESS’in anlaştığını sosyal medyadan öğrendik. Şok olmuştuk. Sendikamızın genel başkanı Gebze mitinginde bağıra bağıra “GREV” demişti, “kapitalizm” demişti, “patronların kölesi olmayacağız” demişti. Bu sefer grevle MESS’e metal işçilerinin gücünü gösterecektik. Patronların bunca zaman içinde bizi hiçe saymalarının elbette bir bedeli olmalıydı, grev ile anlamalarını sağlayacaktık. Öyle olmadı. Yıllarca sarılığından şikâyet edilen Türk Metal’in imzaladığı sözleşmeye bizim sendikamızın genel merkezi de imza attı. Üstelik başımızdakiler utanmadan sıkılmadan bunu başarı olarak sunuyorlar.
Sözleşmenin imzalanmasından önce ne oldu peki? Neden Gebze şubesi sözleşme sürecinde ikiye bölündü? Neden? Neden? Eski şube başkanı miting alanında gördüğü işçilere “dönüşüm muhteşem olacak” derken neyi kastetmiştir? Planlanan projenin zamanlaması tesadüf müydü? Amaçlanan neydi? Bunların üzerine sendikamızın genel merkezi sözleşmeyi sessiz sedasız sonlandırdığında, işçilerin sinirleri, öfkesi hepten yükseldi. İşyerlerinde işçilere patronların yapamadığını genel merkez bürokratları yaptı. Hepimizin morali bozuldu, kimimiz öfkelendik, kimimiz ağzına gelen küfrü etti.
Biz bu yola çocuklarımız için, geleceğimiz için çıktık. Biz “geçinemiyoruz, açız, artık yeter!” diyerek, geçinebileceğimiz bir ücret ve sosyal haklar için çıktık yola. Evet, daha fazla sesimizi çıkartmalıyız, örgütlenmeliyiz, daha fazla kenetlenmeliyiz! Unutmayalım ki sermaye daha fazla kazanmak için, sermaye yalakaları ise koltuklarını kaybetmemek için işçi sınıfının boyun eğmesini ve sesini çıkartmamasını istiyor. Türlü türlü oyunlarla elini kolunu kesmek istiyor. Susarsak, sinersek sermaye sınıfı haklarımızı daha azgınca tırpanlayacaktır.
Biz herkesin ne yaptığını, ne ettiğini görüyoruz. Kimin ne yazdığını, kimlerin kimlerle iş tuttuğunu anlıyoruz. Kimin nasıl kıvırdığını görüyoruz. Sırası geldiğinde hem haddinizi bildireceğiz hem boyunuzun ölçüsünü alacağız. Biz yenilmedik! Pes etmedik! Bu raunt böyle bitti, sıra sonrakinde!
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
- Her Şey Karşıtıyla Vardır
- Çocuklar Öldürülmesin Şeker de Yiyebilsinler
Son Eklenenler
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...