Buradasınız
Mutaş Patronunun Gerçek Yüzü!
Gebze’den işsiz bir işçi
Mutaş işçileri bir ayı aşkın bir zamandır patronun saldırılarına karşı direnerek mücadele ediyorlar. Biz UİD-DER’li işçiler de bu direnişi sık sık ziyaret ederek desteğimizi sunduk. Mutaş’a yaptığım en son ziyarette, işçi ağabeylerimle yaptığım sohbetlerde Mutaş patronunun acımasız yüzünü daha berrak gördüm. Direnişçi işçi arkadaşlarla sohbet ederken gözüm Coşkun abiye takıldı. Dikkatlice bakınca anladım ki, Coşkun abinin işaret parmağının uç kısmı yoktu. Dayanamadım sordum parmağını nasıl kaybettiğini, o da başladı anlatmaya:
“2001 yılında kaybettim parmağımı, preste ezildi. Doktor kurtulma ihtimali az dedi o zaman. Eğer şimdi kesmezsek ileride aksi bir şey olabilir ve daha geriden kesme durumu yaşanır deyince razı oldum ben de. O zaman patron özel hastaneye götürmüştü beni, bir de o zamanın parasıyla 350 milyon vermişti, sus payıydı yani. Tabii çok fazla bir şey de bilmiyordum, pek ses etmedim. Ama şimdi dava açıyorum patrona. Geçen gün dava dilekçesini verdim, benden bazı evraklar istediler, onları da tamamlayıp davayı açacağım. Bu fabrikada çok iş kazası oluyordu. Meselâ bundan 4-5 sene önce genç bir arkadaşın bir eli komple preste kaldı. Bir parmağı tamamen gitti, iki parmağı da bükük bir şekilde kaldı. Kaza zamanı bu arkadaş daha bir aylık işçiydi. İş kazası sonrası SSK Mutaş hakkında dava açmış, patron da arkadaşı “bu davayı sen açtın” diyerek suçlamış. Arkadaş ne kadar yok dese de patron dinlemedi ve tazminatsız olarak işten attı. Bu arkadaş da hemen dava açtı ve hakkını aramaya başladı. Dava halen sürüyor. Bu arkadaşımız yaklaşık iki sene raporlu kaldı, yani durumu o kadar ciddiydi.”
Mutaş’a yaptığım bir başka ziyarette Mehmet Usta’nın hikâyesini dinlemiştim. Aklıma hemen o olay geldi. Patron o kadar pervasız ve vicdansız ki, kendi suçunu görmezden gelip, hakkını arayan işçiyi tazminatsız işten atıyor hemen. Gerçi hangi patronda vicdan var ki? Neyse, sohbete bu sefer Mutaş’ta 14 senelik işçi olan Dursun abi katıldı: “Bak oğlum bu adam o kadar vicdansız ki, başına bir şey gelse ne sorar ne bir şey yapar. Ben 1996 yılında buraya girdiğimde böyle parmak kopmalar, kesikler o kadar çoktu ki. Çok insan böyle işi bırakıp gitti. Bundan yaklaşık 5 sene önceydi, ben o zaman fabrikaya bisikletle gelip gidiyordum. Sacı paketlemeye çalıştığım sırada nasıl olduysa sac zincirinden kurtuldu ve tam kalbimin olduğu yere çarptı. Sacın bana çarpmasıyla ben iki metre geriye fırladım. Yaklaşık yarım saat öylece kaldım, kendime gelmeye çalıştım. Ağrım geçmeyince gittim müdürlerin yanına anlattım durumu. Sonuçta ciddi bir kazaydı, belki iç kanama geçiriyordum bekli de kalp krizi. Hiç oralı bile olmadılar, sadece tamam git dediler. Ben bisikletle hastaneye gittim, düşünebiliyor musun, belki çok ciddi bir şeyim vardı ama hiç umursamadılar. İki gün rapor aldım, ne aradılar ne sordular, bırak onu işbaşı yaptığımda geçmiş olsun bile demediler. İşte bunlar böyle şerefsizler.”
Bu yaşananlara ne söylenebilir ki. Bu dinlediklerim Mutaş patronunun gerçek yüzünü çarpıcı bir şekilde gösterdi. Patronlar işçi sağlığı, iş güvenliği gibi bizleri yakından ilgilendiren meselelerle uğraşmazlar. Bunlar onlar için masraftan başka bir şey değil. Ne gerek var ki, nasıl olsa bir işçi ölür yerine başka biri geçer diye düşünürler. Mutaş işçileri sendikalaşarak patrona “biz artık bir bütünüz” dediler. Artık yapılanlara seyirci kalmayacaklarını haykırdılar. Ve bence bunu başaracaklar, yeter ki birlikte bir arada mücadelelerini sürdürsünler. Biz UİD-DER olarak her zaman onların yanındayız.
Yaşasın Mutaş Direnişi!
Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!
Rimaks Direnişindeki Deneyimlerim
Bizim Takımımız İşçi Sınıfı
- UİD-DER’den Direnişteki Polonez İşçilerine Dayanışma Ziyareti
- Patronlar Saldırıyor, İşçiler Mücadeleden Vazgeçmiyor
- Polonez İşçilerine Polis Saldırısı
- Polonez’de Hukuksuzluklar Arttıkça Direniş Büyüyor!
- Eti Krom İşçilerinin Mücadelesi Kazanımla Sonuçlandı
- Grevci Yolbulan İşçilerine Dayanışma Ziyareti
- Bursa’dan Antep’e Hak Gasplarına Karşı İşçi Mücadeleleri Sürüyor
- Hak Gasplarına Karşı Mücadele Edenler Kazanıyor
- Grevdeki Yolbulan Metal İşçilerine Dayanışma Ziyareti
- KLS Klima ve ABP’de Sendika Düşmanlığı
- Novares İşçileri Greve Çıktı
- Şehir Hastanelerinde Hak Gasplarına Karşı Eylemler
- Yolbulan Metal İşçileri Greve Çıktı
- UİD-DER’den Sumitomo İşçilerine Dayanışma Ziyareti
- İşçiler Düşük Ücrete, İşten Atma Saldırısına, Ücret Gaspına Karşı Mücadele Ediyor
- Özel Sektörden Kamuya Hak Arama Mücadeleleri Sürüyor
- Gürdesan İşçileri İş Durdurdu!
- Mersen İşçileri Fransa Konsolosluğu Önünde Eylem Yaptı
- ODAŞ Yel Enerji İşçilerinin Direnişi Sona Erdi
- Bir Ağacın Gölgesi, Patronların Korkusu, İşçilerin Birliği
Son Eklenenler
- İngiltere’de geçtiğimiz haftalarda üç çocuğun öldürülmesinin ardından bu cinayetlerden göçmenleri ve Müslümanları sorumlu tutan güruhlar sokaklara dökülmüştü. Ülkede göçmen ve Müslümanları hedef alarak ırkçı saldırılar başlatan faşist çetelere karşı...
- İstanbul Bakırköy Metro şantiyesinde Bayburt Group taşeronu Modüler Teknik firmasında çalışan DİSK Dev Yapı-İş üyesi inşaat işçileri ücretleri aylardır ödenmediği için 12 Ağustosta Bayburt Group önünde eyleme başladı.
- Herkesin dilinde olan basit, masum bir soru… Ama aynı zamanda soranın da cevaplayanın da belli düşünce kalıplarına hapsolduğunu gösteren bir soru: Senin memleket nere? Fabrikada yeni işe başlayan birine, sokakta, otobüste, parkta tanıştığımız birine...
- İki kız kardeş, 15 yaşındaki Esmanur Argun ve 18 yaşındaki ablası Elif Argun, Urfa Viranşehir’den tarım işçisi olarak Bursa’ya gelmişlerdi. İşe giderken onları taşıyan traktörün devrilmesi sonucu hayatlarını kaybettiler. Kısacık yaşamları gibi...
- Tekgıda-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılan Polonez işçilerinin sendikalı çalışma hakkı ve işe iade talebiyle başlattıkları direniş sürerken 9 Ağustosta İstanbul Valiliği önüne giderek seslerini duyurmaya çalıştılar. Türk Harb-İş...
- Geçtiğimiz günlerde Cerrahpaşa Üniversitesine bağlı Murat Dilmener Hastanesinin su tesisatının patlaması üzerine, yeni doğan yoğun bakım ünitesinin tavanı çöktü. Solunum cihazına bağlı bir bebek hayatını kaybetti. Solunum cihazına bağlı olan ve...
- UİD-DER’e gelmeden önce de bu dünyada olup bitenlere karşı öfkeliydim. Bir şeyler yapmak istiyordum fakat ne yapacağımı bilmiyordum. Yani öfkemi doğru yerekanalize edebilmiş değildim. UİD-DER sayesinde kapitalist bir sistemde yaşadığımızı ve tüm...
- 31 Mart yerel seçimleri sonrası belediye işçilerine yönelik işten atma ve ücret gaspı saldırıları devam ediyor. İşten atılan işçiler işe iade talebiyle direnişe başlarken ücretleri gasp edilen, düşük ücret dayatılan işçiler de çeşitli eylemlerle hak...
- Sokak köpeklerinin katledilmesinin önünü açan yasa geçtiğimiz günlerde AKP’li ve MHP’li vekillerin oylarıyla Meclisten geçti. Yasa hazırlanırken ve oylanırken yaşananlara baktığımızda nasıl bir düzende yaşadığımızı daha iyi anlıyoruz. Yasa gündeme...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden bir buçuk yıl geçmesine rağmen deprem bölgelerinde barınma sorunu bile çözülmüş değil. Depremden sonra TOKİ, 18 ilde 674 bin 238 konut yapılmasını hedeflediğini açıklamıştı. Şimdiye kadar teslim edilen konut sayısı...
- İkinci Dünya Savaşının son aylarında ABD’nin Hiroşima’ya atom bombası atması ve yüzbinlerce insanın ölümüne neden olması insanlık tarihinin en büyük katliamlarından biri olarak acıyla hatırlanmaya devam ediyor. Bu büyük katliamın 79. yıldönümü olan...
- 28 Temmuz 1914’te dünyanın o güne kadar gördüğü en kanlı savaş başladı. Tam dört yıl süren ve 20 milyon insanın ölümüne, milyonlarcasının yaralanmasına ve sakatlanmasına, kentlerin yakılıp yıkılmasına yol açan bu savaş tarihe Birinci Dünya Savaşı...
- İspanya’da bir duvarda şöyle yazıyor: “El que nos roba es de aqui y rico no inmigrante y pobre.” Yani “Bizi soyanlar göçmen ve yoksul değil, buralı ve zengin.” Bu kısacık bir duvar yazısı içinde bulunduğumuz durumu çok çarpıcı bir şekilde anlatıyor...