Buradasınız
Doğum ve Ölüm
Gebze’den bir işçi
Kahramanmaraş’ın Afşin ilçesinde bir bebek dünyaya geldi. Şirin mi şirin, yanakları al bir bebek. 2 kilo 900 gram doğdu bebek. Annesinin ve bebeğin sağlık durumu iyi. Bebeğe Ahmet Turan adı verildi. Bebeğe herkes Allah’tan uzun ömür diledi. Afşin Kaymakamı ve Afşin Belediye Başkanı bebeği hastanede ziyaret etti. Onlar da aynı dileklerde bulundular. Bir de bebeğe altın taktılar. Ahmet Turan’ı kucağa ilk dedesi Ali Işık aldı. Babası çok uzakta olduğu için mecburen dedesi aldı kucağına. Sonra annesinin yanına bırakıldı Ahmet Turan. Herkes ziyaretlerini bitirip gitti. Annesi ağladı. Sevinçten mi üzüntüden mi anlaşılamadı. Annesi sustu, Ahmet Turan ağladı.
10 Şubat 2011 Perşembe günü Afşin-Elbistan B termik santralinde göçük meydana geldi. Dokuz işçi göçük altında kaldı. Arama kurtarma ekipleri çalışmalara hemen başladı. Göçük altındakilerin aileleri günlerce orada beklediler. Devlet erkânı olay yerini ziyaret etti. Kalanlara sabır dileyip “ne yaparsın takdiri ilahi” dediler. Sonra olay yerinden gittiler. Geride kalan anneler, babalar, eşler ve çocuklar ağladılar. Tuğran Gökhan da göçük altında kaldı. Neşeli hayat dolu bir insandı. 32 yaşındaydı. Uzun yıllar beklemişti ve nihayet çok yakın bir zamanda baba olacaktı. Bu yüzden çok heyecanlıydı. Rüyasında görmüştü erkek çocuğu olacağını. Belki de en çok istediği şeydi çoğunun ona baba diye seslenmesi, ama olmadı. Şimdi o 160 metre derinliğinde, 2 kilometre uzunluğundaki mezarında yatıyor.
Ahmet Turan babasını, Tuğran Gökhan da oğlunu hiç göremeyecek. Ahmet Turan belki bebeklerin en kolay söylediği “baba” kelimesini çok sonraları söyleyecek. Tuğran Gökhan oğlunu bağrına basamayacak. Ahmet Turan büyüyecek ve babasını kendisinden alanın “kader” olmadığını da öğrenecek. Gerekli önlemler alınsa, devlet biraz masraf yapsaydı babasının ölmeyeceğini bilecek. Kimse Ahmet Turan’ı kandıramayacak. İşçiler ölüyor göçük altında, madende, fabrikalarda ve Ahmet Turanlar doğuyor babalarının intikamını almak için!
“Açlığını Yok Et!”
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
- TMO Silosundan Fabrikalara Patlamalar ve Yangınlar Ne Anlatıyor?
- Aşırı Sıcaklar İşçi Sağlığı ve Güvenliğini Tehdit Ediyor
- Teknoloji Çağındayız Ama İşçiler Çalışırken Ölüyor!
- Örgütsüzlüğümüzün Bedeli: Artan İş Cinayetleri
Son Eklenenler
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...
- Eskiden her sorunun beni bulduğunu, bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Sonra UİD-DER ile tanıştım ve İşçi Dayanışması’nı düzenli olarak okumaya başladım. Bir genç olarak, gençlik yazılarını okudukça bu sorunları yalnızca...
- Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete...
- Son günlerde sohbet edebildiğim her insana Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Devamındaysa nerede dünyaya geldiklerini, neden göçüp büyük kentlere geldiklerini soruyorum. Son olarak aile büyüklerinin nerelerden göçerek...
- Sevgili işçi kardeşlerim, 8 yaşına kadar babasız, 8 yaşından sonraysa hem anasız hem de babasız büyümüş sayılırım. 12-13 yaşıma kadar mahallede ve çalıştığım fabrikada anası-babası yanında olan arkadaşlarıma imrenmiş, onları kıskanmışımdır. O halimi...