Buradasınız
Deprem Vergisi Bizim Değil Patronların Yarasını Sarıyor!
Sarıgazi’den bir işçi
Deprem vergisi, 1999 yılında çıkarılan 4481 sayılı kanun ile ek gelir, ek kurumlar vergisi, ek emlak ve ek motorlu taşıtlar vergisi olarak toplanmaya başlandı. Devlet, 2003 yılında bu vergilere ek olarak özel iletişim vergisini de ekledi. Kendi kasasını bizim cebimizden doldurmak için kolları sıvayan devlet, her şeye bizim iyi niyetimizi, yardımseverliğimizi kullanarak vergi koydu. Aradan geçen 11 yıl içinde devasa bir para birikti. Bizim nerede ödediğimizi ve ne kadar toplandığını bilmediğimiz vergiyi devlet gün gün hesap edip kendisine ek bütçe haline getiriyordu.
Maliye bakanı toplanan bu vergilerin nereye kullanıldığına dair bir açıklama yaptı. Hiç utanmadan ve sıkılmadan bu vergilerin “sağlık, eğitim, duble yollar gibi 74 milyonu ilgilendiren ihtiyaçlar için kullanıldığını” söyledi. Bu alanlara elbette harcama yapılması gerekiyor, ama deprem için toplanan paraların başka alanlara harcanması, bir de “ne fark eder, biz halk için harcadık” denmesi utanmazlıktır. Devlet deprem fonunu “bütçede sıkıntı var” diyerek istediği yere harcayamaz. Üstelik gerçekten de sağlığa ve eğitime harcamışlar gibi konuşuyorlar. Ayrıca sağlığın, eğitimin ve ulaşımın ne durumda olduğu da ortada. Her şey paralı. Paran kadar sağlık, eğitim ve ulaşım var. Patronlara nasıl teşvikler verildiğini, vergi indirimleri yapıldığını biliyoruz. Bütçede sorun varsa patronlardan daha fazla vergi alsınlar. Diğer taraftan madem paraları harcadınız, harcadığınız paranın karşılığında bir parayı depremzedelere ayırın.Deprem için vergi toplanıyor ama depremde kullanılmıyor. Dün Marmara depremiydi bugün Van depremi. Değişen hiçbir şey yok. Yine olan biz işçi ve emekçilere oluyor. Göçük altında ölen biz, evsiz-barksız kalan biz, acı çeken biz! Patronlar sınıfı ve onun devleti ne doğru dürüst önlem alıyor ne de hazırlık yapıyor! Onların biz işçi ve emekçileri düşünmedikleri açık! Biz ancak dayanışma içinde ve birlik olursak birbirimizin yarasını sarabiliriz.
Patronların devleti nasıl işsizlik fonumuzdaki parayı kendi yatırımları için kullanmışsa, toplanan vergileri de kendi çıkarları için kullanmaya devam ediyor. Daha ne kadar göz yumacağız devletin elinin cebimizde olmasına? Bizden toplanan paraların nereye gideceğine ve nasıl kullanılacağına ancak örgütlü olursak bizler karar verebiliriz. Bugüne kadar bizim acılarımız üzerinden toplanan paraların nelere kullanıldığının hesabını da ancak örgütlü olduğumuzda sorabiliriz.
Her yerde hazır ve nazır
- Çorlu Tren Katliamı Davası Sonuçlandı: “Üst Düzey Sorumlular da Yargılanmalı”
- İş Cinayetlerine, Düşük Ücretlere, Sendikal Baskılara Karşı Eylemler
- Bursa’dan Bir Özel Okul Öğretmeniyle Söyleşi
- Sağlık Çalışanlarından Sağlıkta Şiddete Karşı Eylem
- Ücret Gasplarına, Düşük Ücretlere ve Baskılara Karşı Mücadeleler Sürüyor
- 2024: Emeklilere Zulüm Yılı
- İşçiler Hak Gasplarına Karşı Mücadele Ediyor, Kazanıyor
- Tahsin İncirci Yaşamını Yitirdi, Besteleri Yaşayacak
- Faruk Türkoğlu Sonsuzluğa Uğurlandı
- “Emekli Boş Durmasın, Çalışsın Diyenlerdir” Bu Toplumun Sırtına Yük!
- 84 Yaşında Bir İnsan Neden İş Arar?
- Sendikal Baskılar Mücadeleyle Aşılıyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Çıkışsızlık Sarmalındaki Gençler
- İş Kazaları Kader Ya da Fıtrat Olamaz
- Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu Kuruldu
- Sel Gider Kum Kalır
- İlet’ten İliç’e Mükellefiyetten Bugüne
- Bizim Çocuklarımız Onlar
- “Eşimle Birlikte Kahvaltı Ancak Yıllık İzinde”
Son Eklenenler
- Sarayları süsleyen altın, sultanların ve soyluların yaşamında zenginliğin en önemli ölçüsü olmuştur. Fakat bu zenginliği üreten zamanın köleleri ve günümüzün işçileri için bu maden her zaman acı, gözyaşı ve ölüm getirmiştir. Altın madenlerinde...
- Çalıştığım işyerinde uzun yıllardır çalışan ve EYT yasası çıktıktan sonra SGK’ya başvurup emekli olanlar var. Malûm, emeklilik maaşı iktidar eliyle kuşa çevrildi. Bizim patron da sayıları azımsanmayacak kadar çok olduğu için EYT’li işçileri bir an...
- DİSK, 3 Mayısta Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) Ankara’daki merkez binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Burada konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, TÜİK’in enflasyon sepetindeki maddelerin fiyat listesini 2 yıla yakın bir...
- Geçenlerde yeğenimle sohbet ederken “kolajenlerin içerisinde en kalitelisi hangisi bilgin var mı?” diye sordu. Ben de doğal olarak “bir sağlık sorunun mu var, neden kolajen kullanma gereği duyuyorsun?” diye sordum. O da yarı utanarak “hep güzel...
- Dünya genelinde yoksulluk ve baskılar büyüyor, emperyalist savaşın alevleri gün geçtikçe yayılıyor. Kapitalist sömürü düzeninin yarattığı sorunlar, krizler derinleşiyor. İşçi sınıfı ise kapitalist sömürüye karşı mücadele etmekten, birlik olup...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında yüzbinlerce işçi ve emekçi alanlara çıktı, ekonomik yıkımın bedelini ödemek istemediklerini haykırdı. Sendikaların ve demokratik kitle...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...