Buradasınız
Reklâm mı Yapmak İstersin Yardım mı?
Sarıgazi’den bir işçi
Van’da 23 Ekim Pazar günü gerçekleşen 7,2 büyüklüğündeki deprem nedeniyle yüzlerce kardeşimiz öldü, binlercesi evsiz kaldı. Sağ kalanlar ise bu soğuk kış günlerinde barınmak, giyinmek, yemek yemek, ailelerini koruyabilmek derdindeler. Sevdiklerini kaybetmenin acısını yaşayanlar bir de yaşam mücadelesi veriyorlar şimdi. Patronlar ise böyle büyük bir acıda bile reklâm yapma derdindeler.
Depremden sonra birçok televizyon kanalının katılımıyla “Van İçin Tek Yürek” kampanyası düzenlendi. Renkli ışıklar altında dizilerde, şov programlarında her gün gördüğümüz ünlüler en güzel kıyafetleri ve makyajlarıyla yardım telefonlarını açtılar, telefonla yapılan bağışları not ettiler. Firmaların isimleri söylenerek ve yaptıkları milyon liralık bağışlar ayakta alkışlanarak kabul edildi. Telefonla yapılan bağışlar gece sonunda toplanan rakam muazzamdı: 62 milyon TL. Kulağa ne hoş geliyor değil mi? Bu para ile sağlam binalar yapılarak binlerce insan çadırlardan kurtarılabilirdi. Ama kazın ayağının öyle olmadığı bir hafta içinde belli oldu. Tüketiciler Birliği Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Dinç, şov gecesinin ardından toplanan bağışın, söylenenin sadece üçte biri kadar olduğunu açıkladı. Hesaplara yatan paranın, kişilerin canlı yayında telaffuz ettikleri rakamın çok çok altında olduğunu ve bu kişilerin de kamuoyuna duyurulması gerektiğini belirtti. Yani patronlar insanların ölümünü, evsizliğini, çaresizliğini bile reklâm yapmak için kullandılar. Onlardan beklediğim şey çok da farklı değildi zaten. Yanı başındaki kendisine para kazandıran, fabrikadaki işçisinin can güvenliğini, yoksulluğunu düşünmeyenlerden Van’daki kardeşlerimizi düşünmelerini beklemek saflık olurdu.
Bu süreçte UİD-DER olarak bizler de Van’daki kardeşlerimiz için yardım kampanyası başlattık ve temsilciliklerimizin olduğu bölgelerde yardımları topladık. Önce kendi ailemizden başlayarak mahallelerde tanıdığımız bütün ailelere, iş arkadaşlarımıza kampanyamızı duyurduk. Sarıgazi Demokrasi Caddesi’nde stant kurarak tanımadığımız, yardım yapmak isteyen diğer ailelere de duyurduk kampanyamızı. Toplanan yardımları hep beraber katladık, ayırdık ve orada rahat dağıtılabilecek şekilde koliledik. Herkes gücü ölçüsünde kampanyaya destek verdi ve dayanışmanın en güzel örneğini yaşadık.
Bir tarafta “yardım yapıyorum” diyerek reklâm yapan patronlar, bir tarafta utanmadan “topladığımız deprem vergileriyle size yol yaptık” diyen devlet, diğer tarafta ise elindekini bölüşen işçiler. Hangisinin daha içten, daha doğru olduğu ortada! Böylece bir kez daha gördük ki patronların ve onların sözcüsü hükümetlerin bizler için iyi bir şey yapmalarını beklememeliyiz. Van’daki kardeşlerimize destek olmak için, yıkılacak binalarda oturmamak için, yeni depremlerle bir kez daha yıkılmamak için sadece kendi örgütlülüğümüze güvenmeliyiz.
Son Eklenenler
- İzmir’de belediye işçileri birbiri ardına greve çıkıyor. Narlıdere Belediyesi işçileri 6 Mayısta grev başlattı, bir gün sonra talepleri kabul edildi. Konak Belediyesi işçileri ise 7 Mayısta greve çıktı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan...
- Bu 1 Mayıs’a kızım, torunum ve oğlumla katıldım. 1 Mayıs alanında çocuklarımın da yanımda olmasının heyecanımı ve mutluluğumu arttırdığını belirtmek isterim. Ben her yıl 1 Mayıs’a UİD-DER’le katılıyorum ve her zaman çok heyecanlanıyorum.
- TÜPRAŞ Rafineri'de kendilerine haber verilmeden taleplerinin çok altında zam oranlarına ve 3 yıllık sözleşmeye imza atılmasına tepki gösteren işçiler üretimi durdurarak, yürüyüş yaparak sözleşmeyi protesto etti.
- Hiçbir şey siyaset üstü değildir. Ekmekten suya, yediğimiz peynirin kalitesinden oturduğumuz evin sağlamlığına kadar her şey siyasetin içindedir. İş cinayetlerini “kader” diye yutturanlar, depremleri de “fıtrat” diye anlatıyorlar.
- Toplu İş Sözleşmesi (TİS) sürecinde olan belediyeler ile petrokimya sektöründeki fabrikalarda birer birer grev kararları alınıyor. İzmir’de Narlıdere Belediyesi işçileri grevin ilk gününde kazanım elde ederken Konak Belediyesinde 7 Mayısta grev...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü mücadelesi 1889’dan önce başlamıştı. Ancak 1 Mayıs 1889’da, 8 saat çalışma, 8 saat dinlenme ve 8 saat canımızın istediğini yapma talebiyle kitlesel olarak alanlara çıkıldı. 1 Mayıs bu başkaldırının ve daha adil bir...
- Genel-İş Sendikası İzmir 6 Nolu Şubenin örgütlü olduğu Narlıdere Belediyesine bağlı NARBEL’de çalışan işçiler toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 6 Mayısta greve çıktı. NARBEL işçileri bir müddettir ücretleri eksik ve...
- Bu mektubumda sizlere sınıf temelinde örgütlü olmanın ne demek olduğunu dilim döndüğünce anlatmak istiyorum. Önce kendi deneyimimden, ardından da 1980 öncesi işçi kuşaklarının örgütlü mücadelesinden örnekler vereceğim.
- 15 Nisanda geçirdiği kalp rahatsızlığı nedeniyle 18 gün yoğun bakımda kalan ve 3 Mayısta yaşamını yitiren Sırrı Süreyya Önder on binlerce insan tarafından sonsuzluğa uğurlandı. Siyasi parti yöneticileri, sanatçılar, gazeteciler, Barış Anneleri, Kürt...
- Sırrı Süreyya Önder’i, Sırrı Abimizi kaybettik. O, işçilerin birliği, halkların kardeşliği mücadelesine katkılarıyla hep yaşayacak, yüreğindeki umut ve direncin sembolü olan gülümsemesiyle hep saygı ve sevgiyle hatırlanacak.
- İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL’de işçiler toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin tıkanması üzerine 2 Mayısta tam gün iş bıraktı. 31 Mart yerel seçimleri sonrası İzmir Çiğli Belediyesinde tasarruf bahanesiyle işten atılan ve verilen sözlere...
- Dünya işçi sınıfı bu sene de 1 Mayıs’ı baskıcı ve anti-demokratik uygulamaların, işçi sınıfına yönelik saldırıların katlanarak arttığı bir dönemde karşıladı. Öfkesini ve taleplerini tek ses, tek yumruk olup haykırmak isteyen işçi ve emekçiler ABD’...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs, Türkiye genelinde kitlesel katılımla kutlandı. İstanbul başta olmak üzere birçok kentte alanlara çıkan yüz binlerce işçi ve emekçi, yaşadıkları ekonomik ve siyasal sorunlar...