Buradasınız
Silikosiz’de Ali Rıza Eldemir 48’inci: Ölümü Bekleyen Yüzlercesi Var!
Aydınlı’dan bir işçi
Ali Rıza Eldemir kim mi? Ali Rıza Eldemir 27 yaşındaydı. Evliydi. 2000 yılında bir iş bulma umuduyla Muş’tan taşı-toprağı altın İstanbul’a gelmişti. 16 yaşındaydı o zaman. Kot kumlama atölyesinde çalışmaya başladı. Çalıştığı atölyeler merdiven altı, izbe, camı penceresi olmayan yerlerdi. Kot kumlama işlerinde çalışan diğer işçiler gibi, Ali Rıza da SSK, yemek, servis, çay molası nedir bilmedi. Lakin bir iş bulup çalışabildiği için çok mutluydu. Her işçi gibi o da güzel hayaller kuruyordu. O izbe yerlerde bir yandan tozun dumanın içinde kotları ağartıyor, bir yandan da gürültünün içinde türküler söylüyordu. Ali Rıza 2005 yılına kadar birden çok kot taşlama ve kumlama atölyesinde çalıştı. Rahatsızlanınca köyüne dönen Ali Rıza, 2009 yılında hastalığı ancak iyice ilerleyince silikozise yakalandığını anlamıştı. Nefes almakta zorlandığı için oksijen tüpüne bağlı yaşıyordu. 11 Ekim tarihinde 27 yaşında 90’lık bir dede gibi oksijen tüpü yardımıyla zorla aldığı nefesi kesildi.
Oysa Ali Rıza yalnızca 27 yaşındaydı. Önünde yaşaması gereken uzun bir ömür vardı. Patronlar ve devlet elbirliğiyle Ali Rıza’ya yalnız 27 yıl ömür biçtiler. Ve elbirliği ile onu ve ondan önceki 48 işçiyi ardı ardına ölüme gönderdiler. Onları yaşatmadılar. Ölümü bekleyen yüzlerce silikozis hastası işçi var. Ali Rıza’nın köyünde onun gibi silikozisin pençesinde olan 9 kişinin adları ve yaşları şöyle: Resul Boz (21), Mehmet Eser (23), Cengiz Parlak (23), İrfan Gültekin (26), Medeni Tekin (26), Ömer Sevinç (27), Nuri Tekin (28), Ali Rıza Tekin (31) ve Mehmet Emin Tekin (38). Acılar içinde ölümü bekliyorlar. Silikozis hastalığına yakalanan yüzlerce Ali Rıza var…
Ali Rıza’yı, 47 genç işçiyi ve binlerce diğer işçiyi her gün iş cinayetleriyle ve meslek hastalıklarıyla aramızdan alan, aşırı kâr uğruna en basit tedbirleri bile almayan patronlardır. Patronlar gerekli tedbirleri almıyor ve işçileri kayıt dışı, sağlıksız ortamlarda çalıştırarak, bile bile ölüme gönderiyorlar. Gerekli tedbirler alınsaydı 48 kot kumlama işçisi bugün toprağın altında değil; ailelerinin, sevdiklerinin yanında olmaz mıydı? Silikozis hastalığının pençesinde kıvranan yüzlerce işçi çektiği acı bitsin diye bir an önce ölmeyi bekler miydi? Ölen 48 işçiden biri veya ölümü bekleyen yüzlerce işçiden biri de biz olabilirdik. Ya da çalıştığımız kot, deri, tersane, metal, kimya işinden dolayı biz de yarın buna benzer bir hastalığın pençesine düşebiliriz. En basit bir işçi sağlığı, işçi güvenliği tedbiri için bile mücadele etmeliyiz. Can güvenliğimiz için de, haklarımız için de birleşmekten, örgütlenmekten başka çıkar yolumuz yoktur.
İstanbul
Reklâm mı Yapmak İstersin Yardım mı?
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
- TMO Silosundan Fabrikalara Patlamalar ve Yangınlar Ne Anlatıyor?
- Aşırı Sıcaklar İşçi Sağlığı ve Güvenliğini Tehdit Ediyor
- Teknoloji Çağındayız Ama İşçiler Çalışırken Ölüyor!
- Örgütsüzlüğümüzün Bedeli: Artan İş Cinayetleri
Son Eklenenler
- İş güvenliği önlemlerinin yetersizliği ve denetimsizlik sebebiyle iş kazaları yaşanmaya, işçiler iş cinayetlerinde ölmeye devam ediyor. Yakın tarihte yaşanan çeşitli iş kazaları ve bunlarla ilgili yayınlanan bilirkişi raporları patronların kâr hırsı...
- İşçi Dayanışması’nın ilk sayısı 2008 Nisan ayında yayın hayatına başlamıştı. Elbette çıkarken kardelenler gibi toprağında kök saldıktan sonra filiz vermişti. İşte o günden beridir 1 Mayıs meydanlarında kırmızı şapka ve önlüklerle gelincik tarlası...
- 24 Ocak 1980’de, sermaye sınıfının ortak talepleri doğrultusunda bir dizi ekonomik karar alınmıştı. Adına “yapısal dönüşüm programı” denilen bu kararların alınmasında IMF, Dünya Bankası gibi emperyalist güçler, bu süre zarfında kurulan hükümetler,...
- Sonradan görme bir burjuva olan Turkuaz Tekstilin sahibi Nihat Zeybekçi, asgari ücreti vatan-millet-Sakarya’ya bağlamak için cambazlık yapıyor. Asgari ücret 660 dolara karşılık geliyormuş. 2003’te asgari ücret 100 dolar ediyormuş. Bunlar yanıltıcı...
- Teksif Sendikasında örgütlenen İzmir/Gaziemir’de Digel Tekstil, İstanbul/Tuzla’da TKİS Blinds ve Kayseri’de Almer Tekstil işçileri, patronların sendika düşmanlığına ve işten atma saldırısına karşı mücadele ediyor. İBB’ye bağlı Beltur işçileri, 20...
- Bolu’da Kartalkaya Kayak Merkezinde bulunan Grand Kartal Otel’de 21 Ocakta gece saatlerinde meydana gelen yangında 79 kişi hayatını kaybederken onlarca kişi yaralandı. Yapılan açıklamalara göre yangın sırasında otelde kayıtlı 238 kişi bulunmaktaydı...
- Emekçi kadınlar olarak birçok sorunumuz var. Hayat pahalılığı, yoksulluk, çocuklarımızın ihtiyaçlarını karşılayamamak gibi sorunlar yaşıyoruz. İzmir’de tek göz bir evde çıkan yangında hayatını kaybeden beş küçük çocuk hepimizi çok üzdü. Bu çocuklar...
- İşçi sınıfının emeklileri, abi ve ablalarımız, Erdoğan 2024 yılını “emekliler yılı ilan ediyoruz” demişti. Erdoğan’ın o konuşmasını belki de hepimiz dinledik, gazetelerden okuduk. Bazılarımız burjuva siyasetinin zokasını yutarak, “belki bu sefer iyi...
- Baskılara, yasaklara rağmen direnişlerini sürdüren Polonez işçilerinin mücadelesi kazanımla sonuçlandı. Metal işçilerinin kararlı duruşu kazanım getirdi. Hitachi Energy grevi 24 Aralıkta, Schneider Elektrik grevi 6 Ocakta, Arıtaş Krijojenik grevi 10...
- Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, 19 Ocakta Kadıköy İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde eylem yaparak Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezlerinde çalışan öğretmenlerin ve terapistlerin sorunlarına değindi.
- İngiliz egemenleri, sömürge döneminde ticaret gemilerini, donanmalarını korumak için vahşi bir yöntem geliştirmişler. “Yamyam fare yöntemi” olarak adlandırılan bu yöntem şöyle: Açık denizdeki gemilerde fareler çoğalınca önce bir fare yakalanır, boş...
- Asgari ücret pek çok işçinin beklediğinin tersine 23 bin lirayı bile bulmadı. Utanmadan “işçiyi enflasyona ezdirmedik” dediler, gözlerimizin içine baka baka bizimle dalga geçtiler. Hiçbirimiz bu yalana inanmıyoruz. Çünkü yoksulluğu biz yaşıyoruz,...
- Evlatlarımızın sağlıklı gelişimi, sadece ne yiyip içtikleriyle değil, nasıl bir ortamda, çevrede büyüdükleriyle de ilgilidir. Empati, iletişim gibi sosyal, duygusal ve zihinsel becerileri çevreleriyle etkileşimlerinin izlerini taşır. Çocukların...