Buradasınız
Bardağımı Nereye Bırakayım Usta?
Sefaköy’den bir işçi
Merhabalar! Ben bir orman ürünleri fabrikasında çalışıyorum. Bizim işyerinde patron yıllardır işçilere su vermiyor. İşçiler çalıştıkları bölümlerde daha önceden aralarında ortaklaşa para toplayıp bir sebil almışlar; düzenli olarak damacana su geliyor. Patronun işçilerin suyundan bile tasarruf etmeye kalkışması işçiler için sorun olmuyor. İşçiler kendi aralarında hallediyorlar.
Aslında ben size fabrikada yaşanan ilginç bir durumdan bahsetmek istiyorum. Son zamanlarda mesaiye kalmak istemediğim için patronun sağ “kulağı” olan müdür, beni mesaisi olmayan bölümlere veriyor. Anlayacağınız fabrikanın içinde o bölümden bu bölüme sürgün olup duruyorum. Tabii sürgün hayatı da kolay değil! Mesela susuz kalabiliyorsun. Kontrplak kurutma bölümünde çalışacağım bir gün, her zaman çalıştığım pres bölümünden bardağımı aldım ve kurutma bölümüne geçtim. İşe koyulmadan önce orada çalışanlardan birine sordum: “Bardağımı nereye bırakayım usta?” Ben o işçiden şu cevabı bekliyorum: “Sebil şurada, üzerine bırakabilirsin.” Ama hayır öyle bir cevap alamadım maalesef. İşçi arkadaş şaşırdı ve bir an ne diyeceğini bilemedi. Bu arada her bölümde sebiller en kuytu köşelere gizleniyordu. O bölümü bilmeyen birinin sebili bulması neredeyse imkânsızdı. İşçi bana kontrplak yapmak için hazırlanmış kartondan da ince tahtaları göstererek: “Bilmem ki şimdi... Aaa bak şunların üzerine bırakabilirsin” dedi. Ben de bardağım daha fazla tozlanmasın diye iki ince tahtanın arasına koydum. Nasıl su içeceğimi düşünürken, o sırada bölüm şefi bana başka bir ustanın yanında çalışacağımı söyledi. Bardağımı aldım diğer ustanın yanına geçtim. Burada suyla ilgili soruyu daha açık sormayı düşündüm: “Usta, sebil nerede? Bardağımı bırakacağım da.” Usta bu sorum üzerine büyük bir sıkıntıya düştü. Ne yapacağını bilemedi, birazdan söyleyeceği cümlelerin acısını çekiyordu: “Yahu yeğenim sen yenisin, seni şimdi aralarına almazlar ki bunlar. Yani buradaki arkadaşlara bir danışmak gerekiyor. Suat! Yeğenim bir baksana!” Suat bakıyor ustasına: “Yeğenim, bizim Osman’a söylesene bir, bu arkadaşı aralarına almazlar mı?” Osman’ın ortalıkta olmadığı anlaşılıyor. Usta vazgeçti Osman’ı aramaktan ve bana bu seferlik gidip kendi bölümümde su içmemi tembihledi. Kendi bölümüme gidip su içmem on dakikayı buluyordu. Tabii sık sık susadığım için ustanın da sinirleri geriliyordu. Ben susadığımı söyledikçe o: “Yahu şu Osman’ı bulsanıza nereye gitti bu adam?” diye akşama kadar söylenip durdu.
Kendi kendime düşündüm; bir suyu paylaşmak bu kadar zorsa ya da suya verdikleri para ceplerini bu kadar çok yakıyorsa neden patrona karşı birlik olmuyorlar? Ama ben inanıyorum ki işçiler bir gün örgütlenecek ve gözlerinin önündeki bu sis perdesi kalkacaktır.
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
- Her Şey Karşıtıyla Vardır
- Çocuklar Öldürülmesin Şeker de Yiyebilsinler
- Bu Cesareti Nereden Alıyorlar?
- İlk Adımlarını Direnişte Atan, “Eylem” Adını Alan Çocuklarımız
- “Kim Uğraşacak Şimdi” Deme, Aradığın Çözüm Sende…
- “Hayal Vergisi” de İster misin?
- Bu Akşam Yemekte Tağşişli Gıda Var!
- “Bir Yemeklik Bamya”
- Kim Viral Olmalı?
- Sınıfına Ters Düşme!
- Asıl Hırsız Kim?
- Ruhumuzu Esir Alan Korkuyu Çıkarıp Atalım
- Konserve Yapmak Çözüm mü?
Son Eklenenler
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...
- Eskiden her sorunun beni bulduğunu, bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Sonra UİD-DER ile tanıştım ve İşçi Dayanışması’nı düzenli olarak okumaya başladım. Bir genç olarak, gençlik yazılarını okudukça bu sorunları yalnızca...
- Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete...
- Son günlerde sohbet edebildiğim her insana Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Devamındaysa nerede dünyaya geldiklerini, neden göçüp büyük kentlere geldiklerini soruyorum. Son olarak aile büyüklerinin nerelerden göçerek...
- Sevgili işçi kardeşlerim, 8 yaşına kadar babasız, 8 yaşından sonraysa hem anasız hem de babasız büyümüş sayılırım. 12-13 yaşıma kadar mahallede ve çalıştığım fabrikada anası-babası yanında olan arkadaşlarıma imrenmiş, onları kıskanmışımdır. O halimi...