Buradasınız
Yakası Beyazlayan Bahtı Karalar
Sarıgazi’den bir işçi

Merhaba dostlar,
Bu düzende patronlar işçilere verdikleri ücretleri kısmanın, işçilerin örgütlenmesine engel olmanın farklı yollarını arıyorlar. Mesela işçilerin belli vasıflar kazanarak işçi olmaktan çıkacakları yanılgısını yaratmak istiyorlar. Benzer bir durum bizim fabrikada da yaşandı.
Ben otomotiv sektöründe çalışan bir işçiyim. Şirkette “organizasyonel değişiklik” adı altında bazı yeni uygulamalar getirdiler. Bu uygulamalar neticesinde bazı işçi arkadaşlarımızın unvanını değiştirerek onları “beyaz yakalı” kadrosuna aldılar. Bu süreçte maaşlarında da ufak iyileştirmeler yapıldı beyaz yaka kadrosuna geçirilen işçilerin.
Sonra ne mi oldu? Bu arkadaşlar üretimde çalıştıkları için ofisteki diğer işçiler gibi olamadılar hiçbir zaman. Üretim devam ettiği için Cumartesi, Pazar günleri yine fabrikadaydılar. Üstelik “beyaz yaka”lı oldukları için fazla mesai ücreti de almadan. Yani anlayacağınız sorumlulukları artmıştı, unvanları yükselmişti ama bunun beraberinde hak gaspları da artmıştı. Üretimin aksamaması için bir problem çıktığında gecenin yarısında, mesai olduğunda pazarları dâhil mesai ücreti almadan gelen bu arkadaşlarımızın tek dertleri kendilerine verilen sorumluluğu layıkıyla yerine getirmek oldu. Sonra bir gün bu işçilerden biri bu yoğun çalışma temposu nedeniyle hastalandı ve bir gün işe gelmedi. Patron da gelmediği günün ücretini işçiden kesti. Arkadaşımız o kadar şaşırdı ve sinirlendi ki bu duruma gün boyunca öfkesi geçmedi.
İşyerlerimizde formen, usta, sorumlu, şef, memur (masa başı işçisi) gibi unvanlarda çalışan işçiler, “beyaz yaka” kadrosuna alınıyor. “Beyaz yaka”lı işçiler, fazla mesai ücreti alamıyor, işyerlerinde sendika varsa bile bu sendikaya üye olamıyor, sendikalı işçilerin yararlandığı haklardan yararlanamıyorlar. Genellikle bu işçilerin diğer işçilerden kendilerini farklı hissetmelerini sağlamak için çabalanıyor ve maalesef başarılı da olunuyor.
Merak ediyorum dostlar, aynı patrona çalıştığımız halde neden bizleri farklı renk yakalara bölüyorlar? Eğitim durumumuz, sorumluluğumuz, niteliğimiz ne olursa olsun hepimiz işgücünü patrona satarak hayatını kazanan işçileriz. Bu nedenle burjuvazinin yarattığı bu yapay ayrımlara kanmayıp hak gasplarına karşı hep beraber mücadele etmeliyiz.
SGBP’den Hava-İş’e Destek!
Tekstil İşçilerinin Sorunları
- “UİDER” Değil, “UİD-DER”
- Sırrı Abimizi Mücadelemizde Yaşatacağız
- Erol Eğrekler ve İşçi Sınıfı
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
Son Eklenenler
- Bir sabah uyandığımızda tekerleğin icadı sonrası hayatımıza giren tüm icatlar ortadan kalkmış, unutulmuş olsa ne olurdu? Şöyle bir düşünelim; tekerlek icat edilmeseydi çark olmazdı, çark olmasaydı değirmen olmazdı. Ne üretim ne ulaşım gelişirdi....
- Kültür Radyo Televizyonu (KRT) çalışanları Mart ayından bu yana ödenmeyen ücret ve sosyal hakları için 4 Haziranda iş bıraktı. 5 Haziranda İstanbul Maslak’taki KRT binasının önünde “İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız” diyerek toplanan kanal çalışanları,...
- İstanbul Tuzla’da bulunan ve Petrol-İş Sendikası İstanbul 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Reckitt Benckiser fabrikasında 27 Mayısta başlayan grev kararlılıkla sürüyor. UİD-DER’li işçiler olarak, bayrama mücadeleyle giren grevci işçileri grevlerinin...
- ABD ve İngiltere gibi emperyalist devletlerin desteğini arkasına alan İsrail’in Filistin halkına yönelik katliamları kadın, bebek, çocuk, genç, yaşlı on binlerce masum insanın yaşamını aldı, almaya devam ediyor. Egemenler, kendi çıkarları uğruna...
- Toplumda gelecekle ilgili düşünceler ve planlar genellikle maddiyat üzerinden oluşuyor. İyi bir eğitim, iyi bir iş, iyi bir kariyer… Bunları yerine getirince ekonomik ve sosyal açıdan rahat yaşamak mümkünmüş gibi düşünülüyor. Ama sömürü düzeni olan...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu Kocaeli Çayırova’da bulunan Portakal Plastik ve Porvil fabrikalarında 7 Mayısta başlayan grev 3 Haziranda anlaşmayla sona erdi. Petrol-İş Sendikası Genel Merkezinde Petrol-İş Genel Merkez...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının öncülüğünde 29 Mayıs’ta greve çıktı. Grev yedinci gününde sürerken, grevi ve işçilerin mücadelesini...
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...