Buradasınız
Bilmek İstemiyorum Sendromu!
Gebze’den bir kadın metal işçisi

Bir şeyi bilmek, öğrenmek beraberinde hep bir sorumluluk yükler insana. Bu sebeptendir ki, bazen bilmek istememek, öğrenmemek kolayına gelir insanın. Çünkü insan öğrenirse bir gerçeği, harekete geçmek zorunda kalacak, bir şeyler yapması gerekecek. Oysa çekilip bir kenara seyretmek daha kolay olandır.
Bu, bilmek istememe hali adeta bir hastalık gibi de yaygındır. Özellikle de fabrikalarda. Diyelim ki sendikal bir konu üzerine sohbet ediliyor ve bir fikir ortaya atılıyor. Eğer bu alışılmışın dışında, yeni bir yaklaşımsa ortamda bir sessizlik baş gösteriyor önce. Daha sonra kaçamak cevaplar dolaşıyor. “Öyle de olabilir, ama ben işçilere güvenmiyorum” diyor kimileri. Ya da “ben kendimde bu gücü bulamıyorum, ben yapamam” deyiveriyor bir öteki. Bilmek istememe olarak başlayan vaka, ilerleyen safhalarda artık güvenmeme olarak çıkıyor karşımıza. Peki, ne oluyor da hayatın her alanına alnının teri sinmiş işçiler, gerçekleri öğrenmekten kaçıyorlar? Ne oluyor da kendileri gibi emek gücünü satarak ayakta kalmaya çalışan sınıf kardeşlerine karşı güvensizlik besliyorlar?
Sorunun kaynağı belli, kapitalizm ve onun işleyiş yasaları. Bu yasalar gereği her şeyi emeğiyle var eden işçiler kendi güçlerinin farkında olmamalılar. Kendi tarihlerinden bihaber, milyonlar halinde ama tek başına hareket etmeliler. Gerçekleri görme ve bilme noktasında, tıpkı hastalıklı karmaşık beyinler gibi berraklıktan uzak, kopuk düşünmeliler. Bütün bunları öylesine bir hünerle, hayatın içine yedirerek yapıyorlar ki, düşünen ve bu karmaşıklığa dur deme ihtiyacı hissedenler hasta oluyor toplumun gözünde. Düşünmeyen, kendi bireyselliği ile ön plana çıkanlar ise sağlıklı bireyler oluyorlar!
Her ne kadar saklanmaya çalışılsa da her gün başka bir yerden patlak veriyor sorunlar. Bilmek istemesek de bugün kaç işçinin iş kazasında yaşamını yitirdiğini, bu olanı olmamış gibi göstermiyor. Ya da gece yatağa tok girip, milyonlarca aç insanın halini bilmek istemesek de, bu gerçek gün gibi ortada. Henüz bombardıman altında değiliz diye, Ortadoğu’nun kan gölüne çevrildiğini bilmek istemesek de, bu savaşın olduğu gerçeğini gizlemiyor. Bilmek istemesek de, kapitalizm diye bir şey var ve insanlığı her geçen gün yıkıma sürüklüyor.
Düşünün ki bir mağaradasınız ve tek bir girişi var bu mağaranın. Ama sırtınız bu girişe dönük. Oradan gelip geçenlerin gölgeleri vuruyor duvara ve siz oradan tarif yapıyorsunuz. “Bu güçlü biri”, “bu çirkin”, “bu iyi”, “bu kötü” diye. Fakat yanılmanız muhtemel. Gölgelerden tarif yapmak yerine, yüzünüzü girişe dönüp bakarsanız gerçeği göreceksiniz. İşçi sınıfının durumu da böyle. Gölgelerden tarif yapmaya çalışıyor ve korkuyor bilmeye, güvenmeye. Hâlbuki örgütlü olsa, yüzünü mücadeleye dönse, görecek hiç de korkulacak bir şey olmadığını. Kapitalizmin hasta bir canavar gibi can çekiştiğini. Yerinde ve güçlü bir hamleyle ortadan kaldırılabileceğini. Her şey ellerimizde, örgütlü gücümüzde saklı.
- “UİDER” Değil, “UİD-DER”
- Sırrı Abimizi Mücadelemizde Yaşatacağız
- Erol Eğrekler ve İşçi Sınıfı
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
Son Eklenenler
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...
- Kısa bir zaman öncesine kadar direnişte olan, direniş boyunca pek çok kez polis saldırılarıyla yüz yüze gelen bir işçi kardeşimizle 19 Mart’tan sonra yaşanan protestolarla ilgili haberleri izliyor, sohbet ediyorduk. Bir anda öfkeyle, “şunlara bak,...
- Siyasi iktidar yoksullaştırma politikalarını sürdürüyor. Enflasyon balyozunu işçi ücretlerine, emekli aylıklarına, kamu çalışanlarının maaşlarına indiriyor, ücretleri tuzla buz ediyor. İşçilerin, kamu emekçilerinin, emeklilerin cebinden çalınan...
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...