Buradasınız
Düşlerimiz, Dişlerimiz, Milli Piyango ve…
Tuzla’dan bir işçi

Gece vardiyasında arkadaşlarla sohbet ederken milli piyangodan konu açıldı. İki arkadaşım “sana çıksa ne yaparsın” diye başladılar heyecanlı bir şekilde sohbet etmeye. Biri “bana çıksa ben kendime ev alırım. Bir de eşya alsam yeter, ya daha ne olsun ki” diye nerdeyse her gün duymaya alıştığımız en büyük arzusunu bir umutla bir kez daha dillendirdi. Diğer arkadaş da bir hevesle “ben de şu evin borcunu bir bitirsem daha ne olsun!” dedi. Sonra gözlerinin içi parlaya parlaya “bir de şöyle bahçeli iki katlı site içinde dubleks bir evim olsun isterdim. En büyük hayalim bu. Şimdiki evimi de kiraya verirdim” dedi. Ben de dayanamayıp sordum: “Dünyanın parası geçecek eline, dubleks ev ne ki komple siteyi satın alırsın. Hem şimdiki evinin kirasını ne yapacaksın ki? Bu evin aklına bile gelmez.” Arkadaşım itiraz etti. “Öyle deme bin lira bin liradır, az para mı?” dedi. “Fazlası zaten bize çıkmaz borcumu ödesem, bir de evim olsa yeter. Hem biz beceremeyiz o kadar parayı elimizde tutmayı. Kafayı yeriz.” diye ekledi. Piyango hayaliyle sabaha kadar heyecanlı heyecanlı evden, eşyalardan, bahçeden konuştular.
Onlar sohbet ederken ben düşündüm de hayal kurarken bile ne kadar sınırlı düşünüyoruz. Her zaman kısıtlı imkânlarla ucu ucuna yaşıyoruz. Her zaman bir şeylerden mahrum kalıyoruz. Çocukluktan yaşlılığa kadar her dönem belli ihtiyaçlarımız oluyor. Çocukken mesela yeni bir çift ayakkabı ya da bir lunaparkta doyasıya eğlenmekten mahrum kalıyoruz. İşçi ailelerinin sınırlı imkânları nedeniyle bir çocuğun en güzel ve ulaşılmaz hayali bunlar olabiliyor. Yaşımız büyüyüp de çoluk çocuğa karışınca hayat telaşı ve geçim derdi yapışıyor her birimizin yakasına. Bir ev, şöyle her ay kira derdi olmadan, insanın kendisine ait olan bir ev hayalini kuruyor çoğu insan. Ama bu ücretlerle ne mümkün! Hadi kredi çekip aldık diyelim evi. O zaman da kredi borcu Azrail gibi her daim yakamızdan düşmüyor. On yıllarca sürecek olan o borcun bir seferde, bir mucize ile bitmesinden daha güzel bir hayal olur mu? Yaşadığımız bu düzende, insanın en doğal ihtiyaçları uzak, ulaşılması için mucizeler gereken şeylere dönüşüyor. Hal böyle olunca da hayallerimiz en temel ihtiyaçlarımızla sınırlı kalıyor.
Milli piyango bileti almak için kuyrukta bekleyen yaşlı bir kadına soruyorlar: Milli piyango sana çıksa ne yaparsın? Yaşlı kadın “dişlerimi yaptırırım evladım” diyor. Başka ne yaparsın dediklerinde “başka bir şey istemem, dişlerimi yaptırsam bana yeter” diyor. Sohbet ederken arkadaşım bunu anlattığında, nasıl tarif edilir bilmiyorum ama içimden bir şeylerin koptuğunu hissettim. O yaşlı kadının çaresizliği yüreğimi sızlattı. Nasıl bir şeydir bu? Yaşlı bir kadın dişlerini yaptırabilmek için bir umut kendisine milli piyangonun çıkmasının hayalini kuruyor. Bu düzen bizi ne hale getiriyor? Yaşlı bir teyzenin canı yanmadan, düzgünce yemek yiyebilmesi için yaptırması gereken dişleri onun için ulaşılmaz bir hayale dönüşüyor.
Bir tarafta dünyanın tüm imkânları elinde olan ve çocukluktan yaşlılığa kadar zevkusefa içinde yaşayanlar, diğer tarafta ise dişlerini yaptırmaya dahi olanağı olmayan bizim insanlarımız. Bu düzende biz işçi sınıfına reva görülenler bunlar işte. Dibine kadar yoksulluğu yaşatıyorlar bize. Neden? Çünkü egemenler tüm bolluğa el koydukları için bizim payımıza sadece yoksulluk kalıyor. Ama diğer taraftan bu düzenin hayallerine prangalar vuramadığı devrimci işçiler de var. İşçi sınıfının gelecek güzel günlerini yaratabilmek için mücadele edenlerin zihinlerinde sınırlar, engeller yok. İşçi sınıfının güzel günleri o nedenle sahtekârlıktan ibaret olan şans oyunlarında ve bu düzene bağlanan umutlarda değil. Güzel günlerimiz bu düzenin yıkılıp yerine eşitlik ve bolluğun olduğu bir düzenin kurulması ile mümkün olacak.
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
- Her Şey Karşıtıyla Vardır
- Çocuklar Öldürülmesin Şeker de Yiyebilsinler
Son Eklenenler
- Vezir Muhammed Nurtani… Tanıdık gelmiştir bu isim pek çoğunuza… Yine de hikâyesinin bildiğimiz kısmını bir kez daha paylaşalım sizinle: Afganistanlı göçmen işçi Vezir Muhammed Nurtani 10 Kasım 2023’te çalıştığı kaçak maden ocağında kalp krizi...
- Artık eski kuşak işçilerden sayılırım. Mücadele örgütümüz UİD-DER saflarında yaş alıp 60’a merdiven dayadığım için kendimi bahtiyar hissediyorum. İlk 1 Mayıs’a 1979 yılında, İzmir’de, ustamla birlikte katıldım. Katılım oldukça yüksekti. Kalabalıkta...
- TTL tütün işçileri, örgütlü oldukları Tekgıda-İş Sendikası ile birlikte, 41 gün önce “Bu işyerinde grev var” pankartını fabrikanın dört bir yanına asarak greve çıktılar. Grev çadırlarını fabrika önüne kurdular. Büyük çoğunluğu kadın olan işçi...
- DİSK, KESK, TMMOB ve TTB, 1 Mayıs’ı bu yıl İstanbul Kadıköy Meydanı’nda kutlama kararı aldıklarını basın açıklaması yaparak duyurdu.
- İzmir Çiğli Belediyesine bağlı Çibel’de çalışan işçiler Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 17 Nisanda greve çıktı. İzmir Narlıdere Belediyesine bağlı Narbel’de de Genel-İş İzmir 4 No’lu Şube ile SODEMSEN arasında...
- İzmir’de Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Oryantal Tütün Paketleme (OTP), TTL Tütün ve Sunel Tütün fabrikalarında süren grevler anlaşmayla sonuçlandı. Genel-İş Sendikasında örgütlü İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL işçileri düşük ücret...
- Dünyada ve Türkiye’de olup bitenler üzerine sohbet ederken genç bir işçi kardeşimiz, “valla artık haberlere bakmıyorum, zaten benim kendi derdim başımdan aşkın” dedi. Aslında hepimizin derdi başından aşkın. Ama belki de bu nedenle çevremizdeki...
- Sömürüye başkaldırının sembolü, tüm dünya işçilerinin ortak duygularla ve taleplerle alanlara çıktığı, evrensel bir mücadele günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Yüreği 1 Mayıs coşkusuyla, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle çarpan tüm işçilere selam...
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...
- Arjantin’de faşist devlet başkanı Javier Milei’nin 2023 yılı sonunda iktidara gelmesinden bu yana işçiler üçüncü kez genel greve çıktı. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT) çağrısıyla 10 Nisan Perşembe günü ülke çapında 24 saatlik grev gerçekleşti....
- Panayırdaki gösteri için adam avazı çıktığı kadar bağırarak müşteri çekmek istiyormuş ama gösteri o kadar kötüymüş ki kimse adama kanıp gösteriye gitmiyormuş. Panayır açılalı epey olmuştur ve çığırtkana kanarak girenlerin söyledikleri de kulaktan...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Peki, hangi koşullarda karşılıyoruz 1 Mayıs’ı? İşçiler, emekçiler olarak hepimiz ağırlaşan sorunlarımızın çözülmesini, üzerimizdeki baskının hafiflemesini istiyoruz....
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....