Buradasınız
Asgari Ücret Artışını Beklerken Bazı Gerçekler
Ankara’dan işsiz bir İSG Uzmanı
Merhaba dostlar. Hepimiz çalıştığımız işyerlerinde türlü zorluklarla karşılaşıyoruz. Özellikle tehlikeli ya da çok tehlikeli sınıf olan işyerlerinde, sağlığımızı tehdit eden birçok durumla karşı karşıya kalıyoruz. Örneğin kimyasal maddelerle çalışılan işyerlerinde önlem alınmaması ya da yetersiz alınması nedeniyle kanser olma riski çok yüksek.
Diş laboratuarında çalışan bir ablamız geçenlerde izin kullandı ve yerine de iki gün ben çalıştım. Burası yoğun kimyasal kullanılan, çok tehlikeli sınıfa giren bir işyeri. Çeşitli alçılar, solüsyon şeklindeki malzemeler, metaller kullanılıyor. Bunların hepsi de solunduğunda ve deriyle temas ettiğinde insan sağlığına ciddi zararı olan maddeler. Solüsyon benzeri maddeler ısıtılarak kullanılıyor. Bunlar ısıtılırken çıkan organik gaz ve buharlar solunum yoluyla alındığında akciğerler ciddi bir şekilde zarar görüyor. Kanser olma riski artıyor. Bu nedenle bu ürünlerle yapılan çalışmalarda çalışma ortamı mutlaka uygun bir şekilde havalandırılmalı. Havalandırma yeterli değilse mutlaka uygun gaz maskeleri kullanılmalıdır. Alçı maddesini tesviye ve zımparalama bölümünde ise hem toz hem de gürültü ortaya çıkmakta. Metal malzemelerle yapılan çalışmalarda da metal tozları oluşmakta. Bu tozlar hem solunum yolu rahatsızlıklarına, hem akciğer hastalıklarına, hem de göz hastalıklarına sebep olmakta. Ayrıca zımparalama esnasında çıkan gürültü kulakta tahribatlara yol açmaktadır. Peki, bu kadar riskli olan çalışma ortamında gerekli önlemler alınıyor mu? Hayır! Bu diş laboratuarında yeterli havalandırma sağlanmamakta ve uygun gaz maskeleri de bulunmamaktadır. Sadece basit toz maskeleri temin ediliyor ancak bunların kullanımı da sağlanmıyor. Gürültü maruziyetini azaltıcı ve gözleri koruyucu hiçbir kişisel koruyucu ekipman kullanılmıyor. Hal böyleyken akciğer hastalıkları, solunum yolu hastalıkları, gözlerde ve kulakta rahatsızlıklar olması riski çok yüksek.
Bu diş laboratuarında çalışanların çoğu genç teknisyenler. Ablaya aldıkları ücretlerin ne kadar olduğunu sorduğumda asgari ücret aldıklarını öğrendim. İşlerin çok yoğun olduğu bu işyerinde işler bitmeden çıkmak yok. Saat kaça kadar sürerse sürsün herkes verilen işi bitirmeli. Gece yarılarına kadar da çalışıldığı oluyormuş. Stajını yeni bitirmiş ve yeni çalışmaya başlamış genç bir kadın teknisyenin ise mesai ücreti almadığını öğrendim. Yeni başlayanlara bir süre mesai ücreti verilmiyormuş. Akşam geç saatlere kadar çalıştığı oluyormuş. Bu şekilde tehlikeli ortamda çalışılan çeşitli sektörlerdeki birçok işyerinde benzer durumlar söz konusu.
Ağır ve tehlikeli işkoluna giren bu yerlerde yeterli güvenlik önlemlerinin alınmamasının, işçilerin çok uzun saatler çalıştırılmasının yanı sıra bir de asgari ücret dayatılıyor. İşsizliğin 8 milyona dayandığı bir ortamda patronlar bunu fırsata çeviriyor ve işçiler başka bir iş ya da başka bir çözüm bulamadıkları için çalışma koşullarına razı oluyor. Kamudan özel sektöre, çok tehlikeli sınıftan az tehlikeli sınıfa, sözleşmelisinden İŞKUR’lusuna, kısmi sürelisinden tam zamanlısına her sektörden işyerlerinde asgari ücret uygulanıyor. Bu da şunu gösteriyor; hangi sektörde ve nasıl bir işte çalışılırsa çalışılsın asgari ücret uygulaması günden güne, işyerinden işyerine hızlı bir şekilde yayılmaya devam ediyor.
Kapitalizmin bugün geldiği nokta ortadadır. İnsanlar açlık sınırının dahi altında ücretlere çalışmaya mecbur bırakılıyor. Hayat pahalılığı bu kadar artmışken ve işçinin cebine giren para her geçen gün erirken ay sonunu getirebilmek mümkün mü? Yaşam kavgası vermek her geçen gün daha da zorlaşıyor.
Sağlıksız ve güvenli olmayan işyerlerinde sefalet ücretleriyle çalışmaya mecbur bırakılmak aynı zamanda ilerde meslek hastalıklarının yüksek oranlarda artacağının da sinyalini veriyor. Kapitalizmin sömürüsü arttıkça her gün daha çok işçi ölüyor, daha çok işçi sakat kalıyor. İnsanca bir yaşam için bu sömürü düzenine dur demekten başka yapacak bir şeyimiz kaldı mı? Güzel, sağlıklı günler bizim ellerimizde.
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
- TMO Silosundan Fabrikalara Patlamalar ve Yangınlar Ne Anlatıyor?
- Aşırı Sıcaklar İşçi Sağlığı ve Güvenliğini Tehdit Ediyor
- Teknoloji Çağındayız Ama İşçiler Çalışırken Ölüyor!
- Örgütsüzlüğümüzün Bedeli: Artan İş Cinayetleri
Son Eklenenler
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...
- Fransa’da devlet demiryolu şirketi SNCF’de örgütlü CGT-Cheminots, UNSA-Ferroviaire, SUD Rail ve CFDT-Cheminots sendikaları, 11 Aralıkta süresiz grev kararı aldı. Dört demiryolu sendikası, grev kararını SNCF’nin yük taşımacılığı birimi olan SNCF Fret...
- Gürcistan’ta madencilik şirketi Georgian Manganese’e ait Zestafoni ferroalyaj tesisi ve Chiatura manganez madeni 1 Kasımdan Nisan 2025’e kadar üretimi durdurduğunu açıkladı. Gürcistan’ın en büyük madencilik şirketi Georgian Manganese’in tesislerinde...
- Çocukların mutlu olduğu, gelecek endişesi taşımadığı, ayrımcılığa maruz kalmadığı; eşitlik, özgürlük, barış dolu bir dünyada yaşamalarını kim istemez ki? Fakat biliyoruz ki dünyamız çocuklar için sıcak bir yuva değil. Kol kanat gerdiğimiz...
- Gebze’de bulunan Grid Solutions ve Schneider Elektrik, İstanbul’da bulunan Hitachi Energy ve Bursa’da bulunan Arıtaş Kriyojenik fabrikaları için Birleşik Metal-İş Sendikası ile MESS arasında yürütülen toplu iş sözleşmelerinde anlaşma sağlanamaması...
- Gün geçmiyor ki her gün bir öncekine rahmet okutacak, canımızı yakan bir olay olmasın. Sistemin iyice çürümesi ve tarifsiz bir bataklığa dönmesiyle birlikte, bu çürümüşlük toplumda derin yaralar açıyor. Bunun sonuçlarından bir yenisi de İzmir’de...
- Bir film sahnesi: İngiltere’de bir madenci bandosu, Rodrigo’nun gitar konçertosunu çalmaktadır. Madencilerin emektar ellerinden ahenkli melodiler akıp giderken arka planda hükümet tarafından kapatılmak istenen bir madenle ilgili toplantılar, yürüyen...
- Bugün 18 Kasım. Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli bir yer tutan Netaş Grevinin yıldönümü… Netaş işçileri, 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesinin baskı koşullarında bile işçilerin örgütlülüğünün patronları alt edebilecek güçte olduğunu...
- UİD-DER, grevlerinin 81. gününde MKB Rondo işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Birlikte Karşı Duralım” pankartı ile grev yerine yürüyen işçiler; “MKB İşçisi Yalnız Değildir”, “Yaşasın Sınıf Dayanışması”...
- Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ilk olarak 2001 yılında gündeme getirildi ancak AKP iktidarı 2018’de işçilerin iradelerinin dışında bu sistemi zorunlu hale getirdi. 2018 yılından beridir işçilerin maaşlarından her ay bu kandırmacaya para...
- As Plastik işçileri grevlerinin 58. gününde İstanbul Marmarapark AVM’de As Plastik ile iş ilişkileri olan Mavi Jeans önünde basın açıklaması yaptı. Toplu iş sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması halinde 26 Kasımda greve çıkacak olan DİSK/Genel-İş...
- 100 küsur günü geride bırakan Polonez direnişine, kadın işçilerin kararlılığı damgasını basıyor. Sendikaları Tekgıda-İş’te örgütlenen işçiler sendika düşmanı patronları tarafından işlerinden atıldılar. Direnişe geçtiler, işlerine örgütlü bir biçimde...
- Geçtiğimiz günlerde İzmir’in Selçuk ilçesinde baraka gibi bir evde, elektrikli sobanın devrilmesiyle çıkan yangında en büyüğü 5 yaşında olmak üzere 5 kardeş hayatını kaybetti. Bu sırada hurda toplamaya giden anne eve döndüğünde çocuklarının cansız...