Buradasınız
İşçilerin Mücadelesini Koronavirüsle de Durduramadılar!

Endonezyalı emekçiler saldırı paketine karşı çıkıyor
Endonezya’da 2019’dan beri tartışılan ve iş kanununda çeşitli maddelerde değişiklikleri de kapsayan yasa paketi 5 Ekimde meclisten geçti. Uluslararası yatırımcıları ülkeye çekmek ve ekonomiyi canlandırmak için çıkarıldığı söylenen ve “Omnibus kanunu” adı verilen yasayla işçilerin birçok temel hakkı tırpanlanıyor. Yasayla birlikte kıdem tazminatı üst limiti 32 aylık ücretten 19 aya düşürülüyor. Haftalık fazla mesai süresi 18 saate çıkarılıyor. Hafta tatili bir güne düşüyor, asgari ücretin sektörel olarak belirlenmesinin yerine bölgesel asgari ücret getiriliyor. Yasa, bazı yatırımların çevresel etkilerinin araştırılması gerekliliğini de kaldırıyor. Yani bu paketten işçiler için daha düşük ücret ve daha kötü çalışma koşulları, doğa için daha fazla talan, egemenler için ise daha fazla kâr çıkıyor. Ancak Endonezyalı işçiler kıdem tazminatından, mesai saatlerine, hafta tatilinden asgari ücrete kadar birçok hakka saldıran bu yasa paketine karşı sessiz kalmıyor.
6 Ekimden itibaren ülke çapında greve çıkan ve sokaklara dökülen işçi ve emekçiler, yasadan derhal vazgeçilmesini talep ettiler. Başta Endonezya İşçi Sendikaları Konfederasyonu (KSPI) olmak üzere 32 sendikanın çağrısıyla gerçekleşen protesto gösterilerine, 1 milyondan fazla işçi ve öğrenci katıldı. Egemen sınıf, sanki işçilerin sağlığını düşünüyormuş gibi protestocuların koronavirüs tedbirlerine uymadıklarını iddia ederken, işçilerin üzerine biber gazı ve tazyikli suyla saldırmaktan geri durmadı. 7 ve 8 Ekimde etkisi giderek artan protesto gösterilerine polis saldırısı sonucu yüzlerce işçi yaralandı, yüzlercesi gözaltına alındı. Ancak hem kendi gelecekleri hem de çocukları için mücadele ettiklerini dile getiren işçiler, bu saldırıya karşı sessiz kalıp boyun eğmeyeceklerini haykırıyorlar.
İsrail’de hükümete karşı protesto gösterileri sürüyor
İsrailli işçi ve emekçiler yaklaşık dört aydır Başbakan Benyamin Netanyahu’nun istifası için çeşitli protesto gösterileri düzenliyor. Emekçiler işsizlikle ve sefaletle yüz yüzeyken Netanyahu hükümetinin yolsuzluk ve rüşvetle giderek daha fazla zenginleşmesi tepki çekiyor. On binlerce emekçi başta başkent Tel Aviv olmak üzere birçok kentte bir araya geliyor, işçi düşmanı ve savaş kışkırtıcısı başbakanın istifasını talep ediyor.
Bu protesto gösterilerinden rahatsızlık duyan Netanyahu hükümeti, koronavirüsü bahane ederek insanların evlerinden bir kilometreden fazla uzaklaşmasını ve 20 kişiden fazla insanın bir araya gelerek gösteri yapmasını yasakladı. Fakat bu yasaklarla protesto gösterilerinin sona ereceğini düşünen egemenler, bir kez daha yanıldılar. Bu kararla öfkesi iyice artan işçi ve emekçiler, 10 Ekimde yeniden meydanları doldurdular. Eylemlerde hükümetin koronavirüsü bahane ederek demokratik haklara saldırdığı vurgulandı. Protestolara katılan bir emekçi “hükümetin amacının koronavirüsü durdurmak olmadığını görebiliyoruz, bu sadece Netanyahu’ya karşı gösterileri durdurmak için yapılmış siyasi bir kısıtlama” diyerek hükümetin amacına ulaşamadığını dile getirdi. Emekçiler, “sesimizi çıkarmaktan vazgeçmeyeceğiz” diyerek kararlılıklarını vurguladılar. “Adaletsizliğin kanun haline geldiği yerde direnmek görevimiz ve boynumuzun borcudur” diye haykırdılar.
Almanya kamu işçilerinden uyarı grevleri
Almanya’da Birleşik Hizmet Sendikası Ver.di ile patronlar arasında yürüyen toplu sözleşme sürecinde anlaşma sağlanamaması üzerine on binlerce kamu işçisi uyarı grevlerine başladı. Almanya’nın en büyük sendikalarından biri olan Ver.di’ye üye işçiler, 22 Eylülde başladıkları uyarı grevine Ekim ayında da devam ediyorlar.
9 Ekimde Baden Württemberg eyaleti genelinde gerçekleşen grev ve gösterilerde anaokulu ve kreş öğretmenleri, sağlık çalışanları, temizlik işçileri, idari işlerde çalışanlar ve toplu taşıma işçileri yer aldı. Eyalet genelinde toplamda 87 bin kişiyi kapsayan toplu iş sözleşmesinde işçiler, maaşlarına yaklaşık %5 oranında zam talep ediyorlar. Ayrıca çalışma koşullarının iyileştirilmesini ve çalışma sürelerinin bir saat düşürülmesini istiyorlar. Almanya genelinde yaklaşık 2,3 milyon işçiyi temsil eden Ver.di, toplu taşıma alanında eyalet bazında değil ülke genelinde tek bir toplu sözleşme yapılmasını istiyor. Ancak egemenler dünyanın her yerinde olduğu gibi koronavirüsü bahane ediyor ve ücretlerin artmasıyla daha fazla kişinin işten çıkarılacağını söyleyerek işçileri tehdit ediyor. Covid-19 hastalığının vergi gelirlerini azalttığını söyleyen hükümet, özellikle kamuda çalışan işçilerden “fedakârlık” beklediğini belirtiyor. Ancak işçiler tüm yükün kendilerinin sırtına yüklenmesini kabul etmiyorlar. Tüm fedakârlığın işçi sınıfından beklendiğine vurgu yapan işçiler, “Kârdan Önce İnsan!” şiarıyla taleplerini haykırıyorlar. 21 ve 22 Ekimde gerçekleşecek TİS görüşmelerinde taleplerinin derhal kabul edilmesini isteyen işçiler, aksi takdirde mücadeleye devam edeceklerinin altını çiziyorlar.
- İsrail’de Yüz Binler Haykırdı: Savaşı Durdurun!
- ABD’li Emekçiler Filistin Halkının Yanında!
- Sırbistan’da Öğrenciler Hesap Sormaya Devam Ediyor!
- Dünya İşçi Sınıfı Filistin Halkının Yanında, Emperyalist Savaşın Karşısında!
- İşçiler Kemer Sıkma Politikalarına, Düşük Ücretlere ve Baskılara Karşı Mücadele Ediyor
- İngiltereli Emekçiler Filistin Halkı için 30. Kez Meydanlarda!
- Dünya Meydanlarında “Gazze’yi Aç Bırakmaya Son Verin!” Eylemleri
- İngiltereli Emekçiler Filistin Halkıyla Dayanışmaya, Protesto Hakkına Sahip Çıkmaya Devam Ediyor
- Dünya İşçi Sınıfı “Mücadeleye Devam” Diyor
- İspanya’da Metal İşçilerinin Grevi Bitti, Mücadele Devam Ediyor
- Hindistan’da 250 Milyon İşçi ve Emekçi: Boyun Eğmiyoruz!
- ABD’de Trump’a ve Otoriterleşmeye Karşı Öfke Büyüyor
- Kenya’da İşçilerin ve Emekçi Gençliğin Yükselen Mücadelesi
- İspanya’da Metal İşçileri Grevde
- Dünya Meydanlarında Emperyalist Savaşa Hayır Sesleri Yükseliyor
- İtalya’da Savaşa Karşı Genel Grev ve Protesto
- Dünya Meydanlarında Milyonların Sesi
- Filistinli İşçi ve Emekçilerle Uluslararası Dayanışma Büyüyor
- ABD’de Göçmen Karşıtlığına Karşı Protestolar Devam Ediyor
- İngiltere’de İşçiler Kemer Sıkma ve Savaş Politikalarına Karşı Meydanlarda
Son Eklenenler
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...