Buradasınız
“Hendek Davası” Görüldü: “Cehennemi Gördüm!”

Sakarya Hendek’te 7 işçinin hayatını kaybettiği, 128 işçinin ise yaralandığı Büyük Coşkunlar havai fişek fabrikasındaki patlamaya ilişkin açılan davanın ikinci duruşmasına devam ediliyor. 15 Martta başlayan ve 3 gündür süren duruşma itiraflara sahne olurken, acılı aileler göz göre göre gelen katliama ve sorumlulara son derece öfkeliler.
İlk duruşmada fabrikada yasal olmayan şekilde barut üreten ve depolayan, üstüne üstlük güvenlik önlemlerini de aldırmayan patronlardan Yaşar Coşkun’un tahliyesi istenmişti. Coşkun’un avukatı, patronu aklamak için “sabotaj” yapıldığını iddia etmiş, acılı işçi ailelerinin tepkisi üzerine de mahkeme heyeti duruşmayı 15 Marta ertelemişti. Ellerine onca işçinin kanı bulaşan 5’i tutuklu 7 sanık, 2 yıl 8’er aydan 22 yıl 6’şar aya kadar hapis istemiyle yargılanıyorlar.
“Taksir değil, bu bir cinayet!”
Hayatını kaybedenlerin yakınları ve avukatlar sabahın erken saatlerinde adliyeye gelerek duruşma öncesi bir basın açıklaması gerçekleştirdiler. Patlamada hayatını kaybeden işçilerden Selahattin Tepeçınar’ın ablası Hatun Tepeçınar, fabrikada güvenlik önlemlerinin alınmamasından dolayı sorumluların taksirden değil, planlayarak adam öldürme suçuyla yargılanmasını istediklerini vurguladı, “biz gerçek adaleti istediğimiz için buradayız” dedi.
DİSK yöneticileri de basın açıklamasına destek verdi. Söz alan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu patlamanın hemen ardından fabrikaya gittiklerini ve yürürken ayaklarının altındaki barutların hâlâ patladığını söyledi. Daha önce 6 kez patlama yaşanan fabrikada üretimin sürdüğüne dikkat çekerek “Soma’dan Ermenek’e Torunlar’dan Sakarya Hendek’e kadar iş cinayetlerine karşı adalet arayışımız devam edecek” dedi.
hatun-tepecinar-181120.webp

İtiraflar döküldü
Söz alan sanık avukatlarından Mehmet Mangıroğlu iş cinayetleriyle birlikte sermaye sınıfının temsilcilerinin sıkça dillendirdiği bir yalana sarıldı: “Maalesef işin fıtratında var.” Mangıroğlu, ayrıca şöyle konuştu: “Önceki kazalarda anlaşarak helalleştik, bu kazada da helalleşmek istedik, 250 bin lira değerinde ev vermek istedik ama akıllarını çelenler oldu.” Kimyager olarak çalışan Asiye Angın ise fabrikada patronun kararıyla yasadışı barut üretimi yapıldığını, kendilerinden fikir alınmadığını, bilgi de verilmediğini söyledi.
Mahkeme heyetine ifade veren sorumlu müdür Ahmet Çağırıcı; fabrikada denetim olacağı zaman, kaçak barut üretimi ve depolaması olarak kullanılan Çin mahallesinin kapatıldığını söyledi. Sanıkların avukatının “Böyle bir yerse neden çalışmaya devam ettin?” sorusuna ise “Çocuğum hasta ve yoğun bakımdaydı. Çalışmak zorundaydım” cevabını verdi. Avukatlar Ahmet Çağırıcı’ya “Hasan Ali Velioğlu’na ‘Bu kadar malzemeyi Çin Mahallesine yüklemeyelim’ dediniz, o da size ‘Bir şey olmaz, patlama olacaksa Çin Mahallesinde olsun, yukarıda daha fazla işçi çalışıyor’ mu dedi?” şeklinde soru yöneltti. Çağırıcı iddiayı kabul etti. Yaşar Coşkun’un “12 bin 500 lira değerinde havalandırma mı yapamayacağım, o kadar maaş ödüyorum” sözlerine değinen Çağırıcı, “O havalandırmayı yapmadılar. Gerçekler bu” dedi.
sakarya-hendek-coskunlar-is-cinayeti.jpg

Fabrika sahibinin oğlu tutuklu sanık Yaşar Coşkun, patlamanın sabotaj sonucu gerçekleştiği iddiasını yinelerken, fabrikadaki kimi yapıların inşaat ruhsatı olmadığını da itiraf etti. İşçilere sürekli baskı yapılmasına ilişkin de “işçi ile muhatap olmayız biz, onları sıkıştırdığımız da yok” diye konuştu.
Mahkeme Başkanının “Denetimlerin öncesinde haberiniz olduğu, ortamı düzenlediğiniz iddialarına dair ne söyleyeceksiniz?” sorusuna karşılık Yaşar Coşkun’un yaptığı itiraf, ülkedeki denetim çarklarının, nasıl sömürü çarklarının bir parçası haline geldiğini ortaya serdi: “Çalışma Bakanlığından gelindiğinde arıyorlardı, ‘Bu evrakları hazırlayın, haftaya geleceğiz’ diyorlardı. Şimdi de İçişleri Bakanlığı koronavirüs denetimi yapıyor, öncesinden duyuruyor yapacağını. Bizim de öyle denetimler öncesinde haberimiz oluyor.” Aynı şekilde Yaşar Coşkun’un babası, fabrika sahiplerinden Ali Rıza Ergenç Coşkun da denetim öncesinde haberdar edildiklerini, hatta denetleyicileri araçla kendilerinin aldığını söyledi.
Patlamaya kadar MÜSİAD (Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği) Şube Başkanı olduğunu söyleyen Yaşar Coşkun, dışarıda olsa herkesi işe alarak mağduriyetleri gidereceğini söyledi ve devamla şöyle konuştu: “En büyük mağdur benim burada. İşçi arkadaşlar da verdikleri ifadelerde biraz daha dikkatli olsunlar bu nedenle. Havai fişeği Türkiye’ye biz tanıttık, Sakarya’nın bir değeriyiz biz. İşçilere bizlerin nasıl kişiler olduğumuzu sormanızı isterim.”
İşçilere soruldu: “Cehennemi gördüm”
Duruşmada söz alan onlarca işçi, fabrikada havalandırmadan iş ekipmanlarına kadar işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınmadığını belirtirken kendilerine üretim baskısı yapıldığını söylediler. Her gün daha fazla patlayıcı üretilmesinin istendiğini aktaran işçiler, işten atılmakla tehdit edildiklerini vurguladılar.
Fabrika işçilerinden Aysel Algül, patlamanın üzerindeki etkisinin hala geçmediğini şu sözlerle aktardı: “O günden aklımda üzüntü, stres, korku ve panik kaldı. Anlık bir şey olduğu zaman bile ben kaçıyorum. Geçen evimizin yanında ufak bir patlama oldu. Orada bile çığlık çığlığa kaçmaya çalıştım. Çok büyük bir korku kaldı içimde.” Patlama anında dışarıda malları kuruttuğunu söyleyen Algül: “Yanımdan bir alev çıktı. Ne olduğunu anlamadan patladık zaten. İlk patlamanın şiddetiyle ben savrulmuşum. Nasıl olduğunu hatırlamıyorum. Kendime geldiğimde sağ omzum kırılmıştı. Daha sonra kaçarken fabrika sahibi Yaşar Coşkun’u gördüm. ‘Yaşar Bey çok güzel kuruttuk gördünüz mü?’ dedim. Daha sonra arkama dönüp bir baktığımda cehennemi gördüm. Fabrika cehennem gibi yanıyordu.”
Patlamada yaşamını yitiren işçilerden Halis Yılmaz’ın babası Muammer Yılmaz: “Ben 26 yaşındaki evladımın 19 parça cesedini gördüm. Çocuğumun kemiklerini gördüm. Ben sadece evladımı kaybetmedim. Eşim ve çocuğum da ölü gibi. Benim çocuğum Çin mahallesinde çalışıyordu. Çalıştığı yerde yanlışlıkla birisi yere bir sigara izmariti atsa orda patlama olacak haldeydi. Çocuğumun sadece kemikleri vardı, siyah poşetin içinde verdiler. Tüm sanıklardan şikâyetçiyim. Bu fabrikaya bu ruhsatı veren belediye, valilik her kimse onlardan da şikâyetçiyim.”
Patlamada hayatını kaybeden Erhan Ateş’in eşi de şöyle konuştu: “Ne yaşadığımı bir Allah biliyor bir de ben. Ben 7 gün boyunca eşimi bekledim. Sonra bana bir tabut getirdiler. 15 dakika durdu. Ben kendimi onunla avutuyorum. Ben iki çocukla kaldım. Ben de oranın yemekhanesinde çalışıyordum. Eşimin hakkı kaybolmasın, adalet istiyorum. 7 gece beklemek ne demek? Ben hiç içeri girmeden balkonda 7 gün boyunca eşimi bekledim. Ne yaşadığımızı buradaki insanlar biliyor” dedi.
Aileler patronların kendilerini Kaf Dağı’nda hissettiklerini, paralarıyla her şeyi satın alacaklarını zannettiklerini belirtti. Sorumluların cezalandırılması için çabalarını sürdüreceklerini belirten aileler, yaptıkları ortak açıklamada şunları vurguladılar: “Bunlara en büyük cezaları aldırana kadar sağız, ölmeyeceğiz inşallah. Hep beraberiz, ölmeyeceğiz, titreyeceğiz, ağlayacağız, bağıracağız ama sonunda mutlu ayrılacağız buralardan!”
Yoksa Kıskanıyor muyuz?
- Soma’yı Hatırlamak
- Soma'yı Unutma, Örgütlen, Hesap Sor
- Nurtani İçin Adalet, Adalet İçin Mücadele Gerek
- İş Cinayetinde Ölen İşçiler Kusurlu Sayıldı
- Oba Makarna, ZSR, Amasra, Kartalkaya… İş Cinayetleri, Denetimsizlik, Teşvikler
- “Emekliler Yılında” 512 Emekli İş Cinayetlerinde Katledildi
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- Amasra Katliamının 10. Duruşması Görüldü
- İş Cinayetleri Artıyor, Hayatımız İçin Mücadele Etmeliyiz
- İran’da Maden Faciası: Kapitalizm Can Almaya Devam Ediyor
- Kocaeli’de Oba Makarna’daki İş Cinayeti Eylemle Protesto Edildi
- Oba Makarna’da İş Cinayeti
- Soma Katliamı Davası: “Parasına Göre mi İşliyor Bu Adalet?”
- Torunlar Center Katliamının 10. Yılında Kâr Hırsı Can Almaya Devam Ediyor
- İşçi Sınıfı Örgütlü Olursa İş Cinayetleri Son Bulur…
- Desan Tersanesinde İş Cinayeti Protesto Edildi
- İş Cinayetinde Ölen Zafer Açıkgözoğlu Anıldı
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Hendek Katliamının Dördüncü Yılında Ailelerin Adalet Arayışı da Yası da Sürüyor!
- Güney Kore’de Fabrika Yangını: Kâr Hırsı Öldürüyor
Son Eklenenler
- Artık eski kuşak bir işçi olarak, gençliğimde başımdan geçen bir olayı anlatacağım. Yıllar evvel “iş kazası” nedeniyle biri ağır iki ayrı ameliyat olmuştum. Sonrasında bir buçuk seneye yakın yatalak kalmıştım. Bu sürenin 7 ayını evde geçirmiştim....
- UİD-DER’le 1 Mayıs’a katılan bir engelli arkadaşımız, dünyada 1 milyar engelli olduğunu söyledi. Bu rakam 8 milyarlık dünya nüfusunun yüzde 12,5’ine denk geliyor. Yani her 8 kişiden biri engelli! TÜİK verilerine göre de Türkiye’de en az 10 milyon...
- ABD’nin her yıl “özgürlük ve bağımsızlık günü” olarak kutladığı 4 Temmuz, bu yıl resmi törenlerin ve barbekü partilerinin ötesine geçerek işçi ve emekçilerin öfkesine sahne oldu. “Amerika’ya Özgürlük” sloganıyla onlarca şehirde gerçekleşen...
- Şüphesiz ki koşullar insanın ruh halini belirlemede çok etkili olur. Aynı şekilde tersine, bilinçlenen, ruh halleri değişen insanlar koşulları belirlemekte ve değiştirmekte çok etkili olur. Örneğin yoğun bir kış mevsimin yarattığı ruh hali, öyle bir...
- “Kamu imkânlarını amacı dışında kullanmak, kamuya ait işleri yavaşlatmak ya da aksatmak, verilen görevleri layıkıyla yerine getirmemek hem vebal hem de günahtır. Kamu hizmetlerini sunarken insanlar arasında ayrım yapmak, tanıdığı kişilere öncelik...
- Petrol-İş Sendikasında örgütlü grevci TPI Kompozit ve Temel Conta işçileri ile grevlerini kazanımla sonuçlandıran DYO Boya işçileri ve sendika düşmanlığına, işten atma saldırılarına karşı direnen TEKSİF üyesi Digel Tekstil işçileri, İzmir Menemen...
- Yıllar önce çalışıp ayrıldığım işyerinden bir işçi arkadaşım anlattı. Patron ekonomik krizden dolayı iflas ettiğini, işyerini kapatacağını söylemiş işçilere. Sonra patronla birlikte oturup ağlaşmışlar; “ne güzel bir işyerimiz vardı, ne güzel bir...
- Başlıkta yer alan ifadeler, Hakkı Özkan’ın “Grevden Sonra” romanındaki öncü işçi Nuri’nin eşinin sözleridir. Nuri, grevde öncüdür; mayası sağlam, kararlı bir işçidir. Yazar Hakkı Özkan matbaa işçiliği yapmıştır, yaşadıklarını romana aktarmıştır. “...
- Gebze Sendikalar Birliği, İsrail devletinin Gazze’de yürüttüğü katliamı, emperyalist savaşı lanetlemek, Filistin halkının sesi olmak, işçilerin dayanışmasını büyütmek için Filistinli sendikacılarla birlikte Gebze Kent Meydanında bir eylem düzenledi...
- Kenya’da, geçtiğimiz sene Haziran ayında, IMF’nin dayattığı kemer sıkma politikaları doğrultusunda yeni vergi yasası hazırlanmıştı. Bu yasa tasarısı, işsizlik, yoksulluk ve artan hayat pahalılığıyla boğuşan işçilerin ve emekçi gençliğin öfkesini...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu, Kocaeli Dilovası ve İzmir Çiğli’de üretim yapan DYO Boya fabrikalarında, düşük zam dayatmasına karşı greve çıkan işçilerin mücadelesi 44. gününde kazanımla sonuçlandı. İlk yıl için yüzde 73...
- İşçi sınıfının tarihsel mücadele mirasını yaşatmak ve bu mirastan güç alarak işçilerin birliğini büyütmek için çalışan UİD-DER, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55. yılı vesilesiyle 29 Haziranda, “Gelenekten Geleceğe: Umut Örgütlü Mücadelede!”...
- Petrol-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kocaeli’nin Körfez ilçesinde faaliyet gösteren Gübretaş fabrikasında yüzde 30 sefalet dayatmasına karşı işçiler, 3 Temmuzda greve başladı. Devrimci Sağlık-İş Sendikasının, kamu işçilerine dayatılan sefalet...