Buradasınız
Yoksa Kıskanıyor muyuz?
Beylikdüzü’den bir kadın işçi
Geçen günlerde fabrikada bir işçi arkadaşımız üzülerek çöpten ekmek toplayan bir kadının hikâyesini anlattı. “Şuraya bak, bir tarafta zenginler lüks içinde yaşarken bir tarafta insanlar çöpten yiyecek bulmaya çalışıyorlar” dedi. Bu sözleri molada ilgi çekici bir tartışma yarattı. Kimileri onu destekledi, kimileri ise karşı çıktı.
Önce bir arkadaş söze girdi ve şöyle konuştu: “Şu dünyada öyle bir adaletsizlik var ki zenginlik giderek sayılı kişilerin elinde birikiyor. Büyük patronların servetleriyle milyonlarca insan doyar, çöpten de ekmek toplamak zorunda kalmaz. Düşünün onların oturdukları evleri bizler 20 yıl çalışsak gene de alamayız.” Sohbet döndü dolaştı bizim patrona, patronun yeni aldığı son model arabaya geldi. Bir kadın arkadaş, “Aman siz de! Zenginin parası züğürdün çenesini yorarmış. Kıskanmayın kardeşim, adam çalışmış kazanmış. Şimdi de istediği gibi harcıyor. Ben de olsam aynısını yaparım, siz onlar gibi olmak istemez misiniz?” dedi.
Dayanamadım atıldım söze: “Niye kıskanalım? Onlar ayrıca bizden çaldıklarıyla o zenginliği yaşıyorlar. Biz çalışmasak o güzel yaşantıları yaşayabilirler mi acaba? Onlar gibi yaşayalım, onlar gibi olalım demiyoruz ki. Biz bizim olanı istiyoruz bu neden kıskanmak olsun?” Arkadaşlar da beni desteklediler, söylediklerime hak verdiler. “Kıskanıyor musunuz” diyen işçi arkadaşımız mahcup olup susmuştu.
Sahi kıskanıyor muyuz? Onların yerinde keşke biz olsak mı diyoruz? Hayır! Biz bencil değiliz ki, milyonlarca insan yoksullukla debelenirken neden azınlık bir kesim bu zenginliği yaşasın. Zannetmesinler o zenginlik babalarından, atalarından kaldı… O biriken zenginlik bizlerin, bizim gibi işçilerin sırtından kazandıkları paradır. Milyonlarca işçinin biriken emeğidir. Biz bunca bolluk varken insanlar çöpten ekmek toplamasın istiyoruz. Hepimizin ürettiğini hepimiz paylaşalım istiyoruz.
Düzeniniz Batsın Sizin!
- Onlar Zevk-ü Sefa İçinde, İşçiye Gelince?
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
Son Eklenenler
- Bir film sahnesi: İngiltere’de bir madenci bandosu, Rodrigo’nun gitar konçertosunu çalmaktadır. Madencilerin emektar ellerinden ahenkli melodiler akıp giderken arka planda hükümet tarafından kapatılmak istenen bir madenle ilgili toplantılar, yürüyen...
- Bugün 18 Kasım. Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli bir yer tutan Netaş Grevinin yıldönümü… Netaş işçileri, 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesinin baskı koşullarında bile işçilerin örgütlülüğünün patronları alt edebilecek güçte olduğunu...
- UİD-DER, grevlerinin 81. gününde MKB Rondo işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Birlikte Karşı Duralım” pankartı ile grev yerine yürüyen işçiler; “MKB İşçisi Yalnız Değildir”, “Yaşasın Sınıf Dayanışması”...
- Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ilk olarak 2001 yılında gündeme getirildi ancak AKP iktidarı 2018’de işçilerin iradelerinin dışında bu sistemi zorunlu hale getirdi. 2018 yılından beridir işçilerin maaşlarından her ay bu kandırmacaya para...
- As Plastik işçileri grevlerinin 58. gününde İstanbul Marmarapark AVM’de As Plastik ile iş ilişkileri olan Mavi Jeans önünde basın açıklaması yaptı. Toplu iş sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması halinde 26 Kasımda greve çıkacak olan DİSK/Genel-İş...
- 100 küsur günü geride bırakan Polonez direnişine, kadın işçilerin kararlılığı damgasını basıyor. Sendikaları Tekgıda-İş’te örgütlenen işçiler sendika düşmanı patronları tarafından işlerinden atıldılar. Direnişe geçtiler, işlerine örgütlü bir biçimde...
- Geçtiğimiz günlerde İzmir’in Selçuk ilçesinde baraka gibi bir evde, elektrikli sobanın devrilmesiyle çıkan yangında en büyüğü 5 yaşında olmak üzere 5 kardeş hayatını kaybetti. Bu sırada hurda toplamaya giden anne eve döndüğünde çocuklarının cansız...
- Narin, Leyla, Sıla ve niceleri. Haberlerde duyuyoruz onların adlarını. Bir süre gündemde kalıyorlar, sonra unutuluveriyorlar. Oysa hafızayı diri tutmak gerekir mücadeleyi sürdürebilmek için. Bizler de bu mektubu, yaşananları unutmamak, unutturmamak...
- Son zamanlarda pek çok insanın aklında, dilinde aynı sorular var: Biz nasıl bir toplum olduk böyle? Nasıl olur da insanlar bu kadar kötü olabilir? Teşbihte hata olmaz derler. Toprağı düşünelim. Toprakta her zaman zehirli bitkiler yetişebilir. Ama bu...
- İşyerinde, mahallede, parkta, sokakta, kahvede… Sohbetler döner dolaşır hep aynı soruya bağlanır: “Ne olacak bu memleketin hali?” Soru bakidir, cevabı ise yaşadığımız koşullara, ait olduğumuz sınıfa göre değişiklik gösterir. Çünkü işçi ve...
- Şair “Kuşların vurulduğu zamandır şimdi” demiş. Gerçekten de haksızın haklı, hırsızın namuslu, haydudun yiğit sayıldığı zamandır şimdi. Her gün yeni bir “bu kadarı nasıl olur?” sorusuyla başlıyoruz güne. Geçtiğimiz günlerde Bursa’da bir tekstil...
- Yaklaşık iki ay boyunca hakları için mücadele eden, bu süreçte polisin ve jandarmanın saldırısına maruz kalan, gözaltına alınan Fernas işçilerinden biri arkadaşlarından birinin çocuğunun ilk adımını direniş alanında attığını söylemişti. Bir başka...
- Bir an için hafızamızı kaybettiğimizi düşünelim. Annemizin, babamızın, kardeşlerimizin, evlatlarımızın kim olduğunu, nereli olduğumuzu, yaşadığımız evi, ne iş yaptığımızı hatırlamadığımızı hayal edelim. Bütün yüzlerin, sokakların yabancı olduğunu...