Buradasınız
Sarı Baretli, Kara Bahtlı, Yiğit!
İstanbul’dan bir işçi

Maden bölgesine giderim. Orda kömür kendiliğinden sahada yanar. Onun kokusunu çekerim. Derim ki “ne güzel kokuyor!” İşçiler de der ki bana “yahu sen aptal mısın? Hiç kömür güzel kokar mı?” “Siz yanlış anlıyorsunuz onun kokusunu. O ekmeğin kokusudur” derim ben. Bu sarı baret odur. Ekmektir bu. Rızıktır…
Dayanışma TV’nin son yayınladığı belgesel “Sarı Baret” oldu. Şimdiden binlerce emekçiye ulaşan bu kısa belgesel, yüreklerimize kazındı.
Sarı baretin onlar için ne ifade ettiğini anlatıyor işçiler, eşler, çocuklar. Sarı baret onların kimliği olmuş artık. Eziyetli işlerinde çalışırken sarı baret var. Kazalar geçirdiklerinde sarı baret var. Sakat kaldıklarında sarı baret var. Öldüklerinde sarı baret var. Hak aradıklarında sarı baret var. Sarı baretin özellikle de mücadelenin simgesi haline gelmesi pek kızdırmış maden patronlarını. Jandarmayı, polisi işçi ailelerinin üstüne salan patronlar; sarı baretlerle yürünmesini engellemek istemiş. İşçiler hiç bırakır mı baretlerini! “Yaşatmadınız ki öldürün ama bırakmayız baretleri” demişler.
Yaşamamışlar gerçekten. Onların hayatları, acı hikâyelerle bezenmiş. Başlarından geçenleri anmak hâlâ büyük acı veriyor, hâlâ içlerini yakıyor. İzlerken görüyoruz ki kendilerini tutmaya çalışıyorlar; sözlerini tamamlamaya çalışıyorlar ama… Boğazları düğümleniyor, sesleri titriyor, yaşlı gözlerini kaçırıyorlar. Maden işçisinin kaderi, madenci eşinin de çocuklarının da ana-babalarının da kaderi oluyor. Hem sadece yoksulluklarına, acılarına ortak değiller. Mücadele azmine, direncine, sabrına, kararlılığına da ortaklar.
Madenci eşleri, o kadınlar, görenleri hayran bırakıyor. Dağ gibi duruyorlar eşlerinin yanında. En önde yürüyorlar hak mücadelesinde. İşverenin itlerine kafa tutuyorlar. Saldırıya da uğrasalar, gaza da boğulsalar geri adım atmıyorlar. Korkmuyorlar! Evlatlarını da yanlarına katıp yürüyorlar.
Hele o çocuklar… Zengin bebelerine hiç benzemiyorlar; zehir gibiler. İşçi-işveren arasındaki sınıfsal ayrımı da iktidarın pozisyonuyla kendi yaşadıkları arasındaki bağlantıyı da çözmüşler. Görseniz bağrınıza basmak istersiniz o pırıl pırıl çocukları. Belli ki anne-babaları çok iyi yetiştirmiş, çok sevmiş. Birbirlerine nasıl sahip çıktıkları, her şeyi nasıl paylaşmak istedikleri hemen fark ediliyor. En küçükleri bir bebek. Babası tazminatını alabilirse ona gofret alacağını söylüyor. O da “ablaya da alacak mısın?” diye soruyor kendi lisanınca.
Babalar öylesine acıya boğulmuş ki ekmek diye çıktıkları yolda bin dert daha edinmişler. Gözlerini kaybettiği için bebeğini hiç göremeyecek olan babanın, ayaklarını kaybettiği için çocuklarının onu koşturarak karşılamayacağını anlatan babanın, telefonunda kayıtlı tüm arkadaşlarını toprağa veren babanın kaybedecek bir şeyi kalmamış.
İşverenin yaptığı tek iyi şey zalimliğini, nefretini, ruhundaki sefilliği açık etmesidir. Bunun da katkısıyla işçiler gayet net. Tüm imkânıyla işçilere ve ailelerine saldıran patronların korkulu rüyası gerçekleşiyor. Yoksulluğa, açlığa, ölüme layık görülen, tekmelenen işçiler birleşiyor!
Dayanışma TV’nin hazırladığı bu belgesel nasıldı derseniz, sadece izleyin derim; anlatamam. Neler var, neler… Orası gerçek dünya. Orada her konu büyük. Ufak tefek sorunların lafı olmuyor. Bu belgesel, bize bir trajedi sunmuyor. Kesinlikle, umutlu!
Göz Göre Göre Yitirilen Canlar!
- Digel Tekstil İşçilerinin Hak ve Onur Mücadelesi Devam Ediyor
- 17 Ağustos Depreminin 26’ıncı Yılı: Deprem Değil Yağmacı Düzen Öldürüyor!
- Evrensel Gazetesine Silahlı Saldırı
- Vergi Sorunu
- Kötü Çalışma Koşullarına ve Sendikal Baskılara Karşı İşçiler Mücadele Ediyor
- İşyerinde Gelen Ölümler
- 3 Pişi ve Sabrın Ödülü
- Yas Tutmuyoruz, Mücadele Ediyoruz!
- Bu Bataklıktan Birlikte Çıkmalıyız!
- KESK Taleplerini Duyurmak İçin Alternatif TİS Masası Kurdu
- “Faizi Kim Uyguluyor, Bunu da Desene!”
- Hiroşima’dan Gazze’ye Umut İşçi Sınıfının Örgütlü Mücadelesinde
- Kamu İşçilerine Sefalet Protokolü
- Kamu İşçilerine Grev Yasağı ve Sefalet Dayatması
- BİRTEK-SEN Tekstil Raporunu Yayımladı
- Doğanın Değil Doların Yeşilini Sevenlerin Yasası
- Bomb Love, Savaş ve Çocuklarımız…
- 102 Günde 132 Kadın Öldürüldü Duydunuz mu?
- Emekliye Yeni Operasyon
- Karpuzun Bozduğu Ekonomik Denge!
Son Eklenenler
- Siyasi iktidarın “aile yılı” ilan ettiği 2025’te nice ailenin ocağına ateş düştü, düşmeye de devam ediyor. Ocak ayında meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya’daki otel yangını felaketiyle başladı yeni yıl. Ama bu felaket ne ilkti...
- Bombalarla yerle bir edilen Gazze’de artık ne sokak kaldı ne okul ne hastane… Ölüm çok, açlık derin… Açlığın ne olduğunu bilenler, “Allah kimseyi açlıkla terbiye etmesin” der. Çünkü açlık, insanın canının yavaş yavaş çekilmesidir, gözünün gördüğüne...
- İzmir Gaziemir Serbest Bölgede üretim yapan Digel Tekstil fabrikasında, sendikalı çalışmak istedikleri için işten atılan 15 işçinin direnişi devam ediyor. 14 Ağustosta TEKSİF Ege Bölge Temsilciliğinde, direnişçi işçiler ve sendika temsilcileri bir...
- İsrail devleti, Filistin halkına yönelik saldırılarını sürdürerek savaşın alevlerini büyütmeye devam ediyor. Dünyanın dört bir yanındaki işçi ve emekçiler ise emperyalist savaşa karşı öfkelerini dile getiriyor, savaşın ortasında kalan sınıf...
- Toplumun ezici çoğunluğunu oluşturan, üreten, hizmet sağlayan, zenginlikleri var eden biz değil miyiz? Aynı sorunlarla boğuşan biz değil miyiz? Çürümeden, yozlaşmadan kurtulmak, nefes almak isteyen biz değil miyiz? Birbirimize ihtiyaç duyan biz...
- KESK, Ağustos ayının ilk haftasında alternatif TİS masası kurarak 2026-2027 Toplu Sözleşmesinde kamu emekçilerinin taleplerini duyurdu. İktidarın ilk zam teklifini açıkladığı gün Çalışma Bakanlığı önünde açıklama yaparak teklifi protesto etti. 13...
- İsrail devleti Filistin halkına yönelik saldırılarını her geçen gün arttırıyor. Filistin halkı yalnızca bombalarla, kurşunlarla değil abluka nedeniyle açlıkla da mücadele ediyor. Bölgede gıdaya erişim neredeyse imkânsız hale geldi. Ancak İsrail...
- Sırbistan’da geçtiğimiz yıl Kasım ayında Novi Sad şehrindeki bir tren istasyonunda meydana gelen çökme sonucu 16 kişi hayatını kaybetmişti. Yolsuzluk ve ihmalin yol açtığı bu felaketin üzerinden 9 ay geçti, ancak öğrenciler ve işçilerin öfkesi...
- Geçtiğimiz ay Emekçi Kadın köşemizde, 1840’lı yıllarda Ignaz Semmelweis adlı genç bir doktorun annelerin hayatını kurtaran mücadelesine yer vermiştik. Zorluklara, engellere, baskılara rağmen doğru bildiği yolda yürüyerek kadınların ve bebeklerin...
- Bundan 1162 yıl önce, 863’te köleler Abbasi İmparatorluğuna isyan ettiler ve bataklığın ortasında bir şehir kurdular. Bu şehrin adı El-Muhtare idi, yani “Özgürlük Kenti”… Bu bölge, Dicle ve Fırat nehirlerinin Basra Körfezine dökülmeden önce...
- 4 milyon kamu emekçisini ve 2,5 milyon emekliyi kapsayan toplu sözleşme sürecinde iktidarın ilk zam teklifi 2026 yılının ilk 6 ayı için yüzde 10, ikinci 6 ayı için yüzde 6; 2027’nin ilk 6 ayı için yüzde 4, ikinci 6 ayı için yüzde 4 olmuştu. İkinci...
- Kamu emekçilerinin 2026–27 yıllarını kapsayacak toplu iş sözleşmesi görüşmeleri başladı. Yaklaşık 6 milyon kamu emekçisi var ve aileleri ile birlikte düşünüldüğünde 20 milyon insanı ilgilendiren bir süreç başladı. Kamu işvereni yani devlet, 2026’nın...
- İşçi Dayanışması’nın sayfalarında dünyadan işçi mücadelelerine, yüz milyonlarca işçinin katıldığı grevlere, farklı millet ve inançlardan yüz binlerce emekçinin bir araya geldiği Filistin’le dayanışma eylemlerine, ülkeden ülkeye yayılan emekçi...