Buradasınız
Haksızlığı Görüyorsan Harekete Geç ve Örgütlen!
Mersin’den genç bir işçi
Kapitalist sistem insanlar arasında dayanışma ve yardımlaşma duygularını köreltmeye, her koyunun kendi bacağından asılacağı fikrini zehir gibi insanların zihnine nakşetmeye çalışır. Başkasının sorunlarına duyarsızlaşmamızı, birbirimize yabancı gibi, düşman gibi bakmamızı ister. Empati kurmamızı engellemek ister. Ne yazık ki örgütsüz insanlar bu tuzağa kolaylıkla düşerler. Başka insanların sorunlarıyla kendi sorunları arasında nasıl bir bağ olduğunu gözden kaçırırlar. Sorunların çözümü için önce başkasının harekete geçmesini bekleyebilir, “başkası yapsın, niye ben öne atılayım” diyebilirler. Başkalarının duyarsız davranacağını, destek olmayacağını düşünüp geri durabilirler. Sorunlar karşısında tepki göstermek için o sorunların kendi canlarını yakmasını bekleyebilirler. Sonuç olarak yanı başlarında olup bitenlere tepki veremeyen ya da tepkisini doğru ve sonuç alıcı tarzda gösteremeyen, hatta bu yüzden sorunun büyümesine katkı koyan insanlar haline getirilirler.
Geçtiğimiz günlerde haberleri okurken tepki vermediğimizde ya da doğru tepki veremediğimizde çözebileceğimiz sorunları, engelleyebileceğimiz haksızlıkları bile çözemediğimizi örnekleyen bazı haberler dikkatimi çekti. Bir marketten 44 liralık alışveriş yapan yaşlı bir kadın marketin servisine biniyor. Ancak servis şoförü alışverişi 50 liranın altında olduğu için kadını servisten indirmeye çalışıyor. Servisteki insanlardan kimileri hiçbir tepki göstermezken, kimileriyse “ne utanç verici bir olay” diyerek kameraya alıyor. Kimileri olayı şaşkınlıkla izlerken, kimileri de tepkisini homurdanarak, “neden indirdiniz, şimdi rahatladınız mı?” diyerek gösteriyor. Hiç kimse yaşlı kadını indirmesini engellemek için şoföre müdahale etmiyor. Servis minibüsünün kapısına dikilip engel olabilecek insanlar bunu yapmaktan imtina ediyor.
Dikkatimi çeken bir diğer haberdeyse yine yaşlı bir kadın, kartında para olmadığı için kolundan çekiştirile çekiştirile belediye otobüsünün şoförü tarafından yaka paça dışarı atılıyordu. Bu olayda da benzer şekilde otobüsteki kimi insanlar hiçbir şekilde kıllarını kıpırdatmayıp olayı izlerken, kimileri kameraya çekmişti. Videonun sosyal medyada yayılmasının ardından gelen tepkiler üzerine yetkililer yaptıkları açıklamalarda yaşlı kadının akli dengesinin yerinde olmadığını, bindiği otobüsü kirlettiğini söylediler. Sanki bir insanın akli dengesinin yerinde olmaması o insana bu şekilde yaklaşılmasını, yaka paça otobüsten dışarı atılmasını haklı kılarmış gibi utanmadan bu açıklamayı yaptılar.
Hayatın her alanında, her yerde, her zaman böyle olaylara şahit oluyoruz. İnsanların aşağılandığını, baskı gördüğünü, haksızlığa uğradığını görüyoruz, biz de aynı şeyleri yaşıyoruz. Peki, neden homurdanmakla, söylenmekle yetiniyoruz, doğru bir şekilde tepki vermiyoruz, veremiyoruz? Böyle durumlarda sessiz kalmak, “bana ne” demek zaten kabul edilebilecek bir şey değildir. Fakat homurdanmak, söylenmek, tweet atmak, kameraya çekmek yeterli midir? Bunları yaptığımızda “üzerimize düşeni yapıyoruz” diye düşünebilir miyiz? Bu tepki vicdanımızı rahatlatmaya, yaptıklarımızı yeterli görmeye yeter mi? Ama en önemlisi, sorunların çözülmesini sağlar mı?
İçimizde büyük bir kızgınlık taşımamız, homurdanmamız, hayıflanmamız, şikâyet etmemiz, sosyal medya paylaşımları yapmamız tek başına değişim yaratmaz. Tepki vermek sadece kızmak değildir, aslında bir haksızlığa rıza göstermediğini onu engellemeye çalışarak göstermektir. Bu zaten sonuç almak üzere harekete geçmeyi, eyleme dönüştürmeyi gerektirir. Tepki, ancak hep birlikte ve güçlü bir biçimde gösterilirse sorunların çözümünü, bir daha yaşanmamasını mümkün kılar. Tepkimiz örgütlü ve sistematik olursa, değişim yaratmaya dönük olursa sonuç alırız.
İşte tam da bu nedenle değişim yaratmak için sorumluluk almamız, harekete geçmemiz, olaylara müdahale etmemiz gerektiğini kavramalıyız. Hayatın kıyısında, köşesinde durup izlemekle, televizyon ya da sosyal medya başında homurdanmakla hiçbir şeyi değiştiremeyiz. Ama çoğu durumda tek başımıza eyleme geçmekle de değiştiremeyiz. Haksızlıkları görüyor ve öfkeleniyorsak hep birlikte ve bilinçli bir şekilde hareket etmeliyiz. Bindiğimiz market servisinden işyerimize hayatın her alanında sorunlarımıza çözüm bulmak için neler yapabileceğimizi birlikte tartışıp konuşabilmeliyiz. Egemenlere inat dayanışmayı büyütmeliyiz. “Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” zihniyetini reddetmeliyiz.
Yaşamın her alanında baskılara, zorbalığa, insanın alçaltılmasına karşı tepkimizi doğru biçimde gösterebilmek için, değişim yaratabilmek için, yaşamı kökten değiştirmek için örgütlenmenin, harekete geçmenin tam vaktidir! Haydi dayanışmaya!
- “Bizim Hayallerimizi, Sizin Geleceğinizi Çaldılar”
- Bizim Mahallenin Gençleri
- Kişisel Gelişim Zırvasına Kanma, Sınıf Mücadelesine Sarıl
- Sömürü Düzenini Uçurumdan Atmak İçin Örgütlenelim
- Hindistan’da 250 Milyon Dolarlık Düğün ve Yoksulluk
- Emek Sömürüsü Kapitalizmin Fıtratında Var
- Sahip Olduğunuz Servet Bizden Çaldıklarınızdır!
- “Sayende Sigortalı Çalıştım, Emekliliğime Az Kaldı”
- Bayramları Bayram Gibi Yaşamak İçin!
- Dünya Üzerinde Yaşayan Herkesin Evi Olmalı
- Onlar Yok Ediyor, Biz Yenisini Yapacağız!
- Suyun Lüksü Olur mu Hiç?
- “Senin Yolundan Gideceğim Amca”
- Her Günü Doğa ve İnsanlık Günü İlan Etmek İçin…
- “Kıpır Kıpırsın, Heyecanın Ne Güzel Ey Yolcu”
- “Bence, Sevgi Emektir”
- Ah, Cemal Ah!
- Bir Fotoğraf Karesinin Hissettirdikleri
- Davulun Sesi Uzaktan Hoş Gelir
- İstanbul’da Yaşam: Deniz Kıyısında Deniz Görememek!
Son Eklenenler
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...
- Fransa’da devlet demiryolu şirketi SNCF’de örgütlü CGT-Cheminots, UNSA-Ferroviaire, SUD Rail ve CFDT-Cheminots sendikaları, 11 Aralıkta süresiz grev kararı aldı. Dört demiryolu sendikası, grev kararını SNCF’nin yük taşımacılığı birimi olan SNCF Fret...
- Gürcistan’ta madencilik şirketi Georgian Manganese’e ait Zestafoni ferroalyaj tesisi ve Chiatura manganez madeni 1 Kasımdan Nisan 2025’e kadar üretimi durdurduğunu açıkladı. Gürcistan’ın en büyük madencilik şirketi Georgian Manganese’in tesislerinde...
- Çocukların mutlu olduğu, gelecek endişesi taşımadığı, ayrımcılığa maruz kalmadığı; eşitlik, özgürlük, barış dolu bir dünyada yaşamalarını kim istemez ki? Fakat biliyoruz ki dünyamız çocuklar için sıcak bir yuva değil. Kol kanat gerdiğimiz...
- Gebze’de bulunan Grid Solutions ve Schneider Elektrik, İstanbul’da bulunan Hitachi Energy ve Bursa’da bulunan Arıtaş Kriyojenik fabrikaları için Birleşik Metal-İş Sendikası ile MESS arasında yürütülen toplu iş sözleşmelerinde anlaşma sağlanamaması...
- Gün geçmiyor ki her gün bir öncekine rahmet okutacak, canımızı yakan bir olay olmasın. Sistemin iyice çürümesi ve tarifsiz bir bataklığa dönmesiyle birlikte, bu çürümüşlük toplumda derin yaralar açıyor. Bunun sonuçlarından bir yenisi de İzmir’de...
- Bir film sahnesi: İngiltere’de bir madenci bandosu, Rodrigo’nun gitar konçertosunu çalmaktadır. Madencilerin emektar ellerinden ahenkli melodiler akıp giderken arka planda hükümet tarafından kapatılmak istenen bir madenle ilgili toplantılar, yürüyen...
- Bugün 18 Kasım. Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli bir yer tutan Netaş Grevinin yıldönümü… Netaş işçileri, 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesinin baskı koşullarında bile işçilerin örgütlülüğünün patronları alt edebilecek güçte olduğunu...
- UİD-DER, grevlerinin 81. gününde MKB Rondo işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Birlikte Karşı Duralım” pankartı ile grev yerine yürüyen işçiler; “MKB İşçisi Yalnız Değildir”, “Yaşasın Sınıf Dayanışması”...
- Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ilk olarak 2001 yılında gündeme getirildi ancak AKP iktidarı 2018’de işçilerin iradelerinin dışında bu sistemi zorunlu hale getirdi. 2018 yılından beridir işçilerin maaşlarından her ay bu kandırmacaya para...