Buradasınız
Toronto 1 Mayıs’ında Yüreğimiz UİD-DER’le Birlikteydi
Kanada’dan bir siyasi mülteci
Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri’nde 1 Mayıs sadece sol partiler tarafından kutlanır. İşçiler ve sendikalar Eylül ayının ilk Pazartesi gününü “Emek Günü” olarak kutlar. Bunu yapmalarındaki kasıt Kuzey Amerikalı işçilerle dünyanın geri kalan bölgelerindeki işçiler arasında köprüler oluşmasını engellemektir.
Kuzey Amerika’da egemenler, 1886’daki mücadeleleri hatırlatan, tüm dünya işçileri arasında enternasyonal köprüler kuran 1 Mayıs yerine, Eylül ayındaki “Emek Günü” kutlamalarını resmileştirmiştir.
Fakat bu yıl Toronto’da İşçi Bayramı daha bir ciddiyet ve birlik içinde kutlandı. İlk kez öğretmenler ve posta işçileri de sol partilerle birlikte 1 Mayıs’ta yer aldı.
Geçtiğimiz yıl boyunca Kanada’da işsizlik yaygınlaştı, fiyatlar arttı. Bu koşullarda gerçekleşen bu yılki 1 Mayıs etkinliğine geçmiş yıllara göre daha fazla sayıda insan katıldı. İleri sürülen talepler daha net ve kapsamlıydı. Kadınlar için “eşit işe eşit ücret”, “saatlik asgari ücret 20 dolara yükseltilsin”, “savaşa ve silah satışlarına hayır”, “Siyahlara, Yerlilere, Asyalılara yönelik sistematik baskı ve tacizler son bulsun” gibi sloganlar örnek olarak gösterilebilir. Dikkatimi çeken sloganlardan biri “Bizim geleceğimiz! Bizim kavgamız” sloganıydı.
Her zaman olduğu gibi, işçilerle yan yana olmanın, taleplerimizi haykırmanın mutluluk ve heyecanını yaşadım. Bir gün haklı taleplerimize ulaşacağımızdan umutluyum.
Belki inanmazsınız ama İşçi Bayramına katıldıkları için saygı duyduğum herkesle birlikteyken, Toronto şehir merkezinde, Queen Park’ta, tüm kalbimle bir dilek diledim. Ailemle beraber İşçi Bayramı’nı sevgili UİD-DER ailesi ile birlikte bir kez daha yaşayabilmeyi diledim. Amaçlı, düzenli, planlı yürüyen, meşru taleplerini yürekten haykıran UİD-DER’li arkadaşlarımızla 2012’de kutladığımız 1 Mayıs İşçi Bayramının mutluluğu halen yüreğimdedir.
Bu yılki 1 Mayıs görüntülerinizi içeren videoyu defalarca izledim ve her seferinde gözlerimden yaşlar geldi. Hepimizin haklı özlemlerimize kavuştuğu ve artık öfkemizi ve taleplerimizi haykırmamıza gerek kalmadığı günün gelmesini tüm varlığımla diliyorum. Hep birlikte barış ve eşitlik içinde, tasasız yaşayacağımız günlerin ümidiyle. UİD-DER’li çocuklarla birlikte haykırıyorum: Dünyayı çocuklara verin!
- Okyanusun Ötesinden 1 Mayıs
- Aynı Duygularda Ortaklaştığımız UİD-DER’li Emekçi Kadınlara Selam!
- Benim Yerim UİD-DER
- Toronto 1 Mayıs’ında Yüreğimiz UİD-DER’le Birlikteydi
- Güçlüyüz, Çünkü Birlikteyiz
- Bütün Dillerde Yankılanan Slogan
- UİD-DER Yüreklere Umut Ekiyor!
- O Gün Esen Rüzgâr Bile Farklıydı
- 1 Mayıs 2022: Hayatımın En Güzel Günlerinden Biri!
- Ne Kadar Özlemişim Kol Kola Halaya Durmayı, Ağız Dolusu Slogan Atmayı
- Yüreği Özgürlük İçin Çarpan Tüm Sınıf Kardeşlerimize Bin Selam
- Biz Beraberken Güçlüyüz!
- Yine Umudumuz Tazelendi Hep Birlikte!
- Biz de Oradaydık!
- En Güzel 1 Mayıs’ımdı
- Çoluk Çocuk Genç Yaşlı, İşte 1 Mayıs!
- Gökyüzü İlk Kez Bizimdi Bugün
- Dublin’de 1 Mayıs
- Mersin’den Maltepe’ye 1 Mayıs Coşkusunu Yaşadık
- Kocaeli’den Emekçi Kadınlar: 1 Mayıs’ta Kalabalığın Değil Birliğin İçindeydik
Son Eklenenler
- Siyasi iktidar ve sermaye sınıfı yasa kural tanımadan işçilerin haklarını gasp ediyor. Bu saldırılara işçilerin cevabı ise mücadele etmek, boyun eğmemek oluyor. 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta Manisa Turgutlu’da yürüyüş ve basın...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER’in, “Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” şiarıyla düzenlediği etkinlikler dizisi İstanbul Avrupa Yakası ve Mersin’deki etkinliklerle son buldu.
- Kocaeli İSİG Meclisi ve Eğitim-Sen 1 No’lu Şube, MESEM aracılığıyla öğrencilerin sermaye için çocuk işçi yapılmasına karşı 16 Martta basın açıklaması düzenledi.
- Patronlar iş barışını “patronla işçi arasında uyum, saygı ve güven ortamı” olarak tanımlıyorlar. Peki, patronun işçiyi sömürmesi üzerine kurulu bir sistemde saygıdan, barıştan söz edebilir miyiz? İş barışı söylemini dillerinden düşürmeyen patronlar...
- Malum, Şubat ayını geride bırakıp baharın gelişini müjdeleyen Mart ayına girdik. Fakat içimiz bahar sevinciyle dolmak bir yana daha da kararıyor. Ama bunun tek nedeni hava değil. Atalarımız “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” demişler....
- Ücretlerimizin yükseltilmesini talep ettiğimiz her dönemde, biz işçilere “açgözlü”, “nankör” yaftası yapıştırılır. İktidar sahiplerinden tutun da, daha fazla kâr etmek için hayatlarımızı cehenneme çeviren patronlara kadar sermaye sınıfının zihniyeti...
- İşçilerin pek çok sektörde hak gasplarına karşı verdikleri mücadeleler sürüyor. Antep’te bulunan Sayın Tekstil fabrikasında 200’ü aşkın işçinin ek zam talebiyle 9 Martta başlattığı iş bırakma eylemi devam ediyor. 14 Martta sendikaları BİRTEK-SEN’le...
- Toplumun ezenler ve ezilenler olarak ikiye bölündüğü bir sistemde gerçek adalet ve barış olamaz. Ama gerçek adaleti ve barışı isteyenler olur ve onlar ezilen sınıflardır, kadın erkek işçiler ve emekçilerdir. Dünden bugüne Fransa’dan Türkiye’ye...
- Hepimizin bildiği üzere kısa bir süre önce 2023-2025 MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi grev aşamasında son buldu. Birden çok fabrikada MESS’e bağlı olsun veya olmasın hareketli süreçler yaşandı. Çünkü alınacak ücret başka fabrikadaki işçilerin alacağı...
- Pek çok işçi kardeşimiz grev ve direnişlerde “biz ekmeğimizin peşindeyiz” derler. Bununla ekmeklerini korumak dışında bir amaçları olmadığını anlatmaya çalışırlar. Fakat kısa zamanda ekmeklerini koruyabilmek için sendikaya üye olma, grev, gösteri,...
- TÜİK’e göre Türkiye’de göreli yoksullaşma da azalıyormuş! Ülkedeki ortalama gelirin yüzde 50’si yoksulluk sınırı olarak kabul edildiğinde 2013 yılında göreli yoksulluk oranı yüzde 15 iken 2023 yılında yüzde 13,9’a düşmüş. Pek çok uzman Cumhuriyet...
- Erzincan İliç’te bulunan siyanürlü altın madeninde meydana gelen faciada 9 madenci kardeşimiz hâlâ göçük altında. Siyanürlü liç yığınının çökmesinin ardından siyanürün yanı sıra çeşitli ağır metaller de suya ve toprağa karıştı. Madenin sahibi yerli-...
- Çalıştığım işyerinde Tuncay isimli bir arkadaşımız var. Tuncay eşinden ayrılmış, çok şeker bir oğlu var, hayatta belki de tek tutunacağı dal o kalmış. Gözlerinde “şişe dibi” diye tabir edilen bir gözlük, ayağının biri topal, iki kulağında da işitme...